Türk sinemasının gönüllerde taht kurmuş en özel isimlerinden biri olan Sadri Alışık, 100. doğum gününde, vefatının 30. yılında, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda sevenleri tarafından özlem ve sevgiyle anıldı. İstanbul’un ruhunu içinde taşıyan, bir bakışıyla hem tebessüm ettiren hem de iç burkan o eşsiz adam, bir asır önce dünyaya gözlerini açtı; şimdiyse filmlerinin arasından gülümseyerek kalplerimizde yaşamaya devam ediyor.
Anma töreninde oğlu Kerem Alışık’ın sözleri, zamansız bir özlemi kalplere taşıdı. “Sinemanın, sahnenin, hayatın, kaldırımların kenarına biraz hüzün biraz kahkaha biraz efkâr biraz neşe bıraktı,” dedi. Sadece bir oyuncu değil, İstanbul’un sokaklarında yankılanan bir şarkı gibiydi Sadri Alışık. Şapkası bir simgeye dönüştü, bakışları bir sokağın hafızasına kazındı. O, zamana direnen bir zarafet, hepimizin hayatına dokunan içten bir selamdı.
Bu anlamlı günde ona bir mektupla seslenen genç bir konservatuvar mezunu, Alışık’ın bıraktığı ışığın yeni nesillerin yüreğinde yanmaya devam ettiğini anlattı. Yalnızca oyunculuğu değil, iyi insan olmayı öğreten bir isimdi Sadri Alışık. “Sevin ulan birbirinizi” diyerek hayata dair en yalın ama en güçlü mesajlardan birini verdi. Mektubu kaleme alan genç, bu mesajın bir ders değil, bir yaşam rehberi olduğunun altını çizdi.
Sadri Alışık’ın büyüklüğü sadece perdedeki ustalığında değil; sokağın sesi, halkın yüzü, mazlumun yanında duruşunda gizliydi. Annesinin gözlerindeki gülümsemeyle, babasının anlattığı çocukluk anılarıyla, Sadri Alışık bir kuşağın değil, bir halkın yüreğine dokundu. O, sadece bir aktör değil, herkesin tanıdığı, özlediği, içtenlikle sevdiği bir aile ferdiydi.
Ve bugün, 100 yıl sonra bile; o ses, o duruş, o bakış… Her biri hala bizimle. Sonsuz bir yolculukta, beyazperdenin ebedi yolcusuna selam olsun.
Kutlu olsun 100. yaşın, Sadri Alışık. Sen hâlâ bizimle, kalbimizin tam ortasındasın.
