Organ nakli ve bağışı İslam’a göre sakıncalı mı?

Müslümanlar Arasında Organ Nakli Konusunda, İslam Dini açısından bir sakınca var mı dır? Biyo-Dinin yaklaşımı nasıldır?

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hadi Sağlam, Müslümanlar arasında Organ Nakli konusunda Biyo- Dinin yaklaşımı konusunda açıklama yaptı:

Prof Dr Hadi Sağlam 3

Sağlam, “Organ nakli konusu, önemli bir konudur. Organ nakli, kaybedilen ya da görevini yapamayan bir organın yerine, canlı veya ölü vericiden alınan, sağlam ve aynı görevi üstlenen başka bir organın nakledilmesi işine denilmektedir. Bu durumun hiç kuşkusuz dini, ahlaki ve hukuki boyutu bulunmaktadır. Böyle bir durumda alıcı ve vericinin insan olması ve uygulamanın insan organları üzerinde gerçekleşmesi dikkatli olmayı gerektirmektedir.

Önceleri kan, deri ve damar şeklinde gerçekleşen organ nakli, zamanla tıp ilminin gelişmesiyle kalp, karaciğer, böbrek gibi organlara da taşırılmıştır. İnsandan insana organ nakli, yakın dönemlerde daha da yaygınlaşmıştır. Organ nakline itikadı olarak cismani haşır ve organların kıyamet günü şahitlik edeceği inancıyla müspet bakmayanlar da bulunmaktadır. Kıyamette haşrın cismani olacağından hareketle yani insanın bedeni ve ruhuyla birlikte dirileceğinden bahisle meseleye karşı çıkmaktadırlar.

İslam Bilginlerinin çoğunluğun görüşü

İslam bilginlerinin çoğunluğuna göre nakledilen organ, haşır sırasında asıl sahibine geri dönecektir. Ahirette insanın organları bütün ayrıntısına kadar geri iade edilecektir. Burada sorumluluğu bedendeki azalara ve iradeye yükleyenler arasında bir tartışma bulunmaktadır. Bilindiği gibi sorumlulukta asıl olan iradedir. Ahirette elleri ve bütün azalarının konuşmasını gerekçe göstererek organ nakline karşı çıkanların bu temel ayrılıktan hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Bu bağlamda organ naklinin kişilik özelliklerinde, dini sorumluluklarında da bazı tereddütler yaşamaktadırlar. Organ nakliyle kişilik transferinin yapılabileceğine inanırlar. Bunun yanında organ nakline olumsuz bakanlar, insanın kendi bedeni üzerinde zararlı ve haksız bir tasarrufta bulunamayacağını da ileri sürerler. Organ alıcısı açısından ise başkasının hayat hakkına tecavüz, haram madde ile tedavi ve yaradılışı bozma olarak da görürler.

Sonuçta bu durumun insanın saygınlığı ile bağdaşmayacağını, insanın cismani haşir ve organlarının şahitliği inancı ile asli yaradılışı bozma olarak görürler. İlk dönemlerde güçlü bir direniş gösteren bu anlayış zamanla yumuşama göstermiştir. Günümüz İslam bilginlerinin çoğunluğu, konuyu zaruret ve maslahat prensibi noktasında bakmışlardır. Zaruret prensibinden hareket ederek organ naklinin caiz olduğunu ileri sürmüşlerdir. İnsan hayatını tehdit eden açlık durumunda, haram olanların mubah olmasına kıyas ettikleri de görülmüştür.

Erzincan’a alternatif havaalanı geliyor Erzincan’a alternatif havaalanı geliyor

Organ Nakli Caiz Mi

Organ Naklinin Vücut Bütünlüğü açısından durumu

Açlık zarureti karşısında kalan bir kimsenin ölü insan etini bile yiyebileceğini, tedavi maksadıyla haram olan necis şeyleri kullanabileceğini, insan vücuduna ölünün kemiğinin ve dişinin takılabileceğini ileri sürmüşlerdir. Sonuçta bilginlerin bir kısmı organ nakline cevaz vermezlerken; bir kısmı da sadece ölüden diriye organ naklini cevaz vermişlerdir. Ancak diriden diriye caiz görmeyenler de bulunmaktadır. Zira insan kendi bedenine malik değildir. Dolayısıyla insan kendi emanet bedeni üzerinde tasarruf hakkı da bulunmamakta olduğunu ileri sürerler. Bu bağlamda organ naklini vücut bütünlüğüne yapılan bir saygısızlık olarak görürler. Ancak bazı İslam bilginleri de diriden diriye organ nakline de cevaz vermişlerdir. Bunlarda konuya zaruret ölçüleri kriterinde yaklaşmışlardır. Canlı vericiden yapılan organ naklinin caizliğini yalnızca alıcı açısından hayati tehlikenin var olması durumuyla sınırlandırmışlardır.

Çoğunluk böbrek gibi insan bedeninde yedeği bulunan, verilince yaşamını riske sokmayan, beden bütünlüğünü bozmayan organların verilmesini caiz görmüşlerdir. Bu tartışmaların sonucunda İslam Fıkıh Akademisi organ naklini şu durumlarda caiz olduğu yönünde ortak fetva kararı vermiş oldukları da görülmektedir. Zaruret bulunması, vericinin izin ve rızası, vericinin hayatını riske sokmaması, operasyon ve tedavinin uzman doktor tarafından başarılı olacağının kanaati, yeterli tıbbi teknik şartların bulunması, organ verilmesinin bir ücret karşılığında olmaması gibi şartları taşıması karşılığında organ naklinin caiz olduğunu karara bağlamışlardır. Ancak müzakerelerde fakirler zenginlerin yedek parçası durumuna düşürülmemesine de dikkat çekmişlerdir.

Organ Nakli Caiz Mi 2

Ölüden yapılan organ nakli

Ölüden yapılan organ nakline gelince; Din işleri yüksek kurulumuz bu konuda fetva vermiştir. Yukarıda fetva kurulunun şartlarını burada da görmekteyiz. Sorun sadece beyin ölümünün gerçek bir ölüm olup olmadığı ile ciddi bir tartışma bulunmaktadır. Kalp gibi organların ölümden çok kısa bir süre içinde nakledilmesi gerekmektedir. Bunun için beyin ölümü kararının verilmesi, hasta yatak ünitesinde iken organlarının alınması konusunda bir tartışma bulunmaktadır. Bu durumda beyin ölümü gerçekleşen hastanın diğer azaları alınıp alınmayacağı tartışma yaratmıştır. Ölüden organ nakli meselesi daha çok beyin ölümü gerçekleştikten sonra, ölümün gerçekleşmiş olup olmadığı konusunda tartışmalar halen devam etmektedir.

Din İşleri Yüksek Kurulunun Görüşü

Bu durum da Din İşleri Yüksek Kurulunun ortak akılla alacağı kararlar yanında, tıp ilminde uzman heyetin ölüm olayının ne zaman ne şartlarda gerçekleşmiş olduğu konusundaki bilgi anlam kazanmaktadır. Yoksa duygusal ve klasik dönem geleneğinin gölgesi altında kalınmasını da doğru bulmuyoruz. Her alanın uzmanlarının heyet görüşlerinin önemi bu durumda da esas olsa gerektir. Sonuçta Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 3.3.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır.” Dedi

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek