Allah’a yalvarma, dua, af dileme ve manevi isteklerin ifade edildiği manzum (şiir) veya mensur (düzyazı) eserlere “münâcât” denir. Münacat genellikle “yalvarmak, yakarmak, dua ve tazarruda bulunmak” mânasında kullanılır.

Münacatlar genellikle mesnevi ve kaside nazım biçimleriyle kaleme alınmış.

Münacatın divan edebiyatında yaygın bir tür olmasında divan ve mesnevi tertibinde tevhitlerden sonra münacatlara yer verilmesinin bir gelenek hâline gelmesi etkili olmuş.

Münâcât türünün ilk örnekleri, İslamiyet’in yayılmasıyla beraber Arap edebiyatında ortaya çıkmıştır. Halifelerden Hz. Ebubekir (ö. 13/635), Hz. Ömer (ö. 24/646) ve Hz. Ali (ö. 40/662)’ye isnad edilen münâcât türünde birer şiir tespit edilmiştir. Bu şiirler içerisinde Hz. Ebubekir’e isnad edilen “Kaside-i Ebubekr-i Sıddîk” ile Hz. Ali’ye atfedilen “el-Mecmu’atü’l Kübra” isimli münâcâtlar bu türün ilk örnekleri arasında.

Minik öğrencilerden Erzincan müftülüğüne ziyaret Minik öğrencilerden Erzincan müftülüğüne ziyaret

Fars edebiyatında münâcât türünün ilk örnekleri X. ve XI. yüzyıllarda görülür. Bu edebiyatta edebî bir tür olarak uzun bir geçmişe sahip olan münâcât, “niyâziş” adıyla da bilinmektedir. Manzum ve mensur münâcâtlar içerisinde Hâce Abdullah Herevî (ö. 1089)’nin eseri, tasavvufî Fars geleneğinde bu türün ilk örneği kabul edilir.

Türk edebiyatında münâcât, İslamî Türk edebiyatının en eski nevilerinin başında gelir. İslamî Türk edebiyatımızın ilk eserlerinden biri olan Kutadgu Bilig’de müstakil bir münâcât olmamakla beraber eserin girişinde bulunan tevhidde münâcât hüviyeti taşıyan beyitler yer almakta. Yine ilk İslamî mahsullerden Hoca Ahmed Yesevi (ö. 1166)’nin Divan-ı Hikmet’inin altıncı hikmeti de aynı zamanda bir münâcât örneğidir.

Orta Asya’da başlayan münâcât geleneğimiz Anadolu’da yüzyıllar boyu devam etmiş. Anadolu’da, Sultan Veled (ö. 1312) ve Ahmed Fakih (ö. XV ?) gibi şairler tarafından bu türün ilk örnekleri samimi ve süsten uzak bir üslupla
verilmiş.

Divan şairlerinin neredeyse tamamının divanlarında münâcât türünde şiirlere rastlamak mümkün. 

Kaynak:https://www.turkedebiyati.org/

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek