Erzincan’ın Kemah ilçesinde bulunan Kemah Avak Vank Manastırı bu eserlerden biri. Bir zamanlar manastır üniversitesi olarak hizmet veren, o dönemin hatrı sayılır merkezlerinden biriydi.
Avak Vank (Büyük Manastır) adıyla bilinen ve Havari Aziz Tateos’a, daha doğrusu iki havariye, Tateos ve Partuğimeos’a ithaf edilmiş olan bu manastır, Kemah'ın Garni (Gökkaya) köyünün yukarısında, yaklaşık 2000 metre yükseklikte Kohanam Dağları ve Sebuh Dağı’nın güney yamaçlarında, Erzincan ile Kemah arasında bulunan ve Batı Fırat’ın sağ yakasında bir yarım daire oluşturan küçük bir vadinin üzerinde kurulmuş. Avak Manastırı'nda üç kilise var. Surp Asdvavdzadzin ve Garabed kiliseleri küçük. Diğeri ise daha büyük bir yapı olan Surp Tateos ya da Surp Arakelots Kilisesi.
Avak Vank, 12. yüzyılda büyük bir keşiş topluluğuna ve üretken bir skriptoryuma ev sahipliği yapıyordu. Bir zamanlar Ermeni hacı adayları Avak Vank kilisesine geliyorlardı. Avak Vank sonraki yüzyıllarda geçmişteki ihtişamını yakalayamasa da, hürmet gören bir hac mekânı olma özelliğini korumuştur. 17. yüzyıldan itibaren, Avak Vank’ın ve Sebuh Dağı’ndaki diğer manastırların çoğu papaz rütbesi taşıyan yöneticileri ve başrahipleri, istisnasız bir şekilde Prokhoronyants ailesine mensuptur.
En büyük kilise olan Surp Arakelots’ta, 1466 ve 1469 tarihli iki haçkar görülebilmektedir. Bu kilisenin ana kapısı, oymalı iki kanatla süslenmişti. Üzerinde, Roma imparatorluk ailesinden bir çiftin oyma yöntemiyle yapılmış portrelerinin bulunduğu kıymetli bir taş olan ‘Teğtap’ (Panzehir) Avak Vank’taydı; Lusavoriç’in röliklerinin muhafaza edildiği bir sandığın tabanı olarak kullanılmıştı. Manastırın arazileri, ormanı ve meyve bahçeleri de vardı.
Bir zamanlar bölgenin önde gelen manastırlarından biri olan Avak Vank Manastırı, zamana yenik düşenlerden biri. Günümüzde kalıntıları dursa da zamanın çarkları yavaş yavaş eritiyor bir zamanların manastır üniversitesini.