Genel olarak köy muhtarlarının görevlendirdiği çırbanlar, köylerde yaklaşık 3 ay süreyle suyun kontrolünü sağlıyor. Tarihi bir geçmişe sahip olan çırbanlar, gündönümünden itibaren mesaiye başlayıp, Eylül ortalarında işe nokta koyuyorlar. Halk sulamalarının devam ettiği köylerde, köylüler için son derece önemlidir çırbanlar. Yavaş yavaş zamanın durmadan işleyen çarklarına yenik düşen bir meslek olsa da çırbanlık hala bu işi devam ettiren birçok köy bulunuyor Erzincan’da.
Birçok köyde Mayıs ayında imece usulüyle harkların temizlenmesiyle su yolları adeta çırbanlar için hazırlanır. Ardından harklara su verilerek sulama sezonu öncesinde harklar iyice temizlenmiş olur. Yıllar öncesine dayanan bu kadim meslek önceleri adeta kutsal bir tören gibi yapılır, gündönümü öncesinde köylüler toplanarak şükür kurbanı keserlermiş. Ancak tüm bu gelenekler, bu töre zamana yenik düşmüş. Şimdilerde o kadim gelenekler birer birer yok olsa da çırbanlar hala işlerinin başında köylerin su ihtiyacını gidermek için uğraşıyorlar.
Bugünün gözlüğünden bakıldığında suyu sırayla dağıtan basit bir su bekçisi gibi görünebilir ancak işin iç yüzü oldukça anlamlı. Çırban her şeyden önce mesleğini etik kurallar çerçevesinde, köylerdeki töre ve geleneklerin çizdiği kalıplar içinde yürütüyor bu görevi. Kolay değildir köylerde adaletli bir şekilde bu işi yapmak. Gündönümünü takip eden Pazar gecesi saatler 00.00’ı gösterdiğinde Ya Bismillah diyerek başlar göreve çırbanlar. Sonrası 24 saat o suyun takibini yürütürler. Eskiden atlarla yürütülen bu meslek artık motosikletlerle sürdürülüyor. Köylülerin sahip oldukları arazi miktarına göre belirlenir herkesin alacağı su süresi. Ancak su yolu üzerinde kontrol edilmesi gereken yüzlerce salacak vardır. Suyun bu salacaklardan kaçmaması önemlidir yoksa su sırası olan köylüye haksızlık sayılacaktır. O yüzden çırbanlar salacakları sürekli kontrol ederek suyun herkese eşit miktarda gitmesini sağlamakla yükümlüdür. Sonuçta çırbanların maaşını o köyde yaşayan insanlardan toplar köyün muhtarı.
Bu kadim mesleğin de birçok meslek gibi kaybolup gitmesine yürekler dayanmıyor elbette. Ama zamanın çarkları yutuyor her şeyi. Umarız bu kadim meslek de yitip gitmez diğerleri gibi.