Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, sarı-lacivertli kulübün yüksek divan kurulu toplantısında açıklamalarda bulundu.
2 Nisan'da gerçekleştirilecek olan olağanüstü genel kurul için üyelere çağrı yapan ve yüksek katılım bekleyen Koç, toplantıda futbol faaliyetlerini bir müddet durdurmak dahil birçok radikal kararı masaya yatıracaklarını söyledi.
Ali Koç'un açıklamaları şu şekilde:
Fenerbahçe tarihinin en önemli toplantılarından birini yapıyoruz. Bu yüksek katılımı görünce 18.15'e kadar bitiremeyeceğiz. 14 kişi söz almak için izin istemiş. Mümkünse kısıtlamayalım. Önemli bir virajdan geçiyoruz. Biz niye bu noktadayız? Milli aralar, kulüpler için en keyifli aralardır. Hele galibiyetle girdiyseniz. En son isteyeceğimiz şey, bu konularla ilgili mesaimizin yüzde 100'ünü harcamak. Güzel bir derbi galibiyetiyle milli araya girdik ama hiçbir şey güzel değil. Niye güzel olmadığını, dün, bugün, ileride olamayacağını paylaşmak istiyorum.
"ORGANİZE BİR KÖTÜLÜK İÇİNDEYİZ"
Süreçte bazı yanlış anlamalar var. Bu gidişat, gidişat değil. Kabul edilemez bir gidişat. Organize bir kötülük içindeyiz, uzun süredir. Adaletin, hakkın, hukukun tesis edilemediği bir ortamda rekabet etmeye çalışıyoruz. Ne hikmetse hiçbir kulübün başına tarihi boyunca gelmeyecek tek olay, bizde 15-20 senede defalarca başımıza geldi, içeride ve dışarıda.
"ÇOK YÜKSEK BİR KATILIM BEKLİYORUZ"
Genel kurul çağrısı yaptığımız gün 4-5 saat yönetim kurulu olarak toparlandık, Trabzonspor maçından sonra bazı gelişmeleri tahmin ederek, bütünsel bir bakış açısıyla işin boyutu genel kurul seviyesine getirilmeli, nasıl devam edeceğimizi, akıl akıldan üstündür, herkesin çorbada tuzu olacağı bir yöntemle ilerlemenin en doğrusu olduğunu ifade ettik. Çağrı yaptık. Çok yüksek bir katılım olacağını tahmin ediyoruz. İnşallah 2 Nisan'daki toplantımızla, 1 hafta sonraki toplantıya ihtiyaç duymadan sayıyı toplayıp en aklı selim kararları birlikte alırız. Hedefimiz budur.
"ARTIK BIÇAK KEMİĞİ KESİYOR!"
Bu toplantının ikincisi olmasın, 2 Nisan'da Fenerbahçe olarak yek vücut, omuz omuza 'Artık yeter' dediğimizi Türkiye'ye duyuralım. Artık bıçak kemiğe değdi, kesiyor, bacağı kopartmak üzere.
"FUTBOL FAALİYETLERİNİ BİR MÜDDET DURDURMAK..."
Bir yanlış algılama var. Sebebi biz olabiliriz. Fenerbahçe Spor Kulübü, iki tane ekstrem var. Biri hiçbir şey yapmamak, hiçbir şey dememek, hayata devam etmek. Bana sorarsanız en kötüsü budur. Bir seçenek daha var, futbol faaliyetlerini bir müddet durdurmak var. İkisi arasında muhtelif hareketler, hareket planları var. İnsanlarla konuştukça daha yeni fikirler geliyor. Bunu bir ve sıfır oyunu olarak görmemek gerek. Fenerbahçe, kendisine reva görülen muameleye artık isyan ettiği için, bu duruma artık tahammül edemeyeceği camia olarak belli konularda karar almak için salı günü toplanıyor.
"SAMANDIRA'DA FUTBOLCULAR VE TEKNİK KADROYLA BULUŞACAĞIZ"
SPK ile, Ziraat Bankası ile toplandık. Yarın Samandıra'da esas bu oyunun öznesi olan futbolcularımız ve teknik kadromuzla buluşacağız. Sanmayın ki duygusal bir karar aldık ve hiç düşünmeden taşınmadan 2 Nisan'ı bekliyoruz. Camiamız belki de hiç olmaması gereken bir istikamete gidecek beklentisi içinde olmayın. Hep beraber en doğru kararı vereceğiz, içiniz rahat olsun.
"TRABZONSPOR MAÇI BARDAĞI TAŞIRAN DAMLADIR"
Nasıl bu noktaya geldik? Trabzonspor maçı kesinlikle ve kesinlikle burada toplanmamızın, 2 Nisan'daki toplantının nedeni değildir. Bardağı taşıran damladır. Neden? Şöyle bir inceleyelim, bakalım. Trabzonspor maçındaki olay bize göre tamamen organize, belli bir amaç ve hedef doğrultusunda, o amaç, bizi bir kez daha zorbalıkla şampiyonluktan etmek, Trabzonspor'un amacı demiyorum, organize kötülüğün tavan yaptığı örneklerden bir tanesi. Niye böyle düşünüyoruz? Bir kere güvenlik zaafiyeti var. Bunu kimse açıklayamaz, hiç kimse! Derbilerin nasıl olduğu, nasıl gergin geçtiği biliniyor. Yıllardır biriken sorunlardan dolayı Trabzonspor - Fenerbahçe maçındaki gerginlik biliniyor. Stadyumda polis olmaması hiçbir şekilde açıklaması olabilir konu değildir.
"BATSHUAYI ATMASA TAKTİK KONUŞULACAKTI"
Bir örnek vereyim. Bizim stadımızda maç olduğu zaman, maç mesai günlerinde ise kadın çalışanlarımız ruj, çakmak taşımıyorlar. Niye? Gündüz polis iki bariyer güvenlik vaziyeti alıyor. Öğle yemeğine çıkanlar aranıyorlar, çantalarında bu malzemeler varsa alıyorlar. İstanbul polisi bu kadar dikkatli. Derbilerde, maç bitmeden 5-6 dakika evvel çevik kuvvet sahanın içine girer, tribünleri çevirir, tünele ekstra polis konur. Burada polis yoktu. Pet şişeler sahaya atılıyordu, genelde bardakla verilir, dediler ki iftar, o yüzden pet şişe. Hiç üst araması olmamış maça girerken. Maskeli insanlar... Karadeniz insanı merttir. Maskeyle maça gidildiğini hatırlamıyorum, tribündeler. Gördük ki Fenerbahçe'nin bir kez daha şampiyonluk şansı zorbalıkla elinden alınacaktı. Ne olacaktı Batshuayi atamasa, teknik taktik konuşulacaktı. Hiç bu kadar su atılmamıştı Trabzon'da. Son 10 senede 2 maç iptal edildi. Hiç bu kadar madde atılmamıştı.
"TRABZON EMNİYET MÜDÜRÜNÜN HALA GÖREVDE OLMASI BİZE BİR MESAJDIR"
Trabzon emniyeti, maça polis tahsis etmiyorsa, polisleri içeride değil dışarda tutuyorsa Trabzonspor ne yapsın? Trabzon emniyetinin büyük zafiyeti olmuştur. Emniyet müdürünün hala görevde olması bize bir mesajdır. Onu da söyleyeyim.
"İSMAİL KARTAL'A 'SAHADAN ÇEKİLEBİLİRSİN' DEDİM"
60. dakikada hocamıza mesaj yolladım. Nereye gideceği belliydi. 2-0 iken, Fenerbahçe tarihinin en yüksek puan aldığı sezonda, şampiyonluğa giderken, Konferans'ta giderken, skor 2-0'ken başkan hocasına 'Sahadan çekilebilirsin, yetki sizde' demek ne demek biliyor musunuz? Türk futbolunun kepazeliğinin en güzel ispatlarından bir tanesidir. Şampiyonluğa gidiyorum, takımım 2-0 önde, futbolcularımın can güvenliği için bu mesajı verme ihtiyacı duyuyorum. Trabzon emniyeti, siz görmüyor musunuz? Birdenbire olmuyor ki, aşama aşama bu noktaya geleceği belliydi. Biz İstanbul'dan görüyoruz, bunu söylüyoruz, öyle küçük bir şehirde ikinci yarıda gerekli polis önlemi alınmıyor. Çok enteresan.
"ESAS KAVGA TÜNELDE OLDU"
Biz tünel görüntülerine ulaşamıyoruz. Esas kavgalar tünelde oluyor. Her kulübün, stadın, Netaş'ın kurduğu hepsi TFF'ye bağlı kameralar var. Ne hikmetse görüntüleri alamıyoruz. Sevkler yapılmadı. Neden? Ne bekleniyor? Seçimle ne alakası var.
"KAÇSALARMIŞ SEVKLER OLMAZMIŞ!"
Duyum almaya başlıyoruz, futbolcularımıza ceza verilecek diye. Aynen beklediğimiz gibi. Neymiş, Fenerbahçeli futbolcular fazla güç kullanmışlar. TFF'nin şu anda bulunduğu nokta, kaçsalarmış, sevkler olmazmış. Zihniyete bakar mısınız? Hakemin doğru dürüst maç yönetse maç bu noktaya gelmeyecek. Sizi kim sevk edecek, sizden kim hesap soracak? Bu maçın 1 numaralı sorumlusu sahadaki hakem yönetimidir. Türkiye'de bir hakem var mı, böyle siyasi, bürokrasi gücü olan kulübün maçını iptal edecek hakem var mı? TFF arayıp söyleseydi, maçı bitir diye. Hamleleri yapmadı ya da geç yaptı. TFF ve hakem sorumludur. Yurt dışında böyle maç yönetse FIFA kokartı alınır. Niye yabancı hakem istediğimizi anlıyor musunuz? Yabancı hakem bu maçı bitirir miydi, mümkünatı yok.
"KENDİ MENFAATLERİ İÇİN İNŞALLAH CEZA VERMEZLER"
Futbolcularımıza ceza vereceklermiş. Onların menfaatleri açısından inşallah ceza vermezler. Türk futbolu uluslararası alanda çok sıkıntıya girer. Şimdi kılıfına uydurmaya çalışıyorlar. Çünkü üstlerinde baskı var. Zaten her şeyi kılıfına uydurmaya çalışıyorlar. Bu maçta Fenerbahçe'ye nasıl ceza vereceğiz diye uğraştılar. Şimdi pabuç pahalı. Ne yapıyorlar bilmiyorum. Linç mi edilmeleri gerekiyordu? O bayrak Mert Müldür'ün vücuduna girseydi de öyle mi ciddiyeti anlayacaktık. Otobüsümüz viyadükten uçsa mı ciddiye alacağız. Trabzonspor maçı bardağı taşıran son damla oldu.
"7 NİSAN'DAKİ MAÇA MI HAZIRLANIYORSUNUZ?"
Sevkler olmadı. Neden olmadı diyoruz? 'Merak etmeyin, olduğu zaman tedbirsiz olur, Adana maçını etkilemez' diyorlar. 7'sinde maç var, onu etkiler mi? O maça mı hazırlanıyorsunuz.
"DEVLETİN FENERBAHÇE'YE BORCU VARDIR"
Pendikspor maçında zorbalıkla şampiyonluğumuz gidiyordu. 2006 Denizli'de şampiyonluğumuzun çalındığı maçtan daha çok durdu o maç. İlk 45 dakikada 16 dakika, 56 dakikada 23. Bir takım nasıl kazanacak? Denizli'de atağa kalkınca konfeti atılıyordu. En çok faul çalınan maç. Pendikspor'un böyle başka maçı var mı? Camiamız uyansın diye söyleniyorum. 2006 hepimizin malumu. Zorbalıkla şampiyonluk gitti. 3 Temmuz'u yaşadık. Kimse yanımızda değilken dimdik ayakta durduk. Her branşta fersah fersah öndeyken bunu bize yaptılar. Sonraki 13 sene malumunuz. Devlete kasteden bu terör örgütü, kimin duvarına tosladı. Sarı lacivert duvara tosladı. E ne oldu? Fenerbahçe'nin finansalları, başarıları, itibarı, repütasyonu yerle bir oldu. Devletin, 3 Temmuz'dan sonra Fenerbahçe Spor Kulübü'ne borcu vardır. Bizi övmeye gelince övüyorsunuz, sarı lacivert duvar vs, ne oldu bizim maddi manevi kayıplarımız. Bırakın kayıpları, bir rakibimizi öne çıkarmak için her türlü yola başvurdunuz. 3 Temmuz'da yaşadıklarımız, sonraki davalar, Fenerbahçe zarar nasıl görmemiş? Kim 2 kere Şampiyonlar Ligi'ne yollanmadı, biz, sadece buradan 70 milyon euro var! 2007'de şampiyon gittik Sami Yen'e, su savaşları. 19 polis yaralandı, 1'inin gözü kör oldu, hiçbir şey olmamış gibi devam etti, iptal edilmedi.
"HEP FENERBAHÇE'YE OLUYOR"
2013/14'te şampiyon olduk. Bir sonraki sezon, liderin 2 puan gerisindeyken, 5-1'lik galibiyet sonrası Rize'den dönerken yaşananları biliyorsunuz. Yabancılar ayrılmak istediler. Biz nasıl toparlayacağımızı bilmiyoruz. Otobüs kurşunlanması olmasa başka bir şey konuşacaktık. Niye faili meçhul? Herkes bulunuyor. İstendiği zaman... En çok küçük bir tweet atan bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti'ni rezil eden suikast girişiminin faili neden bulunmuyor? Devletimize soruyorum. Kaç defa çıkıp bunun faili meçhul olması ayıptır dedik. Hep Fenerbahçe'ye oluyor. Onu bulsalar bugün bir sürü şeyi konuşmuyor olabilirdik.
"13 SENEDE 1 ŞAMPİYONLUK YANLIŞ TRANSFERLERDEN Mİ OLDU SANIYORSUNUZ"
Yaptığımız faule, aldığımız sarı karta bakıyoruz. Rakibe bakıyoruz. Mukayese götürmüyor. Birikiyor, birikiyor, ekilen tohumlar meyve veriyor. Riyad'da kriz çıkıyor, o da bize. İki kulüp var, TFF var, bakan var. İş dönüyor dolaşıyor Fenerbahçe'ye bağlanıyor. Son 13 senede 1 şampiyonluk. Evet, yeri geldi yanlış yatırımlar, yanlış kadro, yanlış hoca ama yeri geldi bangır bangır şampiyonluğa giderken aşağı çekildik. 13 senede 1 şampiyonluğu yanlış transferlerden, hocalardan, kararlardan mı oldu sanıyorsunuz, gerçekten buna inanıyor musunuz! Son 7 senede 3 kere son maçta şampiyonluk kaybetmeye hiç girmiyorum. Operasyon var orada da. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Dünyanın hiçbir yerinde olmaz.
"BUNDAN DAHA AŞAĞILIK BİR SEZON YAŞANMAMIŞTIR"
Bu sezona bakınca, bana göre Türk futbol tarihi bundan daha aşağılık bir sezon yaşamamıştır. Olan olaylara bir bakın, başka ülkelerde 50 senede olmuyordur. Biz 4-5 ayda yaşadık. 1959 öncesi için bastırıyoruz. Komisyon yok, bir şey yok. Fenerbahçe olarak tarihimizin en iyi sezonunda lige devam edelim mi, etmeyelim mi? Bunu konuşuyoruz. Bunu tartışıyor olmak işin vahameti.
"DEVLET BÜYÜKLERİMİZİN ÖNÜNDE OLUYOR"
Gerekli istişareleri yaptık. Bana 100'ün üstünde mektup geldi, kongre üyelerinden. Çok değerli öneriler var. Çok faydalı öneriler var, benim anlayamadığım bir şey var. Bütün bu olanlar, futbol üzerinden toplumu germe, sosyolojik bir sonuca doğru bizleri itme. Haksızlık, adaletsizlik. Bunlar hepsi bizim devlet büyüklerimizin gözü önünde yaşanıyor. Anlayamadığım taraf bu.
"2 NİSAN'DA SAHURA KADAR BERABERİZ"
Canımızdan çok sevdiğimiz Fenerbahçe için önemli kararlar alacağız. Bunu bir karar olarak görmeyin. Bir veya sıfır değil. Ligden çekilirsin çekilmezsin, arada alınacak başka kararlar da var. Beraber yapmalıyız. Genel kanaat, kademe kademe gidelim. Ne olacak bir alt lige düşersek? Aynı federasyon, aynı hakemler, aynı kurullar, aynı pespayelik... Ne gerek var diyenler var. Faaliyetleri durduralım, yurt dışında o ligde, bu ligde takımlarla birleşelim diyenler var. Uçuk kaçık düşünceler var. Faili meçhul durum ortadan kalkana kadar Trabzon'a gitmeyelim diyenler var. Tüm fikirlerin ekonomik ve hukuki boyutlarını anlatacağız. Zamanınızı geniş tutun. Sahura kadar beraberiz. Bir 45 dakika iftar arası olacak. Süre kısıtlaması kesinlikle istemiyoruz. Tarihi bir dönemeçten geçiyoruz.