Erzincan’ın kanaat önderi Ekrem Büyükfırat’ın ardından

Erzincanlı Kalp Damar Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Şenocak’ın Erzincan’ın kanaat önderlerinden Hacı Ekrem Büyükfırat ardından kaleme aldığı yazısı.

Sevgili Erzincanlılar ve Erzincan’da yaşayanlar

Hayatımın da iz bırakan bir kişi olarak her zaman adını andığım ve sevgili eşiminde yakından tanıması nedeniyle ailece büyük saygı duyduğumuz Ekrem Büyükfırat ağabeyimin vefatından büyük üzüntü duydum. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve tüm yakınlarına sabırlar dilerim 

Ekrem Büyükfırat

Ekrem abiyi ilk olarak; 1965 -70 yılları arasında Hükümet Caddesi üzerinde Erzincan’a getirdikleri yenilikler ve sağladıkları istihdam ile herkesi gönlünde taht kuran bir aile olan “İnce Biraderler”e ait modern ekmek fabrikasının yanında aynı isimle açılan pastanede tanıdım. Hem fırında ekmek ve pasta üretiminde çalışıyor hem de akşamları pastaneye gelenlere hizmet ediyordu. Rahmetli babacığım bizi ailece sık sık oraya götürüyordu. Orada yediğimiz dondurmanın, acıbademin ve limonatanın tadını ballandıra ballandıra arkadaşlarımıza anlatıyor, bir daha gitmenin hayallerini kuruyorduk. Daha sonraki yıllarda Ekrem Abi ile aramızda oluşan dostlukla onda keşfettiğim öncelikle çok büyük bir insan ve Erzincan sevgisinin o pastanede yediklerimize içtiklerimize yansıdığını ve o unutamadığımız eşsiz lezzetlerde Ekrem abının bu muhteşem kişiliğinin de katkısı olduğuna karar verdim.

Ekrem abi ile çok çeşitli ortamlarda bulundum ve ortak çok şey yaşadım. Burada sadece gözlerimden yaşlar gelerek onun Erzincan’a olan muhteşem sevgisini ve hiç kimsede görmediğim Erzincan’ın dertleriyle hemdert olma yürekliliğini ifade eden 3 olayını anlatacağım.

Ekrem abi 2006 da Erzincan Üniversitesi kuruluncaya kadar ilimizde üniversite kurulması için en çok çaba gösteren kişilerden bir idi. Adeta tek başına bir sivil toplum kuruluşu gibi çalışıyordu.     Erzincan Üniversite Vakfının kuruluşunda aktif olarak hep görev aldı.  Üniversite kurulunca da bunu başarmanın gururunu her zaman taşıdı.

Ekrem abiyi bir gün Eğitim Fakültesinin bahçesinde elinde kazma kürek çalışırken gördüm. Abi ne yapıyorsun kolay gelsin dediğimde sevgili hocam: “Üniversite kurulması için öncelikle Fen-Edebiyat Fakültesi kurulması gerekiyormuş çünkü bu fakülte birçok fakültenin temel derslerini verecekmiş. Bizimde öğrencilere toplu ders verecek büyük bir dershanemiz yok,  vakfımız kanalıyla buraya büyük bir anfi-dershane yaptırıyoruz. Ben de işimiz aksamasın diye gece gündüz inşaatın başındayım, ne ihtiyaçları oluyorsa hemen çözmeye çalışıyor, ne iş veriyorlarsa amele gibi yapıyorum” demişti. Onun inanılmaz arzusu ve çalışma azmiyle kısa sürede bugünde hala kullanılan o anfi -dershane inşa edilmişti

 Ekrem abi 13 Mart 1992 depreminden büyük kayıpla çıkmıştı. Hükümet Caddesinde kendisine ait iş yeri yıkılmış ama o bir gün bile ara vermeden prefabrik yapılarında üretimine devam etmişti. O günlerde “Erzincan’da artık yaşanmaz”” Erzincan artık eski haline gelmez”  “bir an evvel başka yere gidelim”, diyenler çoğunlukta idi. Henüz devletin hiçbir kalıcı bina temelini atmadığı o günlerde Ekrem abi yıkılan işyerinin enkazını kaldırdı ve yeni binanın temelini atarak Erzincan halkına  “hiçbir yere gitmeyeceğim sizde gitmeyin” mesajını verdi. Ben ve benim gibi birçok Erzincanlı her gün o binanın yanına gitti o binanın yapılışını izleyerek moral buldu ve olumsuz düşüncelerden önemli ölçüde kurtuldu.

Kızılay Erzincan’a Taze Kan Kızılay Erzincan’a Taze Kan

Ekrem abi, Erzincan adının geçtiği her aktivitede en önde idi. 1998 yılında Erzincanspor -Sakaryaspor ile Eskişehir de süper lige yükselme maçı oynanacaktı.  Bu maçı kazanırsak bugünkü Başakşehir o günkü İstanbul BB spor ile final maçı oynayacaktık. Hepimiz ilk iki eleme maçına değil de kazanırsak final maçına gitmeyi planlamıştık. Maç yayını başladığında tribünlerde en önde Ekrem abiyi görünce birbirimize bakarak hiçbirimizde onun kadar Erzincan sevgisinin olmadığını düşünmüştük.

Erzincan örnek bir eş, baba, kardeş, dost ve yüreği her zaman karşılıksız doğup büyüdüğü topraklar için atan bir değerini kaybetti. Hayatında memleketi için hissettikleri. Çabaları ve yaptıkları herkese örnek olsun.  Tüm Erzincan başın sağ olsun.

                                                                                                                                                                                                                                                    Prof. Dr. Hüseyin ŞENOCAK

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek