Erzincan İl Müftü Yardımcısı Gökhan Badem, Kur’an Kerim’de geçen haram aylardan bir tanesi olan Muharrem ayının özelliklerini ve faziletleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Badem açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “7 Temmuz Pazar günü itibari ile İnşallah Hicri 1446 ‘ncı yıla girmiş olacağız. Mübarek Muharem Ayı’na İnşallah İslam ümmeti olarak giriş yapacağız. Muharrem ayı Kur’ın Kerim’de geçen haram aylardan bir tanesidir. Bu ayların özelliği Müslümanlara bir saldırı olmadığı sürece bu aylarda savaşmak yasaktır. Bu aylarda savaşmak, insanların birbirini kırması, dökmesi haram kılınmıştır ve kur'an-ı Kerim'de de Bu aylar haram aylar olarak zikredilmektedir.
Recep, zilkade, Zilhicce ve Muharrem ayıları Kur'an-ı Kerim'in zikretmiş olduğu haram aylardır. Muharrem ayı haram aylar içerisinde Kur'an-ı Kerim'de zikredilmektedir. Bununla beraber Muharrem ayında oruç tutulması, yada Muharrem Ayı’nın bir takım özellikleri ile alakalı bilgileri bizler Kur'an-ı kerim'den değil Hz peygamber Sallallahu aleyhi ve Sellem’in rivayetlerinden öğreniyoruz. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Muharrem ayının ayını Şehrullah olarak nitelemiş ve bu ayda tutulan oruçların Ramazan ayından sonra tutulan en fazileti oruçlar olduğunu bizlere haber vermiştir. Yine bu ayın en önemli özelliklerinden bir tanesi aşure gününü yani Muharrem ayının 10’uncu gününü bizler aşure günü olarak idrak ediyoruz. Bu günün şöyle bir özelliği var. Hz peygamber Sallallahu aleyhi ve Sellem, Medine’ye hicret ettiği zaman Muharrem ayının 10’uncu günüde
Yahudilerin oruç tuttuğunu görüyor. N için bugün oruç tutuyorsunuz diye sorduğu zaman diyorlar ki; bugün Hz Musa ve kavminin firavunun zulmünden kurtulduğu gündür bundan dolayı biz bugün oruçlu olarak geçiriyoruz. Hz. Peygamber bunun üzerine biz sizden Hz. Musa’ya daha layığız diyerek o günü oruçlu tutuyor. Birkaç defa hz. Peygamber bu orucu tutuyor ve Müslümanlara da o gün oruç tutmalarını emrediyor. Daha sonra Ramazan ayının farz kılınması ile beraber bugün tutulan oruçları hazreti peygamber kişilerin kendi isteğine bırakıyor ve faziletli bir oluş olduğunu bizlere bildiriyor.
Aşure günü daha doğrusu Muharrem ayında tutulacak olan aşure oruçlarını sadece Muharrem ayının 10’uncu günü ile sınırlı kalmaması, bir gün öncesi yahut bir gün sonrasıyla tutulması çok daha fazla görülmektedir.
Bugünlerde yapılacak olan ibadetlerin çok daha faziletli olduğunu bizlere bildirilmiştir.
Muharrem ayında yaşanmış olan bir takım hadiseler özellikle Kerbela hadisesi bambaşkadır mana katmaktadır. Bugün bizler Müslümanlar olarak bu olayı tekrar düşünmeli bu olaydan dersler gibi almalı, bu olayı bir parçalanmanın değil birleşmenin parçalanmanın tefrikanın insanlara nasıl musibetler getireceğini anlayacak şekilde bizim düşünmemiz gerektiğini bizlere söylüyor. Bu aylar da Hz. Peygamber efendimizin Medine’ye hicret etmesidir. Hicret bu ayda olmuştur ve Muharrem ayı hicri yılların ilk ayı olarak belirlenmiştir. Muharrem ayının tüm insanlara sevgi, güzellik ve muhabbet getirmesini ayrılıkların tefrikaların bir tarafa bırakıp birlikteliğin şuurunun pekiştiği bir ay olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz ” Dedi.