Ülkemizin ünlü belgeselcisi ve foto muhabiri Coşkun Aral, son yapımında izleyicileri Türkiye’nin doğusunda bulunan esrarengiz güzelliklerine ve zengin kültürel mirasına unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor. Bu etkileyici belgesel, büyüleyici görüntüler ve derinlemesine hikaye anlatımı ile Türkiye’nin saklı cennetlerinin özünü yakalıyor. Coşkun Aral, bu eserinde izleyicilere hem görsel bir şölen sunuyor hem de tarihi ve kültürel zenginliklerimizi gözler önüne seriyor.
Belgeselin hikayesi, Aral’ın KEMAV Başkanı Feridun Çelikmen ile buluştuğu Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde başlıyor. Coşkun Aral ve ekibi Kemaliye’nin tarihi sokaklarında adım adım gezerken, bu küçük ilçenin büyük bir tarihi olduğunu keşfediyor. İlçenin büyüleyici atmosferi ve zengin geçmişi, izleyicilere adeta bir zaman yolculuğu yaptırıyor. Coşkun Aral ve Feridun Çelikmen, Kemaliye’nin bilinmeyen yönlerini gün yüzüne çıkarırken, izleyicilere bu destansı yolculuğun ilk adımlarını attırıyor.
Kemaliye’den sonra belgesel, izleyicileri 25 km uzunluğundaki doğa harikası Karanlık Kanyon’a götürüyor. Kanyonun heybetli duvarları arasında yapılan çekimler, Taşyol’un inşasındaki insanüstü çabayı ve doğanın eşsiz güzelliklerini gözler önüne seriyor. Fotoğrafçılar için adeta bir cennet olan Karanlık Kanyon, izleyicilere unutulmaz kareler sunarken, aynı zamanda doğanın gücünü ve güzelliğini de hissettiriyor.
Belgesel, Van’ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir Köyü’nde devam ediyor. Burada, inci kefali balığının göçü, Huawei Pura 70 Ultra’nın üstün su altı çekim yetenekleri ile etkileyici bir şekilde belgeleniyor. Bu bölümde, doğanın döngüsü ve insanların doğa ile olan uyumu, izleyicilere büyüleyici bir görsel şölen sunuyor. Balıkların göç yolu, su altındaki yaşamın gizemlerini gözler önüne sererken, izleyicilere doğanın mucizelerine tanıklık etme fırsatı veriyor.
Belgesel, Ağrı Dağı’na doğru ilerlerken macera doruk noktasına ulaşıyor. Dağın zirvesine yapılan bu yolculuk, hem arkeolojik hem de doğal güzellikleri ile büyülüyor. Ağrı Dağı’nın zirvesinden çekilen manzaralar, izleyicilere nefes kesici bir deneyim sunarken, dağın tarihi ve kültürel önemi de detaylı bir şekilde ele alınıyor.
Yolculuğun bir sonraki durağı, Yozgat’taki Sarıkaya Roma Hamamı oluyor. UNESCO’nun geçici listesinde yer alan bu tarihi alan, derinlemesine incelenerek kültürel ve tarihi önemi ortaya çıkarılıyor. Roma Hamamı’nın büyüleyici yapısı ve tarihi dokusu, izleyicilere antik çağların ihtişamını hissettiriyor.
Belgeselin finali ise Kapadokya ve Tuz Gölü’nün büyüleyici manzaraları ile yapılıyor. Kapadokya’nın balonlarla havadan çekilmiş görüntüleri ve Tuz Gölü’nün yansıtıcı güzelliği, bu olağanüstü keşfe uygun bir son oluşturuyor. Coşkun Aral’ın belgeseli, sadece Doğu Türkiye’nin doğal ve kültürel güzelliklerini sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda Huawei Pura 70 Ultra’nın gelişmiş yeteneklerini de ortaya koyuyor. Bu yapım, hem fotoğraf meraklıları hem de seyahat belgesellerini sevenler için mutlaka izlenmesi gereken bir film haline geliyor.
Kaynak:hwp.com.tr