Ramazan’da tuz istemek ne demek?
Erzincan’ın kadim geleneği, bazen tuz ambarımızda Kemah’ın çiçek tuzu ile dolu olduğu halde Nenem beni komşulardan tuz istemeğe gönderirdi..
TUZ..
Büyüklerimizden öğrendiğimiz şekilde Ramazan’da kapı komşuya ikramlar hep iftar saatine yakın götürülürdü. Eğer o sırada yolda uzak mahalle veya köylüden birine rastlanırsa mutlaka eve iftar için davet edilirdi.
Dün evde yaptığımız lokma tatlısını kapı komşumuza iftar saatine yakın dört yaşındaki torunumun eline tutuşturarak gönderdik..
Komşuya teslim edip dönerken büyük bir zafer kazanmış edasıyla yürüyüşü değişmiş olarak içeri girdi.. Gişi gibi..
Bu davranış çok hoşuna gitmiş olacak ki sonraki günlerde evde ne pişerse iftar saatine yakın komşuya götürmek istedi..
……
Kemah’ta ki mahallemizde Ramazan ayının ilk haftası çıktın mı maharetli olanlar yemek ve tatlı konusunda bütün hünerlerini ortaya koyarlardı
Herkes bütçesine göre birbirine tattırmak için küçük, küçük ikramlar yapardı..
İlk haftanın Cumasında babaannemin ahretliği olan Palabıyıkgilin Lütfiye teyzenin cevizli burması kenarı tırtıklı sahanla gelirdi. Bir gün sonrada, babaannem o meşhur un helvası yapar aynı sahana konarak benimle onlara gönderirdi.
Az çok bütün hanelerin maharetli ellerini bildiğinden iftar sıframıza dışardan gelen ekşili etli dolmanın, Harik Emineden, Sarı hurmaçanın Hattatların Hazime Teyzeden, Kızılcık şerbetinin Feride Halamdan, Kesme kadayıfın Berber Şevketin hanımı Saadet Teyzeden, Kasefe nin Pasin Teyfiğin Zehre Neneden, Çermesi Armut turşusununda Gözüböyük’gilden geldiğini bilirdim..
Kısacası Ramazan Mahallemizde zengin fakir herkesin birbirine ikram ettiği, eksiğini yine birbirinden isteyerek tamamladığı bir aydı..
Bazen tuz ambarımızda Kemah’ın çiçek tuzu ile dolu olduğu halde Nenem beni komşulardan tuz istemeğe gönderirdi..
Bir keresinde evde tuz olduğu halde neden komşularından tuz istediğini sorduğumda şu cevabı vermişti:
“Komşularımızdan çok yoksul olanlar var. Onlarda sıklıkla bizden bir şeyler istiyorlar.
Zaman zaman bizde onlardan küçük ve ucuz bir şeyler istersek, bizim de onlara ihtiyacımız olduğunu hissederler.
Böylece kendilerini daha rahat hissedip bize minnet duymayarak her şeyi bizden istemeye devam etmeleri daha kolay olur.” dedi..
İnsan onuruna inancına saygı şüphesiz en asil duygulardan biridir.
Benim çocukken ailemden öğrendiğim de tam olarak buydu..
Empati yapan , alçakgönüllü, yardımsever ve merhamet değerleri olan çocuklar yetiştirelim..!!!...
Gişi’lerimiz geleceğimiz olsun..✨
Faruk KÜÇÜKTAŞ 24.03.2024