Özellikle depremin yol açtığı yıkımların ardından on bir şehirde meydana gelen dağılımın, Türkiye genelinde konut talebinde büyük bir artışa neden olduğuna dikkat çekti.
KONUT KRİZİ VE KİRALARIN YÜKSELİŞİ: EKONOMİK ZORLUKLAR VE DEPREM SONRASI ETKİLER
“Şu anda emlak konusunda ekonomik şartların ve yapı stoklarının azlığının etkisiyle bir kriz yaşanmakta. Depremin yol açtığı yıkımların ardından on bir şehir etkilenerek Türkiye'nin dört bir yanına dağıldı. Bu durum, mevcut konutların hızla dolmasına neden oldu. Kiralar zaman zaman dengeleniyor gibi görünse de hala yüksek seviyelerde seyrediyor. Fiyatlar ise inanılmaz derecede yükseldi, bazen %300-400 artış gösterdi. Bir noktada mal sahiplerine de hak veriyoruz. Örneğin, aylık 30 bin lira kazanan bir kişi, 2 bin lira kira ödüyor. Devletin uyguladığı %25 kira geliri vergisi ile aslında 2.5 bin liraya yerleşebiliyor. Aynı apartmandaki diğer daire ise 10 bin liraya kiraya veriliyor. Mal sahiplerinin bu durumda haklı oldukları açıkça görülüyor. Aynı şekilde kiracıların da zor durumda olduğunu inkar edemeyiz.”
“ORTA SINIF BİREYLER HER GEÇEN GÜN MAĞDUR OLUYORLAR”
Asgari ücretle geçinmeye çalışan birçok insanın özellikle merkezi bölgelerde uygun konut bulmakta zorlandığını dile getiren Orhan Bedir, “Özellikle asgari ücretle geçinmeye çalışan ve orta gelir düzeyine sahip insanlar mağduriyet yaşıyor. Devlet memurlarına, doktorlara, subaylara ve polislere maaşları ödeniyor. Fakat orta sınıf bireyler her geçen gün daha fazla eziliyor, mağdur oluyorlar. Şu an asgari ücretle çalışan bir kişi, en ucuz kira bedeli olan yerlerde, Kavakyolu, Demirkent, Çukurkuyu gibi bölgelerde oturabilecek durumda. Merkezi bölgelerdeki konut fiyatları ise 5 ila 10 bin arasında ev tutabiliyor. Hatta 15 bin liraya kadar çıktı fiyatlar. Kirada yaşamak zorunda kalanların durumu gerçekten zorlu bir hal aldı. Şu anda krediler açılmadığı müddetçe ev satışları durgun. Eski satış düzeyinde gitmiyor. Kiralar ekonomik nedenlerden dolayı arttı. Artık yapacak bir şey yok” diye konuştu.
“TAYİNLERİN ETKİSİYLE FİYATLAR ARTTI”
Eşyalı ve eşyasız evlerden, merkezi konutlara genel bir değerlendirmede bulunan Bedir, şu ifadelere yer verdi:
“Şu anda eşyalı 1+1 evler beş ile on bin lira arasında kiraya veriliyor. Eşyasız 1+1 evler ise 5 bin liradan başlayarak kiraya veriliyor. Normal 2+1 daireler 8 ile 10 bin lira arasında değişen fiyatlarla kiralanabiliyor. 3+1 daireler için ise fiyatlar 7 ile 12 bin lira arasında farklılık gösteriyor. Elbette bu evlerin durumu, yeni olup olmamasına ve yaşlarına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Sıfır evlerde yer alan 4+1 daireler ise merkezi bölgelerde bulunuyorsa 15 bin liraya kadar kiraya çıkabiliyor. Bu durum, merkeze mesafelerine, depreme dayanıklılıklarına ve sunulan konfor seviyelerine göre değişen bir durum. Herkesin bütçesine uygun bir ev bulma şansı bulunuyor. Ev sıkıntısı şu an için çok fazla hissedilmiyor. Fakat şu anda tayinlerin etkisiyle fiyatların biraz arttığını söyleyebiliriz.”
“KİRALARIN YÜKSELMESİNDE Kİ TEMEL NEDENLERDEN BİRİ UYGULANAN VERGİ DÜZENLEMELERİ”
Yurtdışında yaşayan ve farklı illerde mülkiyeti bulunan vatandaşların da konut talebinin önemli bir faktör olduğunu belirten Bedir, “Yurtdışında yaşayan ve farklı illerde mülkiyeti olan vatandaşlarımız bulunmakta. Bu vatandaşlar, buraya geldiklerinde otel yerine 1+1 veya 2+1 daireleri satın alarak konaklama tercihinde bulunuyorlar. Yılda iki veya üç ay kadar süreyle bu evlerde kalıyorlar ve yaz aylarını bu şekilde geçiriyorlar. Ev satışlarında bir problem yok. Ama müteahhitlere çözüm aranması gereken bir dönemdeyiz. Örneğin, 10 bin liraya kiraya verilen bir ev için bankadan alınan ödemenin %25'i kesildiğinde, geriye 7 bin lira gibi bir miktar kalıyor. Bu tür maliyetler ve kesilen vergiler nedeniyle vatandaşlar, konut fiyatlarının neden yüksek olduğunu sorguluyor. Kiraların yükselmesindeki temel nedenlerden biri de devletin uyguladığı vergi düzenlemeleri. Hem mülk sahipleri hem de kiracılar zor bir durumda. Mülk sahipleri, maliyetleri karşılamak ve vergi yükünü dengelemek adına kiraları artırma eğiliminde olabilirler.” ifadelerine yer verdi.
“ŞU ANDA ADLİYELERDE SADECE KİRACI- EV SAHİBİ DAVALARI GÜNDEMDE”
Son olarak kiracılar ile ev sahipleri arasındaki anlaşmazlıkların gündeme geldiğine değinen Bedir, “Kiracıların kira zamları taleplerine mal sahiplerinin direnç gösterdiği bir dönemdeyiz. Ekonomik zorlukların artması ve yüksek enflasyonun etkisiyle, mal sahipleri kira zamlarını kabul etmiyor. Bu durum, mal sahiplerinin "kızım gelecek" ya da "oğlum gelecek" gibi gerekçelerle veya direkt olarak evlerini satmaya yönelmelerine neden oluyor. Günümüzde mahkemelerin büyük bir kısmının kiracı ve ev sahibi arasındaki anlaşmazlıklarla meşgul olduğunu görmekteyiz. Kiralardaki zam oranlarının %25 sınırlandırılması durumu daha karmaşık hale getirebiliyor. Mal sahipleri genellikle "satarım, paramı bankaya koyarım, değerlendiririm" şeklinde yaklaşımlar sergiliyorlar.” ifadelerine yer verdi.
Orhan Bedir'in açıklamaları, konut krizi ve kiraların yükselmesi konularında yaşanan sıkıntıları ve çözüm arayışlarını net bir şekilde yansıtırken, ekonomik dengenin sağlanması için devlet ve sektör temsilcilerine önemli bir çağrı niteliği taşıyor.
Haber: Seher Özbilir