Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Deprem Teknolojileri Enstüti Müdürü Şevket Özden, Erzincan’ın yapı stokuyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Özden Erzincan’ın yapı stokuyla ilgili çalışma başlatıldığını belirterek, “Yaklaşık altı ay önce şehirde bir çalışma başlatıldı. Bu çalışma valilik tarafından başlatıldı, belediye başkanlığı destek verdi ve üniversitede Rektörümüz Prof. Dr. Akın Levent, inşaat mühendisliği titrine sahip tüm personeli, hocaları ve çalışanları tespit yapmak üzere sahaya gönderdi. Sahada yapılan tespitlerin devamında da Erzincan’daki binalarımızı kabataslak bir sıralamaya koyduk. Bu aşamadan sonra, en altta biriken belirli bir sayıda yapı seçilip, bu binaların tekrar değerlendirilmesi ve bu binaların hangisinin gerçekten çürük elma olduğunun bulunması gerekiyor. Bunu yapabilmek için sahaya ekiplerin gönderilmesi gerekiyor. Bu da maddi kaynak gerektiriyor. Maddi kaynak insanlara para vereceğiz anlamında algılanmasın. Bunun yerine, mobilizasyon ve gerekli cihazlar için bütçe oluşturulması gerekiyor” dedi.
Erzincan’da problemli yapılar tespit edip temizlenecek
Özden, “Erzincan'daki yapı stokuyla ilgili ilk aşamayı tamamladık. Bu aşamada hangi yapıların bir diğerine diğerlerine göre daha güçlü olduğunu belirledik. Elimizde yaklaşık bir sıralama var ve en altta yer alan yapı stoku grubu var. Bu stok bir daha incelenmeli ve problemli olan binaların temizlenmesi gerekli. Bu evler hızla kentsel dönüşüme yönlendirilecek olan yapılar olacaklar. Diğerleri ise deprem güvenliği daha yüksek olan yapılar olarak hesaplanacak. Valilik bu bütçeyi oluşturmaya çabası içersinde ve bu bütçe oluşturulduktan sonra sahaya çıkıp yapı stokunu incelediğimizde problemli yapıları tespit edip, temizleyeceğiz” dedi.
“Ek bir katın kâr getireceğini düşünmeyin”
Erzincan'da 1992 yılında meydana gelen depreminin dönüm noktası olduğuna değinen Özden, “Yeni yapılan yapı stokuna baktığınızda, az katlı yapılar öne çıkıyor. Özellikle belirtmek istiyorum, lütfen binalarınızı üç ya da dört kattan daha yüksek olmasına izin vermeyin. Ek bir katın kâr getireceğini düşünmeyin, aslında size büyük zarar verebilir. Az katlı, büyük kolonlar ve perdelerle yapılmış binalar, şehrin deprem güvenliğinin garantisi olacaktır” ifadelerine yer verdi.
“Deprem güvenliğinin bir diğer garantisi dokümanlarda”
Özden, “Deprem güvenliği garantisinin bir başka yöntemi de belediyelerin dokümanları. Bunun önemini birçok yerde vurguluyorum. Şimdi tekrar belirtmek istiyorum, şimdiye kadar yapıların mühendislerinden, mimarlarından, makine mühendislerinden, inşaat mühendislerine kadar belediyelerde imza atan herkesi kayıt altına alıyoruz. Peki, sahada çalışan ve o binanın imalatı süresince görev alan demirciyi tanıyor muyuz? Beton döken ustasını tanıyor muyuz? Bunların sertifikaları var mı? Bizde bunların hiçbiri yok. Ne yaparsanız yapın, sahada eli betona, kalıba ve demire değen insanın yapacağı hatanın o binanın yıkılmasına sebep olacağına hepimizin bilmesi gerekiyor. Siz bir inşaat mühendisini sabah sekizden akşam saatine kadar bir inşaatta, bütün çalışanların başında tutsanız dahi o çalışalar bir hata yaptıklarında mühendis onu an yakalamadığında ciddi bir problem oluşur. Öyleyse herkesi hata yapmayacak bir noktada buluşturmamız gerekir.” dedi.