Arkeolog Gizem Demirbüken. Erzincan’da başarılı bir eve geri dönüş hikayesi yaratan genç girişimcilerden biri. Klasik Arkeoloji mezunu olan Arkeolog Demirbüken, KOSGEB’den aldığı destek ile kendi köyünde kurduğu fırında ata tohumu karakılçık buğdayından ekmek üretiyor. İleriye dönük projeleri ile umut vadeden bir girişimci.
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu açılışını yaptığı Tane fırını için; “Altınbaşak’ta Geçmişten Geleceğe Bir Lezzet Yolculuğu! Ata tohumunun bereketi, el emeğinin gücü ve doğallığın ruhuyla Altınbaşak beldesinde geleceğe yürüyen bir işletme. Adını “Tane”koymuşlar; çünkü her bir buğday tanesinde bir hikâye, her bir ekmekte bir geçmiş saklı… Ata tohumundan üretilen unlarla hazırlanan ekmekler, geçmişin özünü bugüne taşıyor. Maya, yüzlerce yıllık tarihiyle hamurla buluşuyor ve ortaya doğallığın, emekle yoğrulan o saf lezzeti çıkıyor. Bu fırın, sadece ekmek üretmiyor; aynı zamanda toprağın, emeğin ve geleneğin kıymetini anlatıyor. Buğdayın toprakla buluşmasından soframıza gelene kadar geçen yolculuğu, köklerimizle bağımızı ve küçük bir beldenin büyük hayallerini hatırlatıyor. Çünkü “Tane” sadece ekmek yapmıyor… Geçmişten geleceğe bir kültürü yaşatıyor” paylaşımını yaptı.
Tezgah Üstü Hikayeler’e konuşan Arkeolog Gizem Demirbüken, “Bir yerlere gidiyoruz fakat toprak bizi çağırıyor ve geri dönüyoruz. Evinin kıymetini bilen biriyim. Doğrusu evinin kıymetini sonradan anlamış biriyim. Tane’ye de ben birazcık o yüzden eve dönüş hikayesi diyorum. Burası sadece ekmek ürettiğimiz bir yer değil. Galiba en önemlisi bu, kendimizi güvende hissettiğimiz, ait hissettiğimiz bir yer. Hem güvende olup hem para da kazanabileceğimizi ve aslında o paraların o kadar önemli değil de, sizin ürettiğiniz şeyin ne kadar önemli olduğunu ve bunun mutlaka size bir getirisi olacağını da göstermek istiyoruz. KOSGEB desteği olmasa belki bu hayalin peşinden tabi ki koşacaktık fakat süreç gecikecekti. Ürünlerimizi tadabileceğiniz hem de çıkarken alabileceğiniz her şeyin değil çok az şeyin fakat çok anlamlı olduğu bir restoran hikayesi düşünüyoruz. Umarım Erzincan’dan yani memleketimizden evimizden gerçekleştiririz” diye anlatıyor hikayesini.
Şef Aleyna Mutlu ise “Türkiye’de yetişen belirli ata tohumlarımız var. Bu ata tohumumuzun da genomu herhangi bir şekilde oynanmamış bir ata tohumu. Karakılçığı burada üretip, burada biçip, kendi il çevremizde öğüttürüp burada da imal ediyoruz aslında. Burada üretimini yapıyoruz. Bu çok değerli bir hikaye. Bu çok değerli bir gastronomi deneyimi aslında. Burada seralarımız da olacak. Yaza onları da düşünüyoruz. İşte aldığımız domateslerden belki ekmeklere katacağız. Belirli sebzelerden belirli soslar yapacağız” diyerek geleceğe dair planlarını paylaşıyor.