Yirmilik dişler, üçüncü azı dişleri olarak da bilinir ve genellikle 17 ila 21 yaşları arasında çıkmaya başlar. Yetişkinlerde toplamda 32 kalıcı diş bulunur ve yirmilikler, bu dişlerin en son gelen üyeleridir. Bebeklikte çıkan 20 süt dişi dökülür, ardından 6 yaşında ilk azı dişleri, 12 yaşında ise ikinci grup dişler çıkar. Son olarak, sürpriz bir şekilde, arka tarafta yirmilik dişler ortaya çıkar.
Aslında, doğduğumuz anda kafatasımızın içinde, henüz çıkmaya hazır olmayan halde yirmilik dişlerimiz vardır. Bazı insanlar hiç yirmilik dişe sahip olmazken, bazılarında bu dişler gömülü kalabilir veya birer birer çıkabilir.
Geçmişte, modern mutfak teknolojileri ve pişirme yöntemleri yoktu. Sert etler, çiğ sebzeler ve kabuklu yemişler gibi besinleri çiğnemek için daha fazla diş gücüne ihtiyaç vardı. Bu nedenle, yirmilik dişler, evrimsel olarak insanların besinleri etkili bir şekilde çiğneyebilmesi için önemliydi. Ancak zamanla, hem yemeklerimiz yumuşadı hem de çene yapımız küçüldü. Beynimizin büyümesiyle birlikte, çene için ayrılan alan daraldı ve bu dişler, çeneye sığmamaya başladı.
Antropologlar, insanın yirmilik dişlere olan ihtiyacını kaybettiğini ve gelecekte tıpkı apandisit gibi tamamen işlevsiz olabileceğini belirtiyor. Yine de, şu anki dönemde çoğu insanda en az bir yirmilik diş çıkmaktadır. Bir araştırmaya göre, 25 yaş ve üstü bireylerin %53'ünde en az bir yirmilik diş mevcut. Erkeklerde, kadınlara kıyasla daha yaygın görülmektedir.
Günümüzde yirmilik dişlerle ilgili en yaygın problem, çene darlığıdır. Dişin çıkacak yeri olmadığı için çarpık bir şekilde çıkabilir veya gömülü kalabilir. Bu durum, ağrı, enfeksiyon, iltihaplanma ve çene bozuklukları gibi sorunlara yol açabilir. Diş hekimleri, bu dişin ileride sorun yaratmasını önlemek amacıyla erken çekimi önerir, özellikle ortodontik tedavi öncesi. Genç yaşta yapılan çekimler iyileşme sürecini kolaylaştırır, ancak her cerrahi müdahalede olduğu gibi riskler vardır. Yirmilik dişlerin düzenli takibi, ilerideki olası sorunların önüne geçmek için önemlidir.