Vali Aydoğdu” Gazilerimize bir şey olursa bunu bottan aşağı atın” Vali Aydoğdu” Gazilerimize bir şey olursa bunu bottan aşağı atın”

Sindirim sistemimizin Son 20 cm’lik kısmı rektum, buradan ince bağırsaklara kadar olan kısmı ise kolon olarak adlandırılır. Kısmen sindirilmiş gıdalar ince bağırsaktan kolona gelir. Kolon su ve mineralleri besinden ayırır, geri kalanı anüsten atılmak üzere depolar. Yaklaşık 150 cm uzunluğundadır. Kolon ve rektum kanserleri bu organların iç yüzeyini örten tabakayı oluşturan hücrelerden gelişir. 

Sağlık Bakanlığı'nın istatistiklerine göre kanser hem kadınlarda hem de erkeklerde görülmektedir. Kalın bağırsak kanseri üçüncü sırada yer almaktadır. Her yaşta olması ihtimali olmasına karşılık genelde en sık 50 yaşından sonra gözlenmektedir.

Kolorektal kanser yakındaki lenf bezlerine ulaşabilirse diğer bezlere, karaciğer ve uzak organlara ulaşabilir. Risk Faktörleri: Kolorektal kanserin kesin sebebi bilinmemekte olup en bilinen risk faktörleri şunlardır; Aşırı kilolu veya obez olmak Fiziksel olarak aktif olmamak Fazla miktarda işlenmiş gıda veya kırmızı et tüketimi (Hayvansal yağdan zengin, kalsiyum, folat ve liften fakir diyetle beslenenlerde kolorektal kanser riski artmıştır. Meyve ve sebzeden fakir beslenmek de riski artırır.) Alkol Kullanımı Sigara İleri yaş (Hastaların %90’ı 50 yaşından sonra tanı alır. Ortalama yaş 60’lı yaşlardır.) Ailede benzer kanser öyküsü bulunması. (Bir kişinin yakın akrabalarında kolorektal kanser öyküsü varsa bu hastalığa özellikle daha genç yaşta yakalanma riski artar.) Polipler (Bazı polipler kanserleşebilir. Bu nedenle polip çıkartılmalı ve düzenli aralıklara kontrol edilmelidir.) Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı (Bağırsakta iltihabi hastalığı olanlarda kolorektal kanser riski artmıştır.) Belirtiler: Kalın bağırsak kanserlerindeki bulgu ve belirtiler, tümörün yerine ve evresine göre değişir. Kalın bağırsağın sağ tarafındaki tümörlerde gözlenen belirtiler dışkı ile birlikte fark edilmeyen kan kaybı ve bu kanamaya bağlı kansızlık, halsizlik, nefes darlığı, çabuk yorulma, dışkılama alışkanlarında değişikliktir. Zaman zaman kabızlık ve ishal atakları, karın ağrısı, karında şişkinlik, kilo kaybı diğer bulgulardır.

Diğer kanserlerde olduğu gibi kolon kanserleri de iyice büyüyene kadar belirti vermezler. Belirtiler gelişmeden önce bir kişinin kanser için taranması poliplerin ve kanserin erken tanınmasında yardımcı olur. Erken tanı konulduğunda, kolorektal kanserin tedavisi daha etkin olabilir. Bu nedenle, 50 yaş üstündeki kişiler izlenmeli ve kolorektal kanser için artmış riski olan kişiler daha erken tarama programına alınmalıdır. Erken tanıda kullanılan tarama testleri şunlardır: Dışkıda gizli kan testi: Kanserler ve polipler kanadığından bu test ile dışkıda az miktarda kanı saptamak mümkündür. 50-70 yaş arasındaki herkesin 2 yılda bir yaptırması önerilmektedir. Kolonoskopi: Dışkıda gizli kan saptanıp kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler tespit edilerek çıkartılabilir. Kanserin gelişmesi önlenebildiği gibi kanser gelişmiş olan olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları azaltılmaktadır. 50 yaşından sonra her 10 yılda bir de kolonoskopi önerilmektedir. Tedavi: Kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde cerrahi, radyasyon ve kemoterapi başlıca kullanılan tedavi yöntemleridir.

Tedavi, tümörün yerleşim yeri ve evresine göre değişmektedir. Ulusal kanser tarama programları kapsamında Ülkemizde kolon kanseri taramaları ücretsiz olarak Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) yapılmaktadır.

50-70 yaş arasında kadın ve erkek nüfusa; kalın bağırsak kanseri taraması gaitada gizli kan kiti yardımıyla hızlı, pratik, güvenilir ve ücretsiz olarak 2 yılda bir yapılmaktadır.

Editör: Haber Merkezi - A