Muharrem ayında pişirilmesi ve dağıtılması etrafında şekillenen aşure geleneği Erzincan’da devam ettiriliyor. Erzincan’ın Üzümlü ilçesine bağlı Altınbaşak Hacı Bektaş-i Veli Kültür ve Cem Evinde aşure programı düzenlendi.

Altınbaşak Beldesi  Hacı Bektaş-i Veli Kültür ve Cem Evi tarafından düzenlenen aşure programı yoğun ilgi gördü. Düzenlenen aşure programına Üzümlü Kaymakamı Merhmet Erdem Akbulut, Altınbaşak Belediye Başkanı Engin Deniz, ilçe protokolü ve Altınbaşak Beldesi sakinleri katıldı.

Altınbaşak Aşure2

Bereketin, paylaşmanın, birlik ve beraberliğin simgesi olan Aşure gününü kutlayan Üzümlü Kaymakamı Mehmet Erdem Akbulut, aşure programına katılan vatandaşlarla ile hasbihâl ederek, programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.

Erzincan’da sondaj çalışmaları devam ediyor… Erzincan’da sondaj çalışmaları devam ediyor…

Aşure Geleneği

Buğday, fasulye, nohut, kayısı, incir gibi bakliyat ve yemişlerin birlikte kaynatılması ile hazırlanan yiyeceğe “aşure”; bu yiyeceğin hicri takvime göre Muharrem ayında pişirilmesi ve dağıtılması etrafında oluşan uygulamalara ise “aşure geleneği” adı verilir. Aşure adı, dilimize Arapça "aşura" kelimesinden geçmiş olup, İbranice “onuncu” anlamındaki "asor" kelimesinden gelmektedir.

Türkiye’de aşure ayı olarak bilinen muharrem ayında gerçekleştiğine inanılan olaylara ilişkin birçok rivayet vardır. Bunlardan en yaygın olarak bilinenler; Hz. Nuh’un gemisinin karaya oturması, Hz. Âdem’in tövbesinin kabul edilmesi, Hz. İbrahim’in ateşten kurtulmasıdır. Muharrem ayının 10. gününde aşure, yaygın olarak Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilişini anmak için yapılmaktadır.

Aşure geleneğini uygulayan toplulukların bu güne yükledikleri anlama göre aşurenin içine konan malzeme, yapılış tarihi ve amacı değişiklik göstermektedir. Aşure, bu geleneği uygulayan topluluklara göre çeşidi ve sayısı değişse de içine konan malzemenin çokluğu ile ün yapmış bir yiyecektir ve genel olarak kabuğu alınmış buğday ile birlikte, fasulye, nohut, kayısı, ceviz, üzüm, incir gibi bakliyat ve yemişlerin uzun süre kaynatılmasıyla pişirilir.

Pişirilen aşurenin duası yapılır; şifalı olduğuna inanıldığı için önce hasta ve çocuklara yedirilir, sonra yakın çevreden başlamak üzere birçok kişiye dağıtılır. Aşurenin kabı yıkanmadan iade edilir. Aşure artarsa meyve ağaçlarının dibine dökülür ve bu ağaçların daha çok meyve vereceğine inanılır.

Editör: Haber Merkezi - SK