Erzincan’da Mevleviliğin son pot taşıyan İbrahim Hakkı Kemah-i hazretleri kimdir?
KEMAHLI MEVLEVİLİĞİN SON İSMİ
1859 yılında Kemah’ın yeni adıyla Parmakkaya köyünde doğmuştur. İlk derslerini ulemadan Feyzullah efendiden alan İbrahim Efendi daha sonra Erzincan'da hocasının oğlu İstanbul Medrese Eğitim almış Mustafa Zühtü Efendi'yle eğitimine devam ederek icazetini alır. Erzincan'da iken Terzibaba Hazretlerinin halifelerinde Mustafa Fehmi Efendi'den de ilim tahsilinde bulundu. Erzincan onun ilim arzusuna kafi gelmeyince daha derinleşmek için Arap ülkelerine doğru Şam, Mısır ve Hicaz taraflarında bulunmuş daha sonra bir müddet de Konya'da ikamet etmiştir. Mevlana Celaleddin Rumi tarafından manen sikke ve hilat giydirildiği bu olaydan 6 yıl sonra da 120 seneden beri kapalı vaziyette bulunan Erzincan Mevlevi Hanesi'ni tamir ve ihya etmeye giriştiği yanına bir de Darül Mesnevi yaptırdığı ve dergahın şeyhliğine tayin edilerek irşat faaliyetlerine başladığı kaynaklarda geçmektedir.
İKİNCİ ABDULHAMİT HAN ÇAĞIRDI
Erzincan'ın son Mevlevi olarak irşat faaliyetlerini sürdüren Kemah-i hazretlerinin vefatından sonra Erzincan'da Mevlevilik sona ermiştir. Kısa sürede ünü ülkenin dört bir yanına yayılan Kemah-i hazretleri Bursa, İzmir, Sivas, Trabzon ve Erzincan başta olmak üzere değişik illerde irşat ve tebliğ için seyahatlerde bulundu.
Onun bu ünü bir süre sonra payitahtta Sultan İkinci Abdülhamit'e kadar ulaştı. Sultan kendisini İstanbul'a çağırarak saray vaizi olarak Sohbetlerde bulunmasını istedi. Halife olan Sultan Reşat'a hitaben “ben hakkı konuşurum hünkarım” desede ısrarla payitahtta vaaz vermesi istendi. Ancak Sinan Paşa Cami'ndeki bir vaazından dolayı Kemah’a sürgün edildi. Milli mücadeleye sarıklı mücahitlerden birisi olarak katılan Kemah-i hazretleri, 1924’de İstiklal Mahkemelerince idama mahkum edildi.
İDAM KARARINA KARŞI NEDEN ÇIKMADI
Ölümünden önce rüyasında peygamber s.a.v. gördüğünü, mahkemeye sunmak üzere hazırladığı savunma okumaktan vazgeçtiğini çevresindekilere söylemiş ve ertesi gün vefat etmiştir. Hakkında çıkarılan idam kararını uygulamak için gelen heyetin ölümünden emin olmak için mezarının açılıp kontrol edildiği rivayet edilmektedir. 1926 İstiklal Mahkemeleri tarafından verilen idam kararının uygulanması amacıyla cesedinin mezarından çıkarılıp asıldığına dair görüşlerin gerçekle bağdaşmadığı kaynaklarda açık seçik geçmektedir. Bu idam kararı ve vefatıyla ilgili yakın zamanda kamuoyunda çok tartışılan, bize nasıl kıydığınız filmi de çekilmiştir.
Otuz beşinci Osmanlı padişahı Sultan Reşat'a itafen yazdığı Şemsül irşatlı Sultan Reşat adlı eseri meşhurdur. 1926 yılında Darbekaya irtihal eden İbrahim Hakkı Kemah-i hazretlerinin kabri Erzincan Tevzi Baba Mezarlığı'nda diğer gönül erleri gibi misafirlerini ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.
