Deniz Akkaya, geçtiğimiz aylarda Twitter (X) üzerinden kızıyla yaşadığı bir olayı paylaşarak sosyal medyada geniş yankı uyandırmıştı. 16 yaşındaki kızının sakladığı telefonuna el koyması ve ardından yurtdışı planlarına dair bulgular elde ettiğini söylemesiyle, olay bir aile krizine dönüşmüştü. Akkaya, bu olay sonrası kızının kendisine fiziksel şiddet uyguladığını ve yaklaşık 1,5 saat balkona kilitli kaldığını ifade etmişti. Olay yerine çağrılan polisler ve sosyal hizmetlerin müdahalesiyle kızı, devlet tarafından koruma altına alındı. Yapılan incelemelerin ardından mahkeme, babanın talebi doğrultusunda A.Ö.’nün babasına teslim edilmesine karar verdi.
Bu süreçte, Akkaya'ya karşı açılan kamu davasında da çarpıcı bir sonuç çıkmıştı: Kızına şiddet uyguladığı tespit edilen Akkaya, 4 ay 27 gün hapis cezasına çarptırıldı. Eski eşi Efe Özbilgin'le aralarındaki gerilimli süreç, hukuk mücadelesine dönüştü ve konuyla ilgili gelişmeler hız kesmeden devam etti.
Son olarak, Oda TV'nin özel haberine göre, Efe Özbilgin’in Türk Medeni Kanunu uyarınca Deniz Akkaya hakkında vesayet davası açtığı öğrenildi. Özbilgin’in dilekçesinde, Akkaya'nın bipolar bozukluk tanısı konulduğu ve çevresi için tehdit oluşturduğu ileri sürüldü. Ayrıca, uyuşturucu kullandığı, mal varlığını kötü yönettiği ve korunmaya muhtaç olduğu gerekçeleriyle Akkaya'nın vesayet altına alınması ve hastaneye yatırılması talep edildi.
İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, hâkim, sunulan kanıtlar ışığında Akkaya'nın son üç yıldaki tüm hastane kayıtlarının talep edilmesine, mal varlıklarının tedbir altına alınmasına ve Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilmesine hükmetti. Bu son gelişme, Deniz Akkaya ve çevresindeki hukuk mücadelesine yeni bir boyut kazandırdı.