Ey mutluluk neredesin? Dünya hırsına kapıldık

Kapital hayat tarzı değerler dünyamızı da alt üst etti. Her hâlükârda veren elin üstünlüğüne inanırken pervasız bir alan el durumuna düştük. Alttakine bakıp şükrederken üsttekine bakıp dünya ihtirasına kapıldık.

Değerlerimizle “değerli” olmayı bırakıp birileri gibi “önemli” olmayı huzur sebebi zannıyla tercih ettik.

Haz ve hız çağının ayyuka çıktığı bir dönemde mutluluğun açık adresi aileyi, saygı ve sevgiyi ihmal edip onu sanal ortamlarda aramaya başladık.

İnsan Ünlü Mutluluk

Peki ya nerede bu mutluluk?

Kıssadan hisse; zamanın birinde mutluluğu arayan bir padişah vezirini huzuruna çağırarak sorar:

Bana hizmet eden hizmetçimin hayatta benden daha mutlu olduğunu görüyorum.  Acaba sebebi nedir? Halbuki onun hiçbir şeyi yok. Ben ise padişahım, her şeyin sahibiyim, ama onun kadar huzurum ve keyfim yok.

Akıllı Vezir cevap verir: Ey Padişahım! sen ona 99 kuralını uygula…

Padişah, bu kural nedir? diye sorar.

Gece bir torbaya 99 altın koyup kapısına bırak ve üzerine de “Bu 100 altın sana hediyedir” diye yaz sonra kapısını çal ve olanları izle. Padişah merakla vezirin anlattığını yapar.

Hizmetçi kapıyı açar, sağına soluna bakar ve altınları alır. Heyecanla altınları sayar lakin bir tane altının eksik olduğunu görünce “Galiba dışarda bir yere düştü” diyerek çoluk çocuk kayıp altını aramaya koyulur.

Gece boyunca kayıp altını ararlar, bakmadıkları sokak yoktur. Hatta boş araziler ve sokaklardaki eşyaların altlarına bile bakarlar. Ama nafile. Eksik altını bulamadıkça baba, çocuklarını azarlar hatta bir ara onlara saldırır hale gelir.

Erzincan’da Bugün Aramızdan Ayrılanlar (22 Kasım) Erzincan’da Bugün Aramızdan Ayrılanlar (22 Kasım)

Ertesi gün sabahleyin hizmetçi kederli ve düşüncelidir. Çünkü bütün gece uyumamış kayıp altını aramıştır. Suratı asık, keyifsiz, her halinden şikayetçi bir tavırla padişahın huzuruna gider.

Böylece Padişah 99 kuralının anlamını öğrenmiş olur.

İnsanoğlu bazen gaflete düşer de Allah’ın ihsan ettiği sayısız nimeti unutur.

Hayatını o kayıp olduğunu düşündüğü bir nimeti aramakla geçirir.

Halbuki verilmeyen o nimet bize malum olmayan bir hikmetten dolayı belki bir imtihandır.

Belki yerine daha iyisi gelecektir.

Belki de karşılığı ahirette verilecektir bilinmez.

Ama biz 99 nimeti görmez de eksik olduğunu zannettiğimiz o bir şeyin peşine düşeriz.

Sonra bulamayınca kendimizi mutsuz ve huzursuz eder, içinde bulunduğumuz nimetleri de unuturuz.

Gelin sahip olduğumuz nimetlerin değerini bilip, Cenabı Allah’ın bahşettiği nimetlere şükredelim.

Şüphesiz ki şükürle birlikte nimetlerimiz de artacaktır.

Unutmayalım; şükür nimeti bereketlendirir, az olan çok olur bu sayede.

04.09.2024

İHSAN ÜNLÜ

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek