Ev sahipleri özel sektörde çalışan kefil de istemiyor. Peki bu talepler yasal mı? Ev sahipleri böyle isteklerde bulunabilir mi? Böyle bir durumla karşılaşan kiracılar ne yapmalı? İşte detaylar...
Kiralık daire ilanlarında ev sahiplerinin talepleri dikkat çekici boyutlara ulaştı. Sabıka kaydı, maaş bordrosu, memur kefil, kredi notu raporu gibi taleplerle ev sahipleri evlerini kiralamak istiyor. Peki bu istekler yasal mı? Bu tip durumlarda kiracılar ne yapmalı?
Konuyla ilgili merak edilenleri milliyet.com.tr’ye açıklayan Gayrimenkul Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, şunları söyledi:
“Son dönemde mal sahipleri tarafından kiraya verilen gayrimenkul ilanlarında birçok farklı şartı görebiliyoruz. Burada memur olmasını isteyen, memur olmasa da memur kefil isteyen, adli sicil kaydını, kredi skorunu, çalıştığı şirketten maaş bordrosunu isteyen birçok ilan var.
Genel anlamda baktığımızda yerlerini kiraya vermek isteyen mal sahipleri son dönemde bazı çekinceler yaşıyor. Hukukta 200 binin üzerinde dosya var. Birçok kişi davalık durumda. Kiracıların kirayı ödememe riski gün geçtikçe artıyor. Mal sahipleri dairelerini kiraya verirken, kişinin kirasını ödeyebileceğini garanti altına almak istiyor.
Tahliye davalarının uzun sürmesi mal sahiplerinin tedirginliklerinden biri. Bu nedenle kiraya verirken ister istemez kişilerin ekonomik şartlarını belirleyici bazı ek taleplerde bulunabiliyorlar.
Hatta bunlar içerisinde tahliye taahhütnamesi istenmesi dahi var. Bunun geçerli olması için bazı şartlar olsa da istenen şartlar arasında gün geçtikçe piyasada farklı şartların sunulduğunu görüyoruz.
Ödemeler karşılığı senet isteyen mal sahipleri var. Biz emlak işletmeleri olarak mal sahiplerini bu konularda yasal konularda bilgi sahibi edinmelerini sağlıyoruz. Onların kendi girdikleri ilanda bu tür farkındalık olmadığı için çok farklı talepler söz konusu olabiliyor. Son dönemde talepler şaşırtıcı boyutlara çıktı.
Hukuken kişinin ekonomik durumunu sorgulamaya yönelik bazı şeylerin mal sahibi tarafından istenmesinde bazı yasal sakınca yok. Kiraya verirken taşınmaz için ayrımcılık ve bölücülük ilkeleri dışında hareket etmemek gerekiyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun daha önce kestiği cezalara baktığımızda gerek mal sahiplerine gerekse platformlara cezalar kesildi.
Mal sahiplerinin ‘bekara vermiyorum, dul birine vermem, sadece yabancıya veririm’ şeklindeki ilanlarına kesilen cezalar oldu. Platformlara da bunların bazılarını eleme imkanları varken eleme yapılmadığı için cezalar kesilmişti. Bu cezalar kiracı veya kiracı adaylarının şikayetlerine göre ilerliyor. Bu noktada etkin bir kontrol yok.
Kiracıların başvurabileceği yerler eğer bir ayrımcılık ilkesi varsa Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’dur. Mal sahiplerinin ekonomik durumu gösteren bir rapor istemesinin hukuki anlamda bir olumsuzluğu söz konusu değil. Mal sahibi bunu ispat etmek isteyebilir. Kirasını ödeyebileceğine inanacağı birine kiraya vermek isteyebilir.
Önümüzdeki dönemlerde bazı illerde uygulanan peşin kira isteme uygulamaları biraz daha artabilir. Kiralık daire arzı azalmasına rağmen talep hala canlı.
Özellikle son dönemde mülk sahiplerinin en fazla 1 yıllık kiralamaları ve tahliye taahhütnamesi istemelerini gördük. Başlangıçta tahliye taahhütnamesi istenmesi yasal bir durum değildir. Bunu doğrudan noterden isteyen ilanları da görüyoruz. Tahliye taahhütnamesinin verilme şartı var. Hukuki olmadan verilenlerin geçersizliği talep edilebiliyor. Kefillikte bile çok sayıda farklı şart var. Mal sahipleri kira kontratları yaparken buradaki yasal şartlara, hukuki düzenlemelere dikkat etmelidir. Anında alınan tahliye taahhütnameleri boş alınıp daha sonra icra takibine konu oluyor.”