Minareyi çalması için kılıfına uydurması lazım.
İşte bugünlerde yaşanan tam da budur.
Burada şu haklı, şu haksız muhabbetine girmeyeceğim.
Neticede bir yerde masum ve savunmasız insanlar öldürülüyorsa,
Korumasız kadın ve çocuklar feci bir şekilde can veriyorsa,
Üstelik, bunu yapan gözü dönmüş canilere kimse ‘dur’ diyemiyorsa,
Hangi insan haklarından bahsedeceğiz?
Adına savaş diyorsanız eğer, onun da bir ahlakı olur.
Savaşın evrensel normlarda belli kriterleri vardır.
Nereye kime gittiğini bilmeksizin rastgele füze atmanın kime ne yararı var?
Tam tersine kan, gözyaşı ve ıstıraptan başka hiçbir getirisi yok.
İnsanlar ölürken insanlık da ölüyor.
Gazze karanlığa mahkum edilirken insanlık da karanlıklara gömülüyor.
Emin olun aynı şey İsrail’de olsaydı gök kubbe Filistinlilerin başına yıkılırdı herhalde.
Ancak İslam ahlakı böyle ahlaksız bir savaşa izin vermez.
Eğer benzer şeyleri Müslümanlar yaparsa inanın aynı eleştirileri onlara da yaparız.
Bu yüce disiplinde biz biliyoruz ki savaşmayanla savaşılmaz.
Aslolan barıştır. Cihad, ifsat için değil ıslah için yapılır.
Haksız yere bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmekle eş değerdir.
Düşmanın da insan olduğundan hareketle katliam, intihar saldırısı, arkadan vurma, yakma, yağmalama, tecavüz, işkence vb zulüm yöntemleri kullanılamaz.
Eli silah tutmayan kadınlar, çocuklar, akıl hastaları, özürlüler, hastalar, yaşlılar, mâbedlerde inzivaya çekilmiş din adamları ile kendi işlerini yürütmekte olan çiftçi, işçi ve iş adamlarının öldürülmesi yasaktır. (İslam Ansiklopedisi, “Savaş”, C.36, s. 189)
Bu adil prensiplerin dışına çıkan Müslümanlar da olsa yanlış yapıyor demektir.
İşte o vakit tam da düşmana benzediği zaman savaş kaybedilir. (Aliya İzzetbegoviç)
Çünkü bizim inancımıza göre, bin kere mazlum olsan da bir kere zalim olmaya kalkışmamak esastır.
Zulüm kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı durmak vardır.
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Sonunda o da hakkıyla beraber şerefini de yitirecektir.
Zulüm kimsenin yanına kar kalmayacaktır. Zulüm ile abad olanın sonu berbat olur. Sonunda mazlumun ahı çok acı bir biçimde çıkar.
Ve yine biz inanıyoruz ki Allah mühlet verir ama asla ihmal etmez.
“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarıdan habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim Suresi, 42)
Selam ve dua ile...
17.10.2023
İHSAN ÜNLÜ