Başarılı oyuncu Melisa Sözen, sosyal medyada terörü desteklemekle suçlandığı ve çirkin bir linç kampanyasına maruz kaldığı konulara açıklık getirdi. 2017 yılında Fransa’da “The Bureau” (Le Bureau des Legends) dizisinde İŞİD karşısında savaşan bir Kürt kadını canlandıran Sözen, yedi yıl sonra gündeme gelen bu iddialara karşı sosyal medya üzerinden net bir açıklama yaptı.
Sözen’in açıklamasında öne çıkan üç madde şunlardır:
-
Dizinin İçeriği ve Rolü: “The Bureau” dizisindeki rolüm, uluslararası bir projede Kürt kadınlarının IŞİD karşısında verdiği mücadelenin dramatize edilmesidir. Bu proje, uluslararası bağlamda terörle mücadele eden kahramanların öyküsünü anlatmaktadır. Bu rolün, benim şahsi görüşlerimle herhangi bir ilgisi yoktur ve dizideki karakterimin savunduğu değerler, yalnızca kurgusal bir temanın parçasıdır.
-
Terörle İlişkilendirme İddiaları: Sosyal medyada yürütülen bu kampanya, tamamen yanlış ve temelsizdir. Hiçbir zaman terörü desteklemem söz konusu olmamıştır. Bu tür iftiralar, sanatçının rol aldığı projeleri yanlış bir şekilde yargılamak ve karalamak amacıyla yapılmaktadır. Bu, yalnızca sanatçıları hedef alan bir saldırıdır ve gerçekle ilgisi yoktur.
-
Kişisel Duruş ve Toplumsal Sorumluluk: Her zaman insan haklarına ve barışa büyük bir önem verdim. Şiddet ve terörle mücadele eden Kürt kadınlarının öykülerini anlatmak, onların cesaretine ve mücadelesine saygı duymaktır. Terörün her türlüsüne karşıyım ve toplumda barış ve huzur için çalışan herkesi destekliyorum.
Sözen, açıklamasında şunları belirtti:
“Ben 25 yıldır oyunculuk yapıyorum. Kötü niyetli eleştiri, haksızlığa uğramak, hakaret ve yalan haberler, büyürken alışık olmak zorunda kaldığım şeylerdir. Dolayısıyla bu internet zorbalığı ile derim kalınlaşmış bir dönemimde karşılaştım. Hakkımda atılan iftiraları elbette kabul etmiyorum. Ancak, yaşı küçük ve hayat tecrübesi az yahut duygusal olarak hassas bir dönemde olan insanların bu zorbalıkla baş etmesi neredeyse imkansızdır. Yukarıdaki üç madde çok yeterli olduğu halde, bu satırları da zaten bununla başa çıkması güç insanlar için ekliyorum.”
Sözen, bilgilerin doğruluğunu ve kaynağını kontrol etmeden inanmanın çağımızın sorunlarından biri olduğunu vurgulayarak, “Ne yazık ki bilginin doğruluğunu ve nereden geldiğini dahi düşünmeden, kontrol etmeden inanmak çağımızın kara deliklerinden biridir. Linç kültürü de öyle… Bunun bir parçası olmayın, kendinizin ve etrafınızdaki insanların internet zorbalığı ile duygusal şiddet yaşamasına izin vermeyin. Ben vermeyeceğim. Kendi aklımızı, kendi bilgilerimizi kullanmayı, araştırmayı, doğru kaynakları kullanmayı ve önce bir durup düşünerek hareket etmeyi öğrenmemiz gerek. Bu tuhaf olaydan hep birlikte çıkaracağımız ders varsa bu olsun,” dedi.
Sözen, açıklamasında internet zorbalığı ve linç kültürüne karşı durmanın önemine dikkat çekti ve herkesin bu konuda daha dikkatli ve sorumlu davranması gerektiğini belirtti.