Kan bağlılığı, mülkiyet ve çıkar ilişkileri, duygusal bağlılıklar ve benzeri nedenler, kişileri kendileri dışında diğer bireylerin de geleceği için tedbir almaya yöneltmiştir. İşte hayat sigortası, meblağ sigortasının önemli grubunu teşkil etmekte olup insanın bu amaçlarını gerçekleştirebilmesi için geliştirilen sigorta türüdür. Zira hayat sigortası kavramının temelini, pratikte, sigortalıların organizeli olarak sosyal ve iktisâdi bir yardımlaşma tekniği teşkil eder.

Hayat sigortası kavramında 1920’lerde başlayarak ölen kişinin sadece mal varlığının miras yolu ile yakınlarına devredilmesini değil, kazanç potansiyelinin devredilmesi gerektiğini, ayrıca bu potansiyelin hastalık, yaşlılık, işsizlik gibi risklere karşı güvence altına alınması amaç edinilmiştir. Hayat sigortaları, gelir sağlayan kişilerce hem kendilerinin ve ailelerinin yaşantılarını güvence altına almak hem de çocuklarının gelişmelerini ve ekonomik bağımsızlığa kavuşmalarını sağlamak amacıyla yapılmaktadır.

Jandarmaya 9.690 sözleşmeli personel alınacak Jandarmaya 9.690 sözleşmeli personel alınacak

Bu sigortaların amacı, riski doğuran olayın gerçekleşmesi olasılığı karşısında, potansiyel kazancın kaybolmasını önlemektir. Hayat sigortacılığına hakim olan düşünce, kişinin kazandığı gelirin, hayatta iken şahsının, ölünce  (ve/veya yaşlanınca, çalışamaz duruma gelince, işsiz kalınca) ailesinin ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde canlı tutulması, bir diğer ifadeyle, kazanç potansiyelinin yaşatılmasıdır.Bu düşüncede, gelirin yakınları için canlı tutulması gerektiği savunulmaktadır.

Bu bağlamda kişinin hayatının bir değeri olduğu, ölenin sadece kişi olmadığı, onunla birlikte kazandığı gelirin de öldüğü söylenmekte ise de, günümüzde bu gelirin yakınları için canlı tutulması gerektiği savunulmaktadır. Hayat sigortasının amacında görülen bu temel değişiklik yani sigortanın hem tasarruf veya tasarruf aracı hem de geleceğin güvence altına alınmasını sağlayan bir kurum olarak görülmesi, hayat sigortası uygulamalarında da temel bir takım değişikliklere neden olmuştur.

Hayat sigortası kişilerin (ölüm, maluliyet, hastalık vb.) yaşantı ile ilgili risklere karşı kendilerini ve kendilerine bağımlı kimseleri korumak ve küçük tasarruflarını değerlendirerek geleceklerini güvence altına almak amacıyla yapmış oldukları bir sigorta sözleşmesidir.

İlk zamanlar meblağ sigortalarının bu üç şekli aynı poliçe üzerinde düzenlenmekteyken, günümüzde her bir branşın bağımsız olarak düzenlendiği ve zaman zaman karma şekilde de ele alındığı gözlemlenmektedir. Hayat sigortası, ölüme karşı sigorta, yaşama ihtimâline karşı sigorta ve karma sigorta olmak üzere genellikle üç kısımda ele alınır.Hayat sigortası da ferdi ve grup hayat sigortası şeklinde yapılabilmektedir.

Hayat sigortası kavramı hakkında daha sağlıklı neticeler elde etmek için bu olgunun önem ve tarihi gelişimini kısaca ele almak faydalı olacaktır.

Tehlikelerle dolu modern bir sosyal hayat, sigortasız düşünülemez. Genelde sigorta, özelde hayat sigortasının bir  sosyalsözleşmesidir kipek çok faydaları bulunmaktadır.

Hayat sigortası 1

1.Hayat sigortası, bireye ve topluma güvenlik sağlamaya yönelik bir organizasyondur. Bu niteliğisayesinde bireyinteşebbüs hürriyetine katkıda bulunur, vicdanını huzurlu kılar, tehlikelere karşı ekonomik özgürlük sağlar. Bu teknik, toplumun refah ve sürekliliği, hukuk düzeni ve sosyal güvenliğine de katkıda bulunur. Bu sosyal siyaseti gerçekleştiremeyen devletler toplumsal barışı oluşturamayacaklarından geleceğe de güvenle bakamayacaklardır. İşte sigortalıya, ihtiyarlığında sıkıntıya düşmeden hayatını sürdürme imkanı sağlamak, ölümü ya da sakat kalması halinde, bakmakta olduğu geride kalan aile bireylerine de aynı imkanı vermek hayat sigortasının gereğinin temel nedenidir.

Zira ölüm ve kaza oranlarının yüksek ve güvence olanaklarının yok denecek kadar az olduğu ülkemizde, hayat sigortası, halkın hem sosyo-ekonomik hem psikolojik hem de sosyo-politik düzenini sağlamada önemli bir müessesedir. Bu bağlamda hayat sigortası bilincinin geniş halk kitlelerine yayılması bir "eğitim ve kültür" sorunudur.

Hayat sigortası, bireylerin ekonomik geleceklerini de  emniyet altına aldığından, bireyler, başlarına gelen tehlikelerle, sefalete düşerek topluma yük de olmazlar. Zira bireysel tehlikeler, sonunda toplumsal nitelik kazanır. Bu sebeplerle sigorta, iktisâdi ve toplumsal hayatın emniyet sübobudur. Sigorta sayesinde küçük teşebbüsler cesaretle çalışma hayatına atılabilirler, büyük müesseselerle rekabet edebilirler. Görülüyor ki, sigortanın birinci ve en önemli fonksiyonu bireylere ve toplumlara ekonomik ve sosyal hayatta "emniyet" sağlamasıdır.

Hayat sigortası 3

2. Hayat sigortası, emek gelirinin yani potansiyel gelirin kesintiye uğramasını da önlemektedir. Gerçekten sigorta, üretim faktörleri olan "emek ve sermayenin" muhafazasını sağlar, en azından bu unsurlarda meydana gelen azalmaların bertaraf edilmesini kolaylaştırır.

3. Hayat sigortası, kredi temininde de kolaylık sağlar.Hayat sigortası yalnız, sigorta ettiren için bir güvence sağlamakla kalmaz, sigorta ettirenin alacakları için de güvence sağlar. Hayat sigortası, kredi teminine de geniş ölçüde yardım edip, krediyi işler hale getirir. Modern çağda kredisiz ne ticâret ne sanâyi ne de taşımacılık düşünülebilir. Zira modern ekonomiler kredi ekonomisi haline gelmiş bulunmaktadır. Bu bağlamda hayat sigortası poliçesinin terhini suretiyle de kredi temin edilmektedir. Çağımızda kredi, geniş anlamda iş dünyasının en önemli ihtiyaçlarından biridir. Ülkemizde özellikle kredili menkul, gayri menkul, motorlu taşıt alımlarında tüketici ya da müşteri konumundaki kişiden hayat sigortası istenmektedir.

4. Hayat sigortası, mecburi kapital birikimini sağlar. Hayat sigortalarının tasarruf fonunda biriktirilen meblağların toplamı, gelişmiş ülkelerde devlet bütçesine yakın hale gelmiştir. Büyük yatırımlar bu fonlardan finanse edilmektedir. Bu suretle ülke ekonomisine de katkıda bulunulur.

Sigortalıların menfaatlerinin korunması ve sigorta şirketlerinin mali bünyelerinin kuvvetlendirilmesi amacıyla devlet, bu fonları kontrol etmekte ve hangi nevi yatırımlara tahsis edileceğini kanun ile tayin ve tespit etmektedir.

19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın ilk yarısında sosyal güvenlik sisteminden bağımsız ya da ona ilave bir gelir sağlamak suretiyle uzun vadeli tasarrufları yönetimi altına alan hayat sigortacılığının sektör içerisindeki payı giderek artış göstermiştir. Hayat sigortaları, uzun vadeli fon piyasasında geniş bir pazar payına ulaşmıştır. Bir çok gelişmiş ve gelişen ülkede çalışanlar ya da işverenler tarafından hayat sigortalarına yatırılan primler vergiden düşülebilmekte, fon gelirleri ise vergiden muaf tutulmaktadır. Tanınan vergi teşviklerine ilave olarak emeklilik portföylerinin  hisse senetleri ve tahviller başta olmak üzere uzun dönemli sermaye piyasası enstrümanlarında değerlendirilmesi, bilhassa sermaye piyasasının güçlü bir alt yapıya sahip olduğu gelişmiş ülkelerde kayda değer bir kurumsal yatırım havuzu oluşturmuştur. Diğer taraftan hayat sigortasının  sözleşmeyle taahhüt altına alınmış periyodik prim tahsilatlarını  düzenli olarak sermaye piyasalarına yönlendirilmeleri, bu kurumların yatırım yaptıkları sermaye piyasalarındaki aşırı fiyat dalgalanmalarını  azaltıp istikrarın hakim olmasını sağlamış ve bu piyasaların etkinliğinin artmasına katkıda bulunmuştur. Hayat sigortaları portföylerinde riziko prim fonu geleneksel olarak gayri menkul, para piyasası enstrümanlarına ağırlık verilirken, tasarruf primi emeklilik fonlarının ise, hisse senetlerine uzun vadeli yatırım yapmalarına, bu fonlarda biriken tasarrufların yüksek kârlılık düzeylerinde nemalandırılmasını sağlamıştır. Sonuç olarak, meblağ sigortası kurumlarının iştirakçilerine yansıttığı yüksek getiri düzeyleri ve vergi avantajları, uzun vadeli tasarrufların yönelebileceği cazip bir alan yaratmıştır.

Hayat sigortası 4

5. Hayat sigortası, tasarruf vasıtasıdır. Hayat sigortası bireylerin tasarruf yapmalarına da vesile olur. Sigorta ettirenin bu bedeli talep edebilmek amacıyla yatırmış olduğu primler, onun açısından bir yönüyle bireysel bir yönüyle kollektif tasarrufu teşkil eder.

Hayat sigortası fonlarını diğer sigorta branşlarından ayıran unsur, risklerin gerçekleşmesi durumunda sigortalıyı ortaya çıkacak ekonomik çöküntülerden koruması, risk gerçekleşmediği taktirde ise sözleşmede öngörülen sürenin sonunda sigortalının hesabında biriken tutarın neması ile birlikte toplu olarak ya da aylık halinde geri verilmesidir. "Koruma" ve "tasarruf" fonksiyonları bulunan hayat sigortalarının özellikle tasarruf fonksiyonu, uzun vadeli, periyodik ve düzenli nakit akışını da sağlanmaktadır. Hayat sigortası şirketi, primleri toplayan, belirli bir kısmını ihtiyatlara ayıran, geri kalan kısmını da genellikle karma hayat sigortalarında riziko primi kısa vadeli para piyasalarına, tasarruf primi da sermaye piyasalarına yönlendirilir. Bu sayede banka ve borsa işlemlerine de katkıda bulunur.

Ülkemizde özel hayat sigortaları, dünyadaki genel gelişimin tersine, çeşitli sosyo-ekonomik gerçeklerden dolayı ülke ekonomisini motive edecek bir fonlama düzeyine ulaşmamıştır. Türkiye'de sigorta sektörünün gelişimini engelleyen başlıca olumsuzluklar topluma hakim olan kaderci zihniyet, uzun yıllar uygulanan tarife sisteminin ataleti ve 1980 'de libere edilen piyasada şirketlerin rekabet özgürlüğünü, fiyat indirme ve birbirlerinin acentalarını ele geçirme yönünde kullanmaları olarak özetlenebilir. Enflasyonun hayat fonları üzerindeki olumsuz etkisini engellemek için uygulamaya konulan enflasyona endeksli prim artışı sistemi ya da yıllık kâr payı ödemeli hayat sigortası türleriyle, hayat branşındaki prim azalışının durdurulmasına çalışılmıştır. Hayat sigortası sözleşmesinde teminat verilen rizikolar, sigorta garantisi altına alınmıştır. Bu durum bankacılık sistemindeki mevduat sigortasına benzetilebilir.

6. Hayat sigortasının bir faydası da sosyal  yardımlaşma ve dayanışma  tekniği olmasıdır. Aynı tehlikeye maruz kimseler arasında riski müştereken üstlenme fikri, müteselsil kefalet esasına dayanan,  karşılıklı yardımlaşma ve bu yardımlaşmanın, "istatistik, ihtimaller hesabı ve büyük adetler kanunu" sayesinde, teknik ve rasyonel bir şekilde organize edilir.

Modernleşme (medenileşme) yolundaki toplumlar, bireylerinin beden ve ruh sağlıklarının geliştirme iktisâdi kalkınma ve özgürlüklerini elde etmeleri hususunda bir arayış içindedir.Zira Batı toplumlarında iktisâdi hayatın en önemli unsuru haline gelen hayat sigortası fonları, ülkelerin kalkınması, gelişme ve geri kalmış olmasında artık bir kriter haline gelmiş bulunmaktadır. Bu denli birey ve toplumun beden ve ruh sağlığına yönelik fayda sağlayan, iktisâden onları birbirine bağlayıp güçlü kılan, toplumsal sorumluluk bilincinin geliştirilmesine hizmet eden müesseselerin kurulması elbette önemlidir.

Saygılarımla. Prof Dr Hadi Sağlam

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek