Son zamanlarda sosyal medyada, Z kuşağının önceki nesillere göre erken yaşlandığına dair tartışmalar dikkat çekiyor. Z kuşağının; beslenme alışkanlıkları, kullandıkları çeşitli ilaçlar, alkol ve sigara tüketimi sebebiyle X ve Y kuşaklarına kıyasla daha çok yıprandığı gündeme gelirken, 20'li yaşlardaki birçok genç ise meme, karın ve yüz estetiği yaptırıyor. Haber Global'in haberine göre, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Necmettin Kutlu, Z kuşağındaki birçok gencin hormonal dengesinde bozulma ve genetik etkenlere bağlı olarak, memelerde aşırı büyüme görüldüğünü gündeme taşırken, "Meme, karın ve hatta yüz estetiği uygulamaları çok erken dönemde başlıyor. Meme estetiği işlemleri yapılma yaşı 14'lü yaşlara kadar indi" dedi.
Prof. Dr. Kutlu, Z kuşağının erken yaşlanmasına yol açan nedenlere de değinirken, şunları söyledi: "Gelişmiş ülkelerde Z kuşağının kullandığı hormonlardan kaynaklı olarak fiziksel büyüme hızı yüksek seviyededir. Buna bağlı olarak meme estetiği, karın estetiği, yüz estetiği uygulamaları çok erken dönemde başlamaktadır. Z kuşağında, maalesef sigara, alkol ve fast food tüketimine bağlı olarak, erken dönem cilt sorunları görmekteyiz. Ciltte yaşlanma ve çizgilenmenin artmasıyla dolgu ve botoks işlemlerine de erken yaşlarda başlanıyor."
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Özen, Z kuşağının ağırlıklı olarak masa başı işleri tercih ettiğini, hareketsiz yaşam tarzının erken yaşlanmaya yol açtığı uyarısında bulunurken, "Z kuşağından birçok genç, arkadaş tavsiyesi ile doktor kontrolü olmadan besin takviyeleri alıyor. Besin takviyesi adı da çok zararsız gibi bir algı oluşturuyor. Ancak son yıllarda yapılan genetik çalışmalarda çevresel faktörlerde ve alınan gıdaların genler üzerinde değişiklik yapabildiği artık kanıtlandı. Şimdi etkisi olmasa bile uzun yıllar sonra ortaya çıkabilecek bazı hastalıklara yakınlık oluşturabilir" diye konuştu.
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar ise Z kuşağının, 2001-2020 yılları arasında bütünüyle dijital evrenin içerisinde dünyaya gelen kişileri kapsadığının altını çizerek, şunları söyledi: "Özellikle teknolojinin gelişimi ile birlikte ekran başında geçirilen sürelerin uzaması ile fazla kilolu olma ihtimali yüzde 20 ile yüzde 30 arasında arttı. Z kuşağı, diğer kuşaklar ile karşılaştırıldığında hareketsiz yaşam, aktif olmama, teknolojiye daha fazla bağımlılık gibi belirli özellikler bakımından dikkat çekiyor. Davranış kalıpları, Z kuşağı bireylerin sağlığını olumsuz etkiliyor" dedi.
MASADAN KALKMALILAR!
Öte yandan, Psikolog Dilara Gonce, teknoloji dünyasında doğup büyüyen gençlerden oluşan Z kuşağını tembellikle suçlamanın kolaycılık olduğuna dikkat çekerken "Böyle bir davranış kalıbı, gençlerin çeşitliliğini ve özgün yapısını göz ardı etmeye yol açar. Teknolojiye yatkın bu çağın gençleri, bu yeteneklerini toplumun yararına kullanmalı. En büyük zorluklarından biri, teknolojik cihazlarla geçirilen zamanı yönetmek. Masa başı hareketsiz yaşam ruhsal ve fiziksel birçok soruna yol açıyor" şeklinde konuştu.