Türkiye’yi sarsan Erzincan İliç maden faciasının ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kurulan Meclis Araştırma Komisyonu taslak raporunu tamamladı. Rapora göre, kazanın en büyük sebebi kapasite artışı sürecindeki denetimsizlik ve mühendislik hataları oldu.
18 Nisan 2024’te çalışmalarına başlayan komisyon raporunda yer alan tespitlere göre, maden sahasında kapasite artışı mahkeme kararı beklenmeden gerçekleştirildi ve bu süreçte yeterli denetim yapılmadı. Yığın liç alanında, olumsuz topografik koşullara rağmen kapasite artırımı yapılması şev dengesizliğine neden oldu ve facianın önünü açtı.
Madenin işletme yöntemleri de kazayı tetikleyen etkenler arasında gösterildi. Açık ocak madenciliği yapılan sahada siyanürle liçleme yöntemi kullanıldığı ve liç yığınının çökmesinin büyük çevresel tahribata yol açtığı belirtildi.
Kazanın sebepleri
Komisyon raporu, kazanın temel nedenlerini üç ana başlıkta topluyor:
1. Kapasite artışı ve denetimsizlik
Anagold Madencilik’in işlettiği sahada kapasite artışı için mahkeme kararları beklenmeden çalışmalar yürütüldü. Denetimler yetersiz kaldı ve mühendislik projelerinde bilimsel gereklilikler göz ardı edildi.
2. Şev dengesizliği ve mühendislik hataları
Rapora göre, yığın liç alanında olumsuz topografik koşullara rağmen kapasite artırıldı. Şev stabilitesi analizleri eksik yapıldı, mühendislik hesaplamalarında hatalar bulundu ve bu durum büyük çökme riskini beraberinde getirdi.
3. Kimyasal atıklar ve çevresel riskler
Liç yığınının çökmesi, Fırat Nehri’ne siyanür ve ağır metallerin karışma ihtimalini doğurdu. Bölgede büyük bir ekolojik kriz yaşanabileceği belirtilirken, tarım, hayvancılık ve halk sağlığı için ciddi tehditler tespit edildi.
Kazanın sonuçları
1. Can kaybı ve yaralanmalar
Kazanın hemen ardından en az 9 işçi göçük altında kaldı. İş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğu, erken uyarı sistemlerinin eksik olduğu belirtildi.
2. Ekolojik tahribat
Fırat Nehri’ne yakın konumda bulunan maden sahasında siyanürlü atıkların yayılması büyük bir çevre felaketine yol açabilir. Rapora göre, yeraltı suyu ve toprak ciddi şekilde kirlenme riski taşıyor.
3. Hukuki süreçler
Şirket yöneticileri hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçlarından soruşturma açıldı. Ancak bazı yetkililer hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Raporda yer alan öne çıkan bulgular
1. Çevresel felaketin boyutları
Fırat nehri tehlikede: Siyanürlü liç dağı çökerken nehre doğru aktı ve nehre karışma riski doğurdu. Uzun vadede bölgedeki tarım, hayvancılık ve insan sağlığı açısından büyük tehlikeler oluşturabileceği belirtilirken, zehirli atıkların toprak ve atmosfere karışmasının geniş çaplı bir ekolojik krize yol açabileceği kaydedildi.
Çevresel zararları en aza indirmek amacıyla Devlet Su İşleri’nin derivasyon kanalları ve setler inşa etmeye başladığı aktarıldı.
Ekolojik yıkım: Zehirli atıkların toprağa ve atmosfere yayılması, uzun vadede tarımı ve insan sağlığını tehdit ediyor.
Derivasyon kanalları ve önlemler: Devlet Su İşleri, taşkınları önlemek için derivasyon kanalları ve setler inşa etmeye başladı.
2. İhmaller ve kusurlar
Raporda, faciada 13 kişi asli kusurlu, 26 kişi ise tali kusurlu bulundu.
Asli kusurlu olarak belirlenenler arasında, Anagold Madencilik’in yöneticileri ve mühendisleri yer alıyor. Şirketin operasyon başkan yardımcısı, kıdemli geoteknik mühendisi, proje yöneticileri ve iş güvenliği uzmanları suçlanan isimler arasında bulunuyor.
Denetimsiz kapasite artışı sürecinde, mühendislik standartlarının yeterince uygulanmadığı, projelendirme hatalarının bulunduğu ve çevresel değerlendirmelerin yetersiz kaldığı belirtilerek, TMMOB ve bilim insanlarının uyarılarının dikkate alınmadığı vurgulandı.
Bilirkişi raporunda, kapasite artırımının mahkeme kararı beklenmeden uygulanmasının büyük bir ihmal olduğu tespit edildi.
3. Ekonomik noyutlar ve vergi affı
Raporun dikkat çeken bölümlerinden biri de şirketin mali durumu ve devlet desteği oldu. 2023 yılında, SSR Mining şirketine ait 72 milyon dolarlık vergi borcunun silindiği ve bu durumun kamuoyunda büyük tepki çektiği kaydedildi.
Kazanın ardından, Türkiye’de madencilik sektörüne olan güvenin sarsıldığı ve uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki madencilik projelerine yaklaşımında değişiklikler olabileceği vurgulandı.
Sektöre güven azaldı: Uluslararası yatırımcılar, Türkiye’deki madencilik projelerine yaklaşımını gözden geçiriyor.
4. Hukuki süreç ve soruşturmalar
Facianın ardından, Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla kamu davası açıldı.
Bunun yanında, Erzincan İdare Mahkemesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği “ÇED Olumlu” kararını iptal etti. Aynı şekilde, “ÇED Gerekli Değildir” kararı da hukuka aykırı bulunarak yürütmesi durduruldu.
Alınan ve alınması gereken önlemler
1. Denetimlerin artırılması
Bağımsız uzman ekipler tarafından düzenli denetimler yapılmalı, madencilik faaliyetleri daha sıkı kontrol altına alınmalı.
2. Çevresel ve iş güvenliği standartlarının yükseltilmesi
Madenlerde jeoteknik denetimler sıkılaştırılmalı ve erken uyarı sistemleri zorunlu hale getirilmeli.
3. Hukuki düzenlemeler ve madencilik reformu
Bağımsız izleme mekanizması kurulmalı. Maden kazalarının yargısal süreçleri hızlandırılmalı.
Madencilik sektöründe köklü reform önerisi
Raporda, madencilik sektöründe kapsamlı reformlar yapılması gerektiği vurgulanıyor:
Bağımsız bir madencilik denetleme kurulu oluşturulmalı.
Siyanürlü madencilik daha sıkı kontrol altına alınmalı.
Mevzuat değişiklikleri ile denetim mekanizmaları güçlendirilmeli.
Maden sahalarının rehabilitasyonu hızlandırılmalı.
Türkiye için ders niteliğinde bir felaket
Erzincan İliç maden kazası, madencilik sektöründeki eksiklikleri ve ihmalleri bir kez daha gözler önüne serdi. TBMM raporu, kazanın sadece bir mühendislik hatası değil, sistematik bir denetimsizlik sorunu olduğunu ortaya koyuyor.
Çevresel felaketin büyüklüğü göz önüne alındığında, benzer kazaların önlenmesi için daha sıkı denetimler, bağımsız gözetim mekanizmaları ve hukuki reformlar şart görünüyor. Yetkililerin bu uyarıları dikkate alıp almayacağı ise önümüzdeki süreçte belli olacak.
Komisyon üyeleri:
Başkan: Atay Uslu (Antalya)
Başkanvekili: Yüksel Coşkunyürek (Bolu)
Sözcü: Abdurrahman Başkan (Antalya)
Kâtip: Mustafa Sarıgül (Erzincan)
Diğer üyeler:
Müzeyyen Şevkin (Adana), Resul Kurt (Adıyaman), Mesut Doğan (Ankara), Gamze Taşcıer (Ankara), Ömer Faruk Hülakü (Bingöl), Rıdvan Uz (Çanakkale), Şahin Tin (Denizli), Ejder Açıkkapı (Elazığ), Süleyman Karaman (Erzincan), Ali Temür (Giresun), Musa Küçük (Gümüşhane), Şengül Karslı (İstanbul), Oğuz Üçüncü (İstanbul), Cumhur Uzun (Muğla), Mervan Gül (Siirt), Ayten Kordu (Tunceli), Ahmet Çolakoğlu (Zonguldak), Deniz Yavuzyılmaz (Zonguldak).
Kaynak: Sonmühür