Erzincan Sivil Toplum Platformu adına konuşma yapan, ERDAV Vakfı Başkanı Alaattin Önel şu açıklamalarda bulundu:

Önel, "Yaklaşık 2,5 milyona yakın nüfusa sahip Gazze  Şeridi'nde,  terörist katil İsraillin  soykırımı 15 ayı aşkın süredir devam ediyor.  Gazze'de her 10 kişiden 9'u yerinden edildi. Neredeyse sağlam bina kalmadı. Yerinden edilen Filistinlilerin büyük kısmı, İsrail saldırılarında oluşan ağır yıkım nedeniyle derme çatma çadırlarda ikamet etmek zorunda kaldı.

Havadan ve karadan bombalanan bölgede göçe zorlanan siviller, kadınlar, çocuklar soğuk ve yağmuru geçiren yırtık, sökük çadırlarda aç ve susuz yaşıyor. Gazze Şeridinde, yağışlı havalarda çadırları su ve çamur içinde kalan Filistinli Anneler, çocuklarının soğuk nedeniyle donarak ölmesinden endişe ettiği için uyurken başlarında nöbet tutuyor. Gazze Şeridi'nde dondurucu soğuk nedeniyle 1 hafta içinde 6'sı bebek, 7 kişi hayatını kaybetti.

Buradan tüm insanlığa Vicdani bir çağrıdır. Gazze bizi vicdana çağırıyor, içimizi allak bullak eden Siyonist bir barbarlık karşısında yumruklarımızı sıkıyor, dilimizde öfke sözcüklerini biriktiriyoruz. Ne çare ki sözlerimiz de öfkemiz de bu zalim dünyanın barbarlıklarını durdurmaya yetmiyor. Katil terörist Barbarlar, paramparça ettiği çocuk gövdelerinin üzerinden üstünlüğünün ve efendiliğinin tescil edilmesini istiyor. İnsanları topraksız bıraktılar, şimdi toprağı insansız bırakmak istiyorlar. Kör ve sağır dünyanın Sömürgeci barbarca cürmü, diğer sömürgeci vahşi efendilerin sessizliğiyle tamamlanıyor. Bu cürmün işlenebilmesi için bu sessizlik, bu vurdumduymazlık gerekiyordu. 

Erzincan'da Filistin'e Destek Go (1)

Batı ve onun güdümündeki sözde İslam dünyasında, saldırganı değil kurbanı suçlayan bir algı bir organize riyakarlık düzeni olmasaydı, uluslararası silah kartelleriyle içli dışlı medya Moğolları bu cürmü arkalamasaydı, dünyanın gözü önünde bu vahşete kalkışabilirler mi, bilinen bütün ahlaki değerler ayaklar altına alınabilir miydi?

Buradan tüm insanlığı birazda Gazze mektebini anlamaya ve düşünmeye çağırıyoruz. Katil İsrail’in soykırımı 15 ayı aşkın süredir, Gazze halkının şehitleri için ve gelecek olan ölüm gerçeğini Allah’a kavuşma olarak nitelemeleri, imanlarının  Ankebut suresinin 5’inci ve benzeri ayetlerle pekişen tezahürü olarak karşımıza çıkıyor:

“Kim Allah’a kavuşmayı arzu ederse bilsin ki Allah’ın belirlediği sürenin sonu mutlaka gelecektir. O, her şeyi bilir, her şeyi işitir.” Buyuruyor.

Çeşitli ayetlerde Allah’a kavuşacaklarını umanlar ve “Allah’a kavuşacaklarını ummayanlar” ın sınıflandırıldığını hesaba kattığımızda Gazze halkının 7’sinde 70 ine çocukları, kadınları, erkekleri yaşantıları ve şahitlikleri ile Allah’a kavuşacağını uman kullar olarak bütün dünyaya örnek seçildiklerini düşünebiliriz.

Bugün Gazze Allah’a kavuşma ve cennet arzusu duyanların yurdu, Allah’ın ayetlerinin canlı canlı tecessüm ettiği yurt, Önce abluka ve ambargo altında açık bir hapishane, şimdi açık bir mektep olan yurt, Dünyayı, ahiret için yaşayanların yurdu, İzzetin yurdu, Tevekkülün yurdu, Sabredenlerin yurdu, Umutla direnenlerin yurdu, hedefi net, iradesi kuvvetli, ilkeli duruşu olan, inançlarıyla dolup taşan bir halkın yurdu dünyaya İslama davetin yurdu olarak Gazze mektebini canlı canlı izliyoruz.

Erzincan'da Filistin'e destek gösterileri devam ediyor

Al-i İmran suresi 195. ayet-i kerimeyi okurken Gazze aklımıza geliyor. 21. asrın ilk çeyreğinde Allah Teala’nın cennetle müjdelediği insanlara şahitlik ettiğimizi görüp heyecanlanıyoruz, gıpta ediyoruz. Rabbimizden bize de nasip etmesini, cennetleri hak edecek bir hayat yaşamayı gönülden istiyoruz.

Rableri onların dualarına şöyle karşılık verir: “Şüphesiz ben, erkek olsun kadın olsun ki birbirinizden meydana gelmişsinizdir sizden bir şey yapanın emeğini boşa çıkarmam. Hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda eziyete uğratılanların, savaşanların ve öldürülenlerin, işte onların günahlarını elbette sileceğim. And olsun ki, Allah katından bir mükâfat olarak onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Şüphe yok ki nimetin güzelliği Allah’ın katındadır. 

Bakara suresi 155 ise, imtihan gerçeğini ve unsurlarını öğreten ayet-i kerime ile karşılaşıyoruz

And olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele.

Aziz Kitaba Sarılan Aziz Olur Gazze’de Kur’an-ı Kerim’e olan yakınlık, pek çok Müslüman topluma göre çok ileri boyutta olduğuna şahid oluyoruz.  Burada şeyh İzzettin el Kassam’ın, Şeyh Ahmet Yasin’in Rabbim şehadetlerini kabul etsin başlattıkları mücadelenin gerçekliğini, devam eden savaş boyunca çok büyük yaşam zorluklarına rağmen Kur’an’ı okumaya, ezberlemeye verdikleri önemi gözlemleyerek şahit olduk. Kur’an’ın azizliğinin, onlara izzet kazandırdığını anlamak zor değil. Gazze halkının Aziz Kur’an’ı hayatlarının odağına koyması, bugün tüm dünyada duyguları, düşünceleri ve dengeleri değiştirebilecek bir role bürünmesinde en büyük etkin faktördür. En Güçlünün, En Yenilmezin kelâmıyla beslenen bir toplum, aynı özelliklerin insanî boyutunu taşır hale gelecektir inşallah.

Erzincan'da Filistin'e Destek Go

Gazze halkı, Vahiyle İnsana Biçilen Rolün Farkındalığı ölümünün ve hayatının Allah’a kulluk ile anlam kazandığının bilinciyle yaşıyor. Sadece Allah’a kul olma rolü ile bir kulun, hayata da ölüme de gerektiği kadar anlam yüklediğini Gazzeli kardeşlerimizde gözlemledik. Ölümün her an gelebileceği gerçeğini ihmal etmeden bu hayata ne kadar bağlı yaşadıklarının örneklerini, çok çeşitli sahnelerle bize gösterdiler. Hatta öyle zamanlar oldu ki, onların yaşadıkları zulmün, acıların etkisiyle yaşam sevgisini yitiren bizler, onların yaşam sevinci ile tekrar hayata bağlandık. Dünya hayatındaki imtihanlarımızdan kaçarak değil, onlarla yüzleşerek bir yere varabileceğimizi, ahiretteki durumumuzu belirleyebileceğimizi bir kere daha fark ettik.

Onlar bu dünya hayatının başı sonu belirlenmiş bir zaman diliminden ibaret olduğunu, her bir yaratılanın ecel-i müsemma olarak bilinen tanımlanmış, belirlenmiş bir süresinin olduğunun bilinciyle yaşadıklarını hem söylemleriyle hem eylemleriyle bize gösterdiler.

Bu dünyaya gereğinden fazla kıymet vermemeyi, onlardan öğrendik. Gündelik hayatımızda yaşadığımız her çeşit sıkıntı, dert, hastalık vs. imtihanlarımız, Gazzeli kardeşlerimizin yaşadıkları yanında çok basit kaldı ve dayanma gücümüz arttı, biz de onlardan sabrı öğrendik.

Hayatın tamamının imtihan olduğunu, bu savaştan kaynaklanmakla birlikte her birimizin imtihanlarının farklı olduğunu anladık. Onların zulme karşı sabır imtihanları yanında, bizimde zulme karşı, zalime karşı ne türlü bir duruş sergileyeceğimiz imtihanı içinde bulduk kendimizi mesela.

Bu savaş boyunca Gazze’lilerin kendilerini  ilkelerine hiç boşluk bırakmayacak şekilde bağlı, iradesi kuvvetli, sağlam duruşu olan kişiler olduğunu anlıyoruz topraklarını işgalcilere terk etmemek için umutla direnen, şahsiyet sahibi Müslümanlar olduklarını anladık. Ve bu duruş sadece Müslüman halkları değil, vicdanı elden gitmemiş tüm insanım diyenleri derinden etkiledi.

Filistin Gösterileri

Erzincanlı Nurhayat Şimşek'ten büyük başarı... Erzincanlı Nurhayat Şimşek'ten büyük başarı...

Ümmet sorumluluğu taşıyan her Müslümanın Gazze direniş mektebinin yaygınlaştırılması ve gündemleştirilmesi için gayret göstermesi elzemdir. Türkiye de ki her bir cemaat/tarikat yapılarının, Gazze’ye özel heyetler göndererek ahlaklı direnişin şifrelerini öğrenmeleri gerekir.

 Bir tarafta bütün bir küresel haydut müstekbirler ordusunu arkasına alan İsrail’in barbarlığı, diğer tarafta kardeş Mısır’ın müstekbirlerin rızasını kazanmak için yaptıklarıyla adeta mengeneye sıkıştırılmış olan Gazze, başka bir şeyden değil yalnızca Allaha layıkıyla teslim olma azmiyle  aslında bütün bir insanlığın modern barbarlıktan kurtuluşunun reçetesini vermiş oluyor. Bu asil direnişin karşısında acziyet içerisinde kalan küresel barbarların, kitlesel anestezi araçları olarak temayüz etmiş medyadan istifade ederek oluşturmaya çalıştıkları dezenformasyon süreci inşallah amacına ulaşamayacak

Son söz olarak Al-i İmran suresinin 139. ayetinde Rabbimiz “Gevşemeyin, üzülmeyin eğer gerçek mü’minler iseniz en üstün olanlar sizlersiniz” buyuruyor. " Açıklamlarında bulundu.

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek