Alkışı hak eden bu çalışmaya Cumhuriyetin, yurdun en uç noktasına ulaşma gayreti de diyebiliriz. Gazeteci Emrah Taştan, eseriyle ilgili Ege Telgraf Gazetesi’den Mazlum Vesek’e konuştu.

Uzun yıllar gazetecilik yapan Emrah Taştan, 1930’lardan günümüze ışık tutacak belgelerle Kemaliye’nin erken Cumhuriyet dönemine yoğunlaşıyor. “Erzincan’da Kirtim Kirt Sesleri” kitabı bir kooperatifi ve aslında bir ülkenin aydınlanma çabasını aktarıyor.

Erzincanda Kirtim Kirt1

Gazeteci Emrah Taştan, 2016 yılında annesine ait Kemaliye’de bulunan evlerinin ardiye kısmını karıştırırken, karton kapaklı eski bir defter bulur. Üzerinde “Kemaliye Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatifi” damgası vardır. Gazeteci Taştan merakla araştırmaya başlar ve evlerinin karşısında eski bir kooperatif binasının durduğunu öğrenerek, Kemaliye Belediyesinden izin alarak binaya girer ve kooperatife ait belgelere ulaşır ve zor aşamalardan sonra “Erzincan’da Kirtim Kirt Sesleri” kitabı ortaya çıkar.

Kitabın ismi Kemaliyeli Şair Enver Gökçe’nin Kirtim Kirt adlı şiirini anımsatıyor. Gazeteci Emrah Taştan bu konuda; “Enver Gökçe Kemaliye insanını, yörenin coğrafyasını, zorluklarını çok iyi bilen bir şairimiz. Çok erken yaşta Kemaliye'den ayrılmasına rağmen sık sık köyü Çit'e sığındığını biliyoruz. Ancak Enver Gökçe "Kirtim Kirt" şiirinde, benim kitapta anlattığım dokumacı kadınları ne kadar iyi tanıdığını, bildiğini kanıtlamaktadır. “Meri Kekliğim” şiirinde memleketim insanının açlığını ciğerimize vura vura anlatır. Bugün Turistik Doğu Ekspresi'nin geçtiği tren yolunun nasıl zor koşullarda; kan, can pahasına açıldığını ifade eder. Bizim memleketin insanı; emekçidir. Kelimenin tam anlamıyla ekmeğini taştan çıkarır. Çalışmazsa, üretmezse, birlik olmazsa yok olacağını bilir. Bu durum, insanlar arasında "insan insanın kurdudur" anlayışını değil, tam aksine "her yerde her şeyde hep beraber demek için" anlayışını oturtmuştur” diyor.

Genç Türkiye Cumhuriyeti’nde Kurtuluş Savaşı sonrası Kemaliye’de bir dokuma kooperatifi kurulmuş olmasına dair “Genç Türkiye sanayileşme adımını Sovyetler Birliği ile ortak atmış. 1932'de Türkiye'ye gelen Profesör Orloff başkanlığındaki sanayi uzmanları heyeti ülkemizi gezip tarıma dayalı sanayi konusunda kapsamlı bir rapor hazırlamış. SEKA, Sümerbank fabrikaları, şeker fabrikaları bu rapora uygun olarak kurulmuş. Bu heyetin Kemaliye'ye de uğradığını bir gazete haberinin satır aralarında okudum. Bir dokuma fabrikası kurulacağından ve halkın büyük sevinç yaşadığından bahsediliyordu. Bence kooperatif kastedilmişti. Başka yabancı uzmanlar da gelmiş ülkemize ama sonuç olarak onların liberal önerilerinin kabul edilmediğini, devletçi ve planlı ekonominin tercih edildiğini görüyoruz. Bu ne demek? Orloff raporuna uygun şekilde Birinci 5 Yıllık Sanayi Planı dahilinde tüm Türkiye'de bölge merkezlerine kamuya ait fabrikalar kuruluyor. Kemaliye gibi küçük merkezlere de kooperatifler kuruluyor. Sümerbank destekliyor ve yönlendiriyor. Bu, bir grup yurttaşın girişimciliği değil, devletin halkı örgütleyerek, planlı ve hedefli çalışmasının sonucudur ve bugüne de ışık tutan topyekûn bir kırsal kalkınma girişimidir. Çünkü kadını merkeze alıp, üretim ilişkilerini geliştirmiş ve sosyal gelişmeye katkı sağlamıştır” diye konuşuyor.

Gönül köprüleri kuran Kemaliyeli Talu’ya teşekkür… Gönül köprüleri kuran Kemaliyeli Talu’ya teşekkür…

Evet cumhuriyetin o yıllarında üreten bir kooperatif kurulur Kemaliye’de. Kurucuları arasında kimler yoktur ki…İttihat ve Terakki tarafından yurt dışına eğitim için gönderilen, Kemaliye’de belediye başkanlığı ve 2 dönem Malatya milletvekilliği yapan Mehmet Sadık Eti (Sadık Ahi), ilçedeki elektrik santralinin öncülerinden Etem Kılıç, Şevki Bozkurt, Eskişehir’in efsane valilerinden Ali Fuat Güven’in ailesi, Balioğlu, Çelikmen, Şahintaş, Özgünaydın, Demirsoy, Perinçek, Zencirkaya, Karaosman, Ağrikli gibi Kemaliye’nin önde gelen aileleri kurucular arasında yer alır.Kooperatifin, Kemaliye ve çevre köylerinde uğramadığı hane yok gibidir.

Ege Telgraf Muhabiri Mazlum Vesek’in “Kooperatifin ilginç bir yanı da kadınların konumu. Bununla ilgili ne söylemek istersin?” sorusuna şöyle cevap veriyor Emrah Taştan. “Kemaliyeli kadınlar, erkeklerin uzun gurbetçilik dönemleri nedeniyle zaten son derece aktiftir. Burada da oldukça öne çıktıklarını görüyoruz. Genç erkekler İkinci Dünya Savaşı nedeniyle askerde. Benim dedem gibi ikinci askerlik yani ihtiyat olarak silah altına alınanlar da çok. Üretici nüfus askerde. Devletin imkanları harbe hazırlık için kullanılmış. Kooperatif hem kadınların hem de ilçenin imdadına yetişmiş adeta. 5 bin nüfuslu ilçede bine yakın kooperatif ortağı var, bunun da yüzde 80'i kadın Mazlum! Çok büyük ve bugün bile yanına yaklaşılamayan bir rakam. Belediyelerin desteklediği kadın Kooperatiflerinden kaçında 800'ün üstünde ortak-üye var? Dokumacı bir kadın bir yılda kooperatif muhasebe sorumlusunun gelirinin yüzde 80'ine denk gelen bir gelir elde ediyor. Ekonomik özgürlüğü var. Türkiye'de kadınlar 1934'te tüm seçme ve seçilme haklarına kavuştu. 40'ların Kemaliye’sinde kadınlar genel kurulda oy kullanıyordu”.

Gazeteci Emrah Taştan, Erzincan’da Kirtim Kirt Sesleri adlı kitabında anlattığı Kemaliye Dokumacılar Kooperatifi’nin hikayesinin Erzincan’da çok ses getireceğini söyleyerek, eserde Kemaliye ve Cumhuriyet tarihine dair çok sayıda bilgi ve belgenin yer aldığını ifade etti.

Kirtim Kirt : Halı tezgahlarının çalışırken çıkardığı ses.

Editör: Haber Merkezi - SK