Erzincan Mengücek Gazi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi yetkilileri, aşırı sıcakta kalınmamasını tavsiye etti.
Sıcak çarpmasının değişik şekillerde ortaya çıktığını ifade eden yetkililer, "Aşırı sıcakta kalan biri, yeterince su içse bile tuz kaybını koruyamadığı için genellikle vücudun alt bölümünde veya karnında tuz kaybı ile görülen 'sıcak krampları' görülebilir. Karın ve bacaklarda ağrı, bulantı, tansiyon düşmesi, hızlı ve dolgun nabız, derinin soluk ve nemli olması gibi belirtiler de vardır. Böyle durumlarda, hasta serin bir yere alınmalı, sıkı giysileri gevşetilmeli, bulantı yok ise bir iki bardak tuz içeren sıvı verilmelidir." dedi.
Aşırı sıcaklarda yorgunluk, halsizlik ve bayılma duygusu, nabız hızlanması, ateş yükselmesi gibi belirtilerin de ortaya çıktığına işaret eden yetkililer, "Sıcak bitkinliğinin, hayati tehlikesi yoktur ve güneş çarpmasının daha hafif şeklidir. Sıcak bitkinliğinde, hasta serin bir yere alınır ve sıkı giysileri gevşetilir, hasta sırtüstü yatırılır ve bacakları yükseltilir, bol miktarda sıvı özelliklede tuzlu ayran içirilir." diye konuştu.
İnsan sağlığını korumak için güneşten ve özellikle de nemli sıcak havadan korunmak gerektiğini anlatan yetkililer, "Çok sıcak havalarda ve nemin arttığı durumlarda vücut ısısı, 40-41 dereceye kadar yükselebilir. Bu seviyeye yükselen vücut ısısı, hücrelere özellikle de beyin hücrelerine zarar verir. Aşırı sıcakta kalan bir kişinin beynindeki ısı ayarlama merkezinin fonksiyonu bozulur ve güneş çarpması denilen ciddi sağlık sorunu ortaya çıkar. Bu nedenle insan sağlığını korumak için, güneşten özellikle de nemli sıcak havalardan korunmalıdır." diye konuştu.
Güneş sıcaklığının en belirgin olduğu 11.00 ile 15.00 saatleri arasında dışarıya çıkılmamasını da tavsiye eden yetkililer, "Çocuklar, yaşlılar, kalp ve şeker hastalığı olanlar bu saatlere özellikle dikkat etmelidir. Kapalı alanların havalandırılmasına, yeterli bir hava akımı sağlanmasına özen gösterilmelidir. Bol sıvı ve mineral içeren içecekler alınmalıdır. Kalp hastalığı veya hipertansiyonu olanlar dışında gıdalarla tuz alımı arttırılmalıdır. Tuz kısıtlaması olanlar ise sıvı ve tuz kaybı yönünden çok dikkatli olmalıdır. Hafif yemekler, sulu yiyecekler (meyve, salata, çorba vb.) yenmelidir. Yağlı ağır yemeklerden ve aşırı yemekten kaçınılmalıdır. İnce, açık renk, bol giysiler giyilmelidir." dediler
