Gezi ve belgesel fotoğrafçıları Faruk Akbaş ve Emrah Karakoç, asırlık tarihi olan tuz işletmesinin kaynak noktasından başlayan doğal üretim sürecini ve işçilerin emeğini yansıtan fotoğraflar çektiler ve tuz madeninin tarihi ve kültürel önemine vurgu yaptılar.

Kemah ilçesindeki tesislerde 3 bin yıllık geleneklerle, sera görünümlü havuzlara su ekip tuz üretiyorlar. Kemah ilçesine bağlı Kömür köyünde 455 yıllık olan tuz ocağı üretime devam ediyor. Havalar ısındıkça 3 bin yıllık Kemah tuzuna bereket geliyor. Kemah ilçesine 4 kilometre uzaklıkta bulunan Kömür köyünde yıllarca Tuz İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından işletildikten sonra özelleştirilen tuz ocağında Doğu Anadolu Bölgesi’nin tuz ihtiyacı karşılanıyor. Osmanlı döneminde Ermeniler tarafından işletilen tuz ocağında yaklaşık 100 metre derinlikteki tünelden gelen tuzlu su sayıları 150’yi bulan göletlerde bekletiliyor. Su buharlaştıktan sonra havuzlar içerisinde kalan tuzlar işçiler yardımı ile toplanıyor. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde övgü ile bahsettiği tuz ocağının geçmişi 455 yıl öncesine dayanıyor. Yaklaşık 250 bin metrekare arazi üzerine kurulu tuz ocağında, havaların ısınmasıyla üretim de artı. İşçilerin zahmetli uğraşları sonucu üretilen Kemah tuzu, Doğu Anadolu ve çevredeki iller başta olmak üzere İstanbul, Bursa, Ankara, Erzurum, Trabzon ve İzmir'in de yer aldığı birçok kentte satışa sunuluyor.

Terör saldırısında kahreden detay... Terör saldırısında kahreden detay...

Yörede yıllardır üretildiği belirtilen ve lezzetinin yanı sıra gıda ürünlerinin raf ömrünün uzatılmasını sağlayan Kemah tuzu, Doğu’da peynirciler, yaylacılar ve salamuracılar tarafından tercih ediliyor.

İşletme sahibi Sefa Tanrıkulu, Kemah tuzunun içerisinde ağır metalleri barındırmadığı için kaliteli olduğunu ifade ederek, şu bilgileri aktardı:

"Doğal olarak elde edilen bu tuzda hiçbir kimyasal katkı bulunmamaktadır. Kaynağından suyla erimiş olarak gelen tuz, havuzlara alınarak burada güneşin sıcaklığı ile buharlaştırılarak tekrar kristalize ediliyor. Tabii bunun için havanın sıcak olması önemli. Buradaki üretim haziran ayı ortasından eylül ayı ortasına kadar sürüyor. Zor şartlarda ve 3 ay gibi kısa sürede Erzincan ve çevresinin tuz ihtiyacını karşılıyoruz."

Öte yandan asırlık tuz işletmesi iki ünlü fotoğrafçının ziyaretine ev sahipliği yaptı. Gezi ve belgesel fotoğrafçıları Faruk Akbaş ve Emrah Karakoç, asırlık tarihi olan tuz işletmesinin kaynak noktasından başlayan doğal üretim sürecini ve işçilerin emeğini yansıtan fotoğraflar çektiler ve tuz madeninin tarihi ve kültürel önemine vurgu yaptılar.

Gezi ve belgesel fotoğrafçısı Faruk Akbaş, “Ülkemiz doğal kaynaklarıyla, doğal zenginlikleriyle şaşırtıcı durumda. Aynı zamanda bunlar önemli fotoğraf potansiyelimizi oluşturuyor. Tuz madenindeyiz. Küçük küçük havuzlar var. Burada da çalışan işçiler var. Beyaz su, beyaz tuz öbek haline. Grafik özelliği oluşturan havuzlar peş peşe. Tepeye tırmandık cephe ışığında çekmeye çalıştık. Oradaki derinliği ve dokuyu daha iyi alabilelim diye. Sonra yerimizi değiştirip ters ışık yaptık. Işık yansımalarıyla nefis siluetler ortaya çıktı. Ana kaynağın geldiği tünele girdik. Güzel fotoğraflar ortaya çıktı” dedi.

Kaynak: İHA