Erzincan'da, 13 Mart 1992'de saat 19.08'de meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremin acı hatırasını hala unutulmuyor. 33 yıl önce meydana gelen depremin büyüklüğü 6.8 olarak ölçüldü. O gün, 653 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı, 8 bin 57 bina hasar gördü veya tamamen yıkıldı.
Deprem, sadece Erzincan'ı değil, çevre illeri de etkiledi. Erzurum ve Bingöl gibi illerde de maddi hasarlar meydana gelirken, en büyük yıkım Erzincan'da yaşandı. Yardım çalışmalarını aksatan en büyük etkenlerden biri, kamu binalarının hasar görmesiydi. Türkiye genelinde başlatılan yardım kampanyaları, depremzedelere destek olmayı amaçladı.
Aradan geçen 33 yılda, Erzincan depremin yaralarını sarmaya çalışırken, şehrin Belediye Başkanı Bekir Aksun, deprem gerçeğiyle yüzleşmenin ve gelecekteki olası depremlere karşı daha hazırlıklı olmanın önemini vurguladı.
"YATAY MİMARİYE DEVAM EDECEĞİZ"
"Depremler geçmişte olduğu gibi gelecekte de olabilir," diyen Aksun, depremin yıldönümünde şu ifadelere yer verdi:
Depremlerle birçok kez yıkılıp yeniden inşa edilen ve Kuzey Anadolu fay hattında yer alan ilimizde, bir daha deprem yaşamamak, olası bir depremde can ve mal kaybına uğramamak en büyük temennimizdir. Erzincan’ın tarihi boyunca gerçekleşen büyük depremler bir gerçeği ortaya çıkarmıştır. Depremler geçmişte olduğu gibi gelecekte de olabilir. Depremlerde can ve mal kaybını en aza indirmek, depremlere hazırlıklı olmak ve şehir yapılanmasını deprem riskine göre yapmak hepimize düşen hayati bir görevdir. Bu gerçeği göz ardı etmeden şehrimizde yatay mimariye devam edeceğiz. Göreve geldiğimiz günden itibaren özellikle kentsel dönüşüm alanında çok önemli çalışmaları gerçekleştirdik. Allah nasip ederse görev süremiz boyunca bu çalışmalarımızı aksatmadan devam ettireceğiz."
1992 Erzincan Depremi, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi ve daha güvenli yapılar inşa etmesi gerektiğinin acı bir hatırlatıcısı olarak hafızalardaki yerini koruyor.