Türkiye'deki ekonomik kriz önlenemez bir hâl alırken, artan döviz kuru ve enflasyon vatandaşların alım gücüne darbe vurdu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, geçtiğimiz haziran ayında 2023 yılı ikinci yarısında geçerli olacak asgari ücreti yüzde 34 oranında artırarak 8 bin 506 liradan 11 bin 402 liraya yükseltmişti. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de, yeni asgari ücretin belirlenmeden önce "Asgari ücret 500 dolar civarında olacak" demişti.
Ancak ekonomim'de yer alan habere göre, asgari ücret ara dönemde döviz cinsinden yüzde 6,1 artırılarak 482 dolara çıkarıldı ve 500 dolar seviyesine yaklaştırıldı. Bu, aynı zamanda asgari ücretin dolar cinsinden en yüksek seviyesine karşılık gelmekteydi. Ancak işverene maliyeti 15 bin 762 lira olan asgari ücret, henüz ne işverenin cebinden çıktı, ne de çalışanın cebine girdi. Özel sektörde maaşların ayın 1’inden itibaren alındığı göz önünde bulundurulduğunda, yeni asgari ücret ilk kez bugünden itibaren hesaplara yatmaya başlayacak.
Türkiye'de enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde, mal ve hizmet fiyatları beklenen enflasyona göre belirleniyor. Bu tarz ücret artışlarının ardından işçilik gideri artanlar, hızlıca fiyatları gözden geçirmeye başlıyorlar.
Asgari ücretin belirlendiği tarihten bu yana birçok mal ve hizmetin fiyatı çeşitli gerekçelerle artırıldı. Ancak şimdi en çok merak edilen konulardan biri, bu fiyat artışlarının ne kadarının maliyet artışından, ne kadarının ise ağustosta zamlı olarak ödenecek asgari ücretten kaynaklandığıdır. Bu soruların cevabı bilinmiyor. Ancak bilinen bir gerçek var ki, tarihin en yüksek seviyesinde belirlenen asgari ücret, henüz işçilerin cebine girmeden, dolar kurundaki artış sebebiyle 60 dolar birden eriyerek 422,9 dolara düşmüş durumda (kur 26,96 liradan hesaplanmıştır). Yani, belirlendiği tarihteki kurla 482 dolar olan asgari ücret, işçinin cebine 60 dolar daha eksik olarak 422,9 dolar olarak girecek ve dolar cinsinden yüzde 12,25 azalmış olacak.
