Aslen Erzincanlı olan ve bir dönem Erzincan Milletvekilliği yapan, hazlihazırda AK Parti İstanbul Milletvekili olan ve Nobel'e aday gösterilen Serkan Bayram, Yeni Asır Gazetesinden Burcu Ilgın'a verdiği röportajda Nobel adaylığına giden hikayesini anlattı. İşte o röportaj...

Dünyaya eksiksiz, engelsiz olarak gelmek büyük bir nimet, büyük bir şans. Ama bu şansın hayat hikayemizin sonuna kadar süreceğinin bir garantisi yok. Bir afet, bir kaza her şeyi değiştirebilir. Buğday Tanesi filmi duygusuyla, verdiği mesajlarla çoluk çocuk herkesin izlemesi gereken harika bir film. Erzincan'ın Refahiye ilçesinde doğan ve buğday tarlasında çıkan yangında alevlerin arasında kalarak ellerini kaybeden bir bebeğin hikayesiyle başlıyor... Bu sahneleri izleyip de ağlamayacak bir insan tanımıyorum. Ancak bu duygusal hikaye öyle bir ilerliyor ki, 41 gün sonra hayata tutunan minik Serkan hayatın yakasını bir daha hiç bırakmıyor. "Minik Serkan" dediğime bakmayın o, şu an AK Parti Milletvekili olarak meclis kürsüsünde... Aslında tek hayali adaleti sağlamak için hakim cübbesi giymek olan Serkan Bayram insanlık dışı kalmış yasalarla bu hayalinden vazgeçmek zorunda kalıyor. Peki bu onu durduruyor mu? Hayır. Tam tersi çıtasını daha da yükseltiyor ve milletvekili olup bu yasayı değiştiriyor. Hakimler ve savcıların önündeki engeli kaldıran Bayram'ın yeni hedefi Türkiye'de engelli kaymakam, vali, büyükelçi ve bakan görmek. O, bunlar için çalışırken tüm dünyanın dikkatini çeken Serkan Bayram artık Nobel Barış Ödülü'ne aday. Filmde ne izliyorsanız, nasıl bir milletvekili görüyorsanız aynı mütevazılıkta ve aynı kararlılıkta bir Serkan Bayram gördüm... Azmin filmini yapmış ama kesinlikle eksik. Çok daha fazlası var... Ben sordum. O, tüm heyecanı, mutluluğu, gururu ve inancıyla cevapladı sorularımı...

- Avrupa Parlementosu (EES) Avrupa Ekonomik Senatosu tarafından Nobel Barış Ödülü'ne aday olarak gösterildiniz. Öncelikle tebrik ediyorum... Duygularınızı alabilir miyim?

Hem Ermeni Patriği Sayın Sahag Maşalyan, Nelson Mandela Vakfı, dünyadan birçok ülke parlamentosu, üniversiteler, Avrupa Ekononomik Senatosu (EES) de dahil olmak üzere birçok kurum ve kuruluş şahsımı ve Buğday Tanesi filmini Nobel'e aday gösterdi. Bu ülkem için, milletimiz için, Türkiyemiz için onur verici.

Serkan Bayram2

DÜNYADA BUĞDAY TANESİ AKIMI BAŞLAYACAK

- Atatürk'ün de aday gösterildiği bu ödülü Türkiye'den şimdiye kadar alan yok. Sizce şansınız var mı?

İnşallah ödülü ülkemize kazandıracağız. Dünyada 1.5 milyar engelli var ve bu engellilerin de temsili noktasında önem arz ediyor. Buğday Tanesi vakfımızı da kurduk. Şu anda 180 ülkede örgütlenmeye başlıyoruz. Film, Ekim ayından itibaren 49 Afrika ülkesinde film gösterime girecek. Oralarda da program yapacağız ve bu süreçte tüm dünyada Buğday Tanesi akımını başlatacağız. Meksika'da, Venezuella'da, Kazakistan'da ilk Türk film festivallerini yaptık. İngiltere'de, Avrupa Parlamentosu'nda Avrupa Konseyi'nde Strazburg, Brüksel, Cenevre ve New York parlamentolarında konuşmalar yaptık ve filmimiz gösterildi. Türkiyemizin temsili için önemli bir noktaya geldik. Şansımın çok büyük olduğunu düşünüyorum.

MÜCADELEMİZ DÜNYADAKİ 1.5 MİLYAR ENGELLİ İÇİN

- Böyle bir ödüle aday gösterilmeyi bekliyor muydunuz?

Yaptığımız hizmetin amacı umudun yolculuğudur... Nobel'e aday gösterilmeyi bekliyordum. Geçen yıl, İranlı gazeteci Nergis Muhammedi'ye kadın hakları mücadelesinden dolayı verildi. Bizim mücadelemiz de dünyadaki 1.5 milyar engelliyi ilgilendiriyor. Filmimimz dijital platformlar da dahil pek çok noktada izlenebiliyor. İnşallah sonu hayırlı olacaktır. İnsanlık için önemlidir, engelliler için umut, akran zorbalığını bitiren, empati ve motivasyonu anlatan bir eser olmuştur. Türk siyaseti ilk defa sinemaya aktarılmıştır. İnşallah Nobel'i de alarak tarihe geçeceğiz.

- Bu ödülü alırsanız, hayatınızda neler değişir? Hiç hayalini kurdunuz mu?

Serkan Bayram1

Bu ödülü aldığımızda mücadelemiz aynen devam edecek. Bu ivme daha da hız kazanacak. Ödüle aday gösterilmek de büyük bir artıdır. Çünkü bu adaylık davamızın tüm dünyanın dikkatini çektiği anlamına gelir. İnsanlık adına büyük eserelere imza atmış olacağız.

- Hayat hikayeniz film yapıldı. İzlerken hem gurur duydum hem de çok ağladım. Hiç vazgeçtiğiniz bir an olmadı mı?

Hiçbir zaman vazgeçmedim. Ve bu filmde anlatıldığı, kitabımda da yazdığı gibi hep "Yere düştüğünde değil vazgeçtiğinde kaybedersin" mottosunu benimsedim.

41 GÜN, 41 YIL HİÇ VAZGEÇMEDİM

- Vazgeçme noktasına geldiğinizde hangi düşünceyle devam ettiniz?

Vali Aydoğdu: 'Gazilerimiz, Şanlı Tarihimizin Ebedi Kahramanlarıdır' Vali Aydoğdu: 'Gazilerimiz, Şanlı Tarihimizin Ebedi Kahramanlarıdır'

Filmde de gördünüz, 40 gün yoğun bakımda kalıyorum ve 41. gün iyileşiyorum. Yüksek puanla hakimlik sınavına giriyorum ve mülakatta eleniyorum. Bu benim için itici bir güç oldu. 41 yaşında da doğduğum topraklardan vekil olup yasanın değişmesine vesile oldum.

- Yaşadığınız bu olaya şükrettiğiniz ya isyan ettiğiniz en önemli iki anı anlatır mısınız?

18 yaşıma kadar elleri cebinde dolaşan bir genç oldum. Bir kızı sevdim evlenmek istedim babası bu yüzden vermedi. En çok üzüldüğüm gün ise hakimlik sınavı mülakatından engelim yüzünden elendiğim gün oldu. Hakimler ve Savcılar Kanunu'ndaki insanlığa aykırı bir madde olan "Alışılmışın dışında çevrenin yadırgayacağı bir vücut bozukluğu olmaması" ibaresi yüzünden elendim. Bu bende travma oluşturdu. Ama bu travma sayesinde daha çok hırslanıp diğer engellilerin bu maddeye takılmaması için savaştım. Şu anda milletvekili olarak diğer engellilerin önündeki engelleri kaldırmak benim gurur kaynağım. Şükürler olsun şu anda bütün dünyada Buğday Tanesi konuşuluyor. Üniversitelerimizde, KYK yurtalarımızda öğrencilerimizle buluştum. Yine bir çok ülkeden fahri doktora aldım. Bu buluşmalarda gençlere hep pes etmemeleri gerektiğini anlatıyorum. Barış diline de vesile olduk. Birleşmiş Milletler tarafından barış elçisi ilan edildim. Avrupa Senatosu tarafından fahri senatör ilan edildim. Bütün dünyada yaptığım vurgu, "Yere düştüğünde değil vazgeçtiğinde kaybedersin. Ellerimle tutamadığımı gönlümle tuttum ve hiçbir zaman bırakmadım." Buğday Tanesi, bir tanesi milyonların sesi milyonların hikayesi. Şimdi de milyarların sesi, milyarların hikayesi oldu. Ülkemde 10 milyon engelli insan var, ailesiyle birlikte 40 milyon. Yarısı direkt etkileniyor. Dünyada 1.5 milyar engelli insan var, ailesiyle beraber 5 milyar ediyor. O yüzden insanlık için önemli bir proje, bir filmden ötesi. Sayın Cumhurbaşkanımız da "Bu proje her yerden ödül alır ama ilk ödülünü ben vereceğim" dedi ve bizi onurlandırdı. Ülkem adına mutluyum, gururluyum.

"SIRADA ENGELLİ KAYMAKAM VALİ, BÜYÜKELÇİ VE BAKAN VAR"

- Sizin girişiminizle değişen yeni Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra hakim ya da savcı olan bir engelli vatandaş var mı?

Hakim ve Savcılar Kanunu'ndaki yasanın değişmesinden sonra ortopedik engelli kardeşlerim hakim oldu. Bir ay önce de iki gözü görmeyen bir kardeşimiz hakim oldu. Bunlar Türk demokrasisi ve insan hakları açısından çok büyük önem arz ediyor.

- Bir sonraki hedef ne?

Dünyada Birleşmiş Milletler'in UNİCEF gibi çocuk hakları ve kadın haklarını dile getiren kurumlar var ama üçüncü bir grup olan engelli haklarını destekleyen bir yapı yok. Geçtiğimiz günlerde New York'ta gerçekleşen Birleşmiş Milletler toplantısında bu yapının Türkiye'de, İstanbul'da kurulmasını ve dünyaya hizmet etmesini önerdim. Dünyanın da dikkatini çekti. Çin, Meksika, Yunanistan da destek verdi. Bu ülkelerin resmi kaynaklarında da konuşmalar yaptık. Hayalim Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, Türkiye yüzyılında aramızda engelinden dolayı kimsenin geri kalmaması. Engelli valimiz, bakanımız, büyükelçimiz olsun istiyorum. Engelli Bakanlığının kurulması gerektiğini düşünüyorum. Engelli kaymakamımız yok, onunla ilgili 1700 sayılı dahiliye kanunuda değişiklik yapacağız yakında. Böylece kaymakamlar önündeki engel de kalkacak. Dünya bunu aşmış bizler de Türkiye'de bunu başaracağız. Birleşmiş Milletler nezdinde engelli hakları birimini kuracağız. Vatikan da kiliseler de patrikler de bizi Nobel'e aday gösterdi. 2 ay önce de Vatikan'da Papa Fransis ile görüştüm orada da gündeme getirdim. Çok sıcak baktılar. Dünyanın birçok film festivalinde 20'den fazla ülkede ödül alacağız. Hindistan Bollywood, Kanada Toronto, İtalya Roma... Eylül'ün 27'sinde Norveç'te bir programımız var. Ekim ayında İsviçre Cenevre'de var. Papa tekrar bir mektup yazdı, Aralık ayında Roma'da büyük bir program yapacağız. İnsanlık için önem arz ediyor. Hep birlikte başaracağız.

BUĞDAY TANESİ 2'Yİ HOLLYWOOD'DA ÇEKECEĞİZ

- Engelliler için başka projeleriniz de var mı?

Hollywood'dan da teklifler var. Onları da değerlendiriyoruz. Hayalim, ülkemde engelli vali, kaymakam, bakan, büyükelçi olduktan sonra onların da hikayesiyle Hollywood'da Buğday Tanesi 2'yi çekmek. Bunu başardığımızda Türkiye'nin insan hakları konusunda geldiği noktayı tüm dünyaya göstermiş olacağız.

- Barış elçisi olarak son sözünüzü alalım...

Doğa, tabiat zaten yapacağını pandemisiyle, afetiyle yapıyor. Nice canlarımızı yanımızdan alıyor, pek çok kişiyi de engelli bırakıyor. Bari biz insanlar birbirimizi öldürmeyelim, engelli bırakmayalım. Birbirimize zulum etmeyelim. İnsanlar, çocuklar, hayvanlar, bitkiler ölmesin. Barış içinde bir dünya, engelsiz bir dünya istiyoruz. Savaş istemiyoruz. Engelsiz bir Türkiye için hep birlikte çalışıyoruz.

Kaynak: yeniasir.com.tr

Editör: Haber Merkezi - SK