Milli Mücadele yıllarında Rus ve Ermeni işgaline maruz kalan Erzincan, yediden yetmişe Milli mücadeleye destek sağlamıştır. Atatürk’ün Erzincan’a ilk uğrayışında yaşadıklarını ve halkla yaptığı istişareler ve milli mücadeleye verdiği desteği Kuzey Ekspres Köşe Yazarı Adil Hacıömeroğlu köşesine taşıdı. İşte o yazıdan bazı bölümler:
“Atatürk 29-30 Ağustos gecesini iyi geçirmedi. Ateşi yüksekti. 30 Ağustos sabahı erkenden uyandı. Kalktı yatağından hazırlanıp yola koyuldular. Çünkü akşama Erzincan’da olmak zorundaydılar. Gecikirseler Sivas Kongresi’ne zamanında yetişemeyeceklerdi. Yollar çok bozuktu. Arabalar ikide bir arızalanmaktaydı. Güç bela yol almaktaydılar. Zaman çok değerliydi onlar için. Yurdu kurtarma ülküsü, içgüçlerini ayakta tutuyordu.
……………….
Buna rağmen Erzincan’a yakın bir su başında tevakkuf etmeye mecbur olduk. Zira, Erzincan mutasarrıfı ve ahzıasker (askere alma) kalemi reisi ile sair zevat, Mustafa Kemal Paşa Hazretlerini ve heyeti karşılamaya gelmişlerdi.
Bu su gazlı bir suydu. Belki de tahlili yapılmamış olduğu için ismi ve hususiyetleri memlekete meçhul en nefis bir maden suyu idi. Belki de “Kisarna”dan “Afyonkarahisar”dan daha faydalı olan bu sudan bir hayli içtik ve başında bir müddet mola verdik.
………………….
Sonra, hep beraber yola düzüldük ve akşam karanlığı basmadan Erzincan’a girdik. (Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, 1. Cilt, Türk Dil Kurumu Basımevi-Ankara, İkinci Baskı: 1986, s. 198)”
…………………….
Erzincan’ın ileri gelenleri ve halk, Kemal Paşa’yı kent dışında karşılayarak kurtuluşa olan umutlarını gösterdiler.
…………………….
Kalem reisi, konuklara yatacak yer hazırladı. Mutasarrıf, konuklarını akşam yemeğinde belediyede ağırladı. Gece yarısına dek yemekte kaldılar. Paşa, ulusal kurtuluşun amacını, yurdu kurtarmanın çarelerini anlattı sofrada. Her konuda açıklama yaptı, halkından hiçbir şeyi gizlemedi. Bu sırada Sivas’a bazı buyruklar yazdırdı telgrafla. Sofradaki Erzincan halkı, Mustafa Kemal Paşa’nın konuşmalarını dinledikçe kurtuluşa inandı.
“-Paşam, son damla kanımızı senin yolunda ve milletin kurtuluşu uğrunda akıtacağız…
Diyor, üstüne teminat veriyorlardı. Paşa, bu tezahürden fevkalade memnundu. Bunun içindir ki, sabahleyin erkenden yola çıkmak yerine halk ile temas etmeyi ve şehri dolaşmayı tercih etti. Ziyafet sofrasında Erzincanlıların verdiği teminat sanki bir parola halinde ve bir anda bütün şehre yayılmıştı. Paşa, kiminle temas ediyorsa, ondan:
-Vatan için canımızı fedaya hazırız.
…………………….
Temsil Heyeti üyelerinden Erzincanlı Şeyh Fevzi Efendi, Sivas Kongresi’ne katılmak üzere kurtuluş yolcularına katıldı. Mazhar Müfit Bey’in bulunduğu arabaya bindi.
Atatürk ve arkadaşları, koca bir ulusun düşmandan kurtuluş sorumluluğunun bilincinde olarak Erzincan’dan ayrıldılar. Erzurum’da tomurcuklanan umut, Erzincan’da filizlendi. Küçük bir köye uğradıklarında, bir pınar başında eğleşip yolcularla konuştuklarında bile filiz büyümekteydi yol boyunca. Atatürk’e en büyük gücü veren halkıydı. Bunun içindir ki yaşamı boyunca her fırsatta halkla konuştu. Derdini anlattı, dert dinledi”.
Kaynak : Kuzey Ekspres /Adil Hacıömeroğlu