Ayçiçeği tarımında mevsimsel olarak zaman zaman görülen verim düşüşü tekrar yaşanmış durumda. Ayçiçeğinin ana vatanı olan Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinde verim kaybının yüzde 50'yi aşacağı ifade edilirken, özellikle sulama yapılmayan alanlarda verim kaybının yüzde 70'e ulaştığı belirtiliyor.

Milliyet gazetesinden Çiğdem Yılmaz'a konuşan Edirne Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Arabacı, erken ekim yapılan bölgelerde verimin geçen yıla yakın seviyelerde olduğuna işaret etti.

Arabacı, "Kış dönemi çok kurak geçti" diyerek yağmurun yağmadığı bölgelerde verim kaybının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Kırmızı et fiyatlarında sezon sonu artışı... Kırmızı et fiyatlarında sezon sonu artışı...

Arabacı, şunları da ekledi: "İlkbahar ayları iyi geçti fakat kışın yeterli yağış alabilseydik verim kaybı daha az olurdu. Temel faktör iyi bir yer altı su seviyesine sahip olmaktır. Bu da kar yağışı veya etkili kış yağışları gerektirir. Geçen yıla kıyasla bölgemizde verim düşüklüğü yaşanacak. Edirne merkezinde erken ekim yapılan alanlarda genel verim seviyeleri önceki yıllara benzer. Bölgenin yüzde 50'si erken ekime yönelmiş durumda. Geç ekim yapan üreticiler ise verim kaybı yaşayacak gibi görünüyor. Ayrıca, yeni tohum çeşitlerini tercih eden üreticilerin daha fazla kayıp yaşadığına dair duyumlar alıyoruz. Aynı firma tarafından üretilen diğer tohum çeşitleri bölgede yaygın olarak ekiliyor. Yeni çeşitlerin bölgemizde iyi adapte olamama sebebi bu olabilir. Bunun arkasında ayrıca olağanüstü kış kuraklığı da olabilir."

Çorlu Ziraat Odası Başkanı Ali Topuz da görüşlerini paylaşarak, "Bölgede kış boyunca neredeyse hiç yağış olmadı. Bu da ayçiçeği tarımında yüzde 50 ile 70 arasında bir verim kaybına yol açtı. Bölgedeki ortalama verim normalde dönüm başına 180 ile 250 kilo arasındaydı, ancak bu yıl 30 kilo ile 70 kilo arasında değişiyor. Bu durum çiftçilerimizi gelecek yıl ayçiçeği ekimi yapamayacak duruma getirebilir çünkü gelir elde edemeyecekler. Bu yıl mahsul için yapılan masraflar, ilaç, tohum ve gübre giderleri karşılanamayacak bir duruma getirdi ve üstüne üstlük borçlar da ödenemedi. Verim kaybı yüzünden büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Seneye tarlaları ekme şansımız pek yok gibi görünüyor. Bölgemizin afet bölgesi ilan edilmesini talep ediyoruz. Çiftçilerimiz büyük sıkıntı içinde ve mağdur durumda" şeklinde konuştu.

Son yıllarda en çok konuşulan ürünlerden biri olan ayçiçek yağının fiyatı da dikkat çekici bir şekilde yükseldi. Ocak 2019'da litresi 7.95 TL olan ayçiçek yağı, Şubat 2021'de 13.75 TL ile 22.50 TL arasına yükselmişti ve bu durum pandemi döneminde stok yapılmasına dair şüpheleri beraberinde getirmişti.

Günümüzde ise ayçiçek yağının litresi 43.75 TL'den başlayıp markaya göre 53.90 TL'ye kadar çıkıyor. Bir ayçiçek yağı markasının beş litrelik ürününe bakıldığında, haziran ayında 179.95 TL olan ürünün temmuzda 184.95 TL'ye ve ağustosta 219.95 TL'ye satıldığı görülüyor.

Babaeski Ziraat Odası Başkanı Şahin Arslan, ekim döneminden itibaren bu kuraklıkla karşılaşacaklarını önceden bilebildiklerini belirterek, "Bölgedeki en büyük sorunlardan biri çiftçilerin büyük bir kısmının 145 kodlu ABD menşeili firmanın yeni tanıttığı tohumunu kullanması. Bu tohum çeşidi kuraklığa uyum sağlayamadı, iklim koşullarına adapte olamadı" dedi.