Erzincan'da geçmişte büyük depremler yaşamış bir il olarak, depreme hazırlık konusunda önemli adımlar atılıyor. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden, depreme karşı alınacak tedbirlerin sadece yapı stokunun iyileştirilmesiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda erken uyarı sistemleri ve sensör ağları gibi teknolojik çözümlerle şehirdeki olası felaketlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Şevket Özden, depremin oluşumu, zemin özellikleri ve yapı stokunun önemine dikkat çekerek, şu ifadelere yer verdi:
“En son yaşadığımız 2023 Şubat depremleri bize yapı stokumuzun gerçekten kontrol edilmesi gerektiğini öğretti. Sadece kontrol edilmesi değil, aynı zamanda ciddi bir dönüşüm oluşması gerektiğini öğretti. Çünkü oradaki yapı stoku ve insan kaybımız kabul edilebilir limitlerin çok çok ötesinde oluştu. Bu, depremin büyüklüğü ile de alakalıydı, zemin yapısı ile de alakalıydı.” İfadelerine yer verdi.
YEDİSU EN SON 200 YIL ÖNCE DEPREM ÜRETTİ
Yedisu Fayı’nın sessizliğini koruduğunu, ancak ortaya çıkabilecek olan depremin büyüklüğünün Erzincan’ı ciddi şekilde tehdit edebileceğini vurgulayan Özden, “AFAD’ın istasyonlarından ve Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Deprem Araştırma Enstitüsü’nün istasyonlarından topladığımız veriden, bu bölgedeki bazı kısımların oldukça sessiz olduğu, dolayısıyla ortaya çıkacak olan depremin büyüklüğü ile ilgili bize huzursuzluk verici bazı neticelere götürdüğü, Yedisu Fayı’nın bundan önceki en büyük ürettiği depremin yaklaşık 200 küsur yıl önce olduğu, bunun da 7’den büyük olduğu belirtiliyor. Bütün bu bilgileri bir araya getirdiğiniz zaman, Yedisu Fay’ında oluşacak herhangi bir depremin Erzincan’ı ciddi şekilde tehdit edeceğine inanıyorum.” ifadelerine yer verdi.
ERZİNCAN’IN BİRÇOK NOKTASINA SENSÖR YERLEŞTİRİLECEK
Deprem Teknolojileri Enstitüsü’nün çalışmalarına değinen Özden, Erzincan’a yaygın sensör ağı kurma çalışmalarının başladığını belirtti.
Prof. Dr. Özden, “Biz Erzincan’a yaygın olarak bir ağ kurma çabasındayız. Sağ olsun, üniversitemizin rektörü Prof. Dr. Akın Levent hocamız bir fon oluşturdu. Bu fonla beraber cihazlar alma çabasına giriştik. Bu cihazlarla Erzincan’da birçok noktaya sensörler yerleştireceğiz. Bu bir erken uyarı olmayacak yalnız. Bu, deprem sonrası hangi alanda ne kadar büyük bir etki olduğunu, dolayısıyla nerelerde olası yıkımların olabileceğini gösteren bir ekran çıkacak karşımıza. Gece ya da fiziksel olarak oraya ulaşmamızda zorluk olduğu noktalarda bizim nereye hangi gücümüzü göndermek için planlama yapmamızla ilgili önemli bir silah olacak bu elimizde. Erzincan’ın birçok noktasına yerleştireceğimiz sensörlerle beraber Yedisu Fay’ında herhangi bir yırtılma olduğunda şehrin hangi noktasında en büyük ivmenin, en yıkıcı deprem etkisinin oluştuğunu, biz arama-kurtarma yapan, o noktada halka hizmet veren AFAD’a bu bilgileri aktarmayı planlıyoruz. Enstitünün arama-kurtarmayla ilgili herhangi bir planı yok, varlığı da yok. Ama arama-kurtarmayla ilgili ya da bu organizasyonla ilgili en yetkili kurum AFAD. Dolayısıyla biz kendi çapımızda AFAD’a böyle bir bilgi üretip, onlara bu bilgiyi depremin hemen sonrasında aktarmanın bir şekilde iyi olacağını düşünüp, şehri bu şekilde donatma projesine girişmek üzereyiz. dedi.
ERKEN UYARI SİSTEMİ İKİNCİL FACİALARI ÖNLEYECEK
Erzincan’da erken uyarı sistemi kurma amacıyla bir proje başlatılmıştı. Konuya ilişkin Şevket Özden, Erzincan Valiliği’nin bu projeye finansman sağlamak için gerekli girişimleri yaptığını söyledi.
“Erzincan’a erken uyarı sistemiyle ilgili bizim Erzincan Valiliği’ne bir proje başvurumuz oldu. Bunun finansmanıyla ilgili Sayın Valim gerekli girişimleri yapıyor.” dedi.
Erken uyarı sisteminin sağlayacağı avantajlara değinen Özden, “ Erken uyarı sisteminde Yedisu Fay’ında oluşacak depremden yaklaşık 10 saniye ile 25 saniye öncesinde Erzincan’daki çok kritik noktalar; doğal gaz dağıtım santralleri, hastaneler ya da havalimanının uyarılması dolayısıyla uçakların iniş veya kalkışlarının engellenmesi ya da engellenmemesi mekanik sisteme yönelik bir uyarısı olacak. 10 saniye öncesinden depremin olacağını halkla paylaşmanızın da çok büyük bir anlamı yok. Çünkü 10 saniye içerisinde insan fiziksel olarak bir şey yapamaz. Ancak mekanik ekipmanlara müdahale edebilirsiniz. Hedeflerimizin içerisinde bunlar var. Erken uyarı sistemiyle mesela doğal gazla ilgili bir problem varsa, onu kapatarak daha büyük bir problemin önüne geçebiliyorsunuz. Düşünsenize, şehrinizin içerisinden çok yüksek hızla tren geçerken eğer siz o faydaki yırtılmayı 10 saniye öncesinden yakalayıp da trenin hızını düşürecek şekilde, Devlet Demir Yolları’na ya da onun işletmecisine ona bildirirseniz, bu durumda ikinci bir faciyeye önleme çabası. Yani erken uyarı sistemi hep ikincil faciaları önleme noktasında devreye giriyor. Havalimanında uçak inerken, inme 10 saniye sonra Havalimanına bir deprem dalgası gelecek. Bu deprem dalgası, Havalimanında nasıl bir hasara sebep olacak bilmiyorum ama “Sen inmesen iyi olur” diye pilota uyardığınız zaman, bu size ikinci bir faciaya anında önüne geçmeyi sağlayacak. Dolayısıyla siz bütün ekibinizle, bütün imkanlarınızla bu sefer şehrin kendisine dönebileceksiniz. Erken uyarı sisteminin en önemli faydalarından biri de bu” ifadelerine yer verdi.