“• Tarih 15 Temmuz 2016 akşam saatleriydi. İlk olarak İstanbul boğaz köprüsünde yol keserek belirdi hainler. Halbuki daha 5 dakika önce Başbakanımız sayın Binali Yıldırım geçmişti köprüden. Hemen ardından darbeciler köprüyü geçişe kapatmıştı.
• Ben Ankara’daydım, Jetler kulakları sağır edecek şekilde Ankara semalarında uçuyor yer yerinden oynuyordu. Herkes birbirine soruyor ama kimse neler olduğunu anlamıyordu.
• Oturduğum ev hemen Külliyenin ve Jandarma Genel komutanlığının yanındaydı. Jandarma Genel Komutanlığında ve Külliyede çatışmalar olduğunu, saldırıların Cumhurbaşkanlığına, Kızılay Meydanına, TBMM’ ne ve Ak Parti Genel Merkezine yapılıyor ve can kayıplarının olduğu söyleniyordu.
• Ben Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ı aradım. Neler olduğunu öğrenmeye çalışıyordum. Başbakanımız “küçük bir gurubun kalkışması” olduğunu söyledi.
• Her taraftan ürkütücü haberler gelmeye başlamıştı.
• Erzincan’ın evladı vatan aşığı Başbakanımız Saat ancak 22:30’da Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ile irtibat kurabilmişti. Cumhurbaşkanımız ile “Kriz masası” kurma kararı alındı ve “Ölmek Var Dönmek Yok” diye söz birliğine vardılar.
• Başbakanımızın ilk görüşü “bir kalkışma teşebbüsü” olarak yansıdı ekranlara. Halkı ürkütmeyen, ama tehlikeye de dikkat çeken ustaca bir dil kullanmıştı. Tecrübesini ve yöneticiliğini azami şekilde kullanıyordu.
• Başbakanımız, büyük bir kararlılıkla, halkın güvenini sağlayacak ve umudunu artıracak şekilde şunları söylüyordu: “Bu kanunsuz eylemin içerisinde olanlar en ağır bir şekilde bedelini ödeyecekler”. Tüm ekranlarda yankılanan bu açıklama geniş yankı uyandırdı.
• Canlı yayında “sokağa çıkın” çağrısı yapılarak millete cesaret ve moral verildi.
• Darbecilerin Başbakanımızın İstanbul’daki evine doğru hareket ettikleri haberi alınınca, kısa bir istişare sonucu iki rekât namaz kılarak yola çıkmıştı.
• Öyle ya gidip’te dönmemek; gelip’te görmemek vardı. İnceden inceye hesaplanmış bir darbe teşebbüsünün ne habis niyetler ve eylemler içerdiğini, ne hileli tuzaklar tezgahlandığı bilinmiyordu.
İstanbul’da Darbeciler helikopterlerle Başbakanımızı arıyorlardı.
Başbakanımız ise farklı yolları kullanarak bin bir zorlukla İstanbul’dan Ankara’ya geldi.
• Uçakların kulakları sağır eden sortileri, bombalama ve silah sesleri, darbecilerin ne kadar kötü niyetli olduklarını gösteriyordu.
• Millete güven veren ve kararlılığı gösteren konuşmalarına devam ederek: “Hükümetimiz iş başındadır.
Ucunda ölüm dahi olsa gereken her şeyi yapacağız. Bu çapulculara, hukuka uymayan, milletin silahını askerini tankını kendi emelleri adına kullanmaya kalkışan bu canilere gereken dersi vereceğiz.” Dedi.
• Liderimiz cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan saat 00:24’te Bulunduğu yerden CNN Türk kanalına telefon kamerasıyla bağlanarak, “Milleti sokağa” davet etmesiyle, sokaklarda insan seli oluştu.
Bu vefakâr millet liderinin sözünü tutmuş ve sokaklara akın etmişti.
• Cumhurbaşkanımız; “ben de meydanlara geliyorum” deyince halk şehir meydanlarını, havalimanlarını, meydanları doldurdu. Tarihte eşine ender rastlanan bir cesaret örneği gösteriliyordu.
O gece bu meydanı dolduran on binlerce Erzincanlı kardeşlerim, İlimizde de kalkışmaya meyledenler için büyük gözdağı oldu. Erzincan’ıma Teşekkür ediyor önünüzde saygıyla eğiliyorum.
• Bizde Ankara’da Külliye ve Ak Parti Genel Merkezi ve çevresindeydik meydanlar kalabalık ve insan seli su gibi akıyordu. Tepemizden bombalar yağıyor ama halkı hiçbir şey durduramıyordu. Zamanın Ankara Belediye Başkanı otobüsleri kavşaklara park ederek, tankların geçişini engellemeye çalışmıştı.
Önce TRT’yi Bastılar,
• TRT sonrası, Yönetiminde olduğum TÜRKSAT’ı etkisiz hale getirmek için saldırı düzenlediler. Uçaklarla bombalayarak ve uzman ekipler aracılığıyla yayınları kesmeye çalıştılar.
• Çalışma arkadaşlarımızı şehit ettiler.
• Milletçe vekiller ve bürokratlar hep birlikte darbe girişimini boşa çıkarmaya çalışıyorduk. Bir avuç darbeci hain ve destekçileri hariç, ülke olarak bir ve bütün olmuştuk.
• Darbeciler uçaklarla halkı ve stratejik yerleri bombalamaya başlayınca Başbakanımız, hiç tereddüt etmeden soyadı gibi Yıldırım hızıyla “Uçakları vurun” emrini verdi. Hainler indirilecek, uçuşlarına fırsat verilmeyecekti.
• Sayın Devlet Bahçeli, Başbakanımız arayarak, “sonuna kadar yanınızdayız; ne yapmamızı istersiniz?” deyince başbakanımız: “parti üyeleriniz ve tüm teşkilatlarınızı sokaklara davet ediniz” diyor. Sayın Devlet Bahçeli de: “elbette” diyerek cevap vermiş ve gereğini yapmıştır.
• Daha sonra sayın Kılıçdaroğlu Başbakanımızı aramış ve “yanınızdayız” demiştir.
• Her ilden yiğit vatan evlatları sabah namazına kadar nöbet tutmaya başladılar. Milyonlar geceyi dışarılarda nöbet tutarak geçirdi.
• Minarelerden sala sesleri duyulmaya başladı. Millet vatan nöbetine davet ediliyordu. Artık Milletçe vatan nöbetindeydik.
• Nihayet bu kahpe girişim bozguna uğramıştı.
• Dünya büyük bir şahlanışa tanıklık etmişti.
• Fetöcü hainlere gösterilen direnişte birçok olay ve kahramanlık hikayesi Türkiye’nin şanlı tarihine geçmişti.
• Sayın başbakanımızın dediği gibi: “Halkın gücü tankın gücünü yenmişti.”
• Dünya tek bir söz ile milyonları sokağa döken Cumhurbaşkanımızı Sayın Tayyip Erdoğan’ın liderliğini ibretle, şaşkınlıkla ve hayranlıkla izliyordu.
• Süreci büyük bir ustalıkla yöneten Erzincan’ın evladı Başbakanımız Binali Yıldırım’ı takdirle karşılıyor, hayranlıkla takip ediyordu.
• Bu asil millet, “yeni kapı ruhu” adını verdiğimiz, 5 milyon insanın katılımı ile tarihi bir miting düzenledi ve dünyaya, bu millet zulme boyun eğmez, boşuna heveslenmeyin mesajı verildi.
• Ve Dünya Bu Necip Milletin Vatan Aşkına Hayran Oluyordu.
• Böyle bir milletin ferdi olduğum için Allaha şükrediyor. Milletimize şükranlarımı sunuyorum.
• Yukarıda özetlemeye çalıştığım, hikaye bizim yeniden varoluş hikayemiz.
• Allah o günleri bir daha bu millete yaşatmasın.
• Milletimizin kalbindeki bu vatan aşkı hiç sönmesin.
Aziz hemşerilerim, can Erzincanlılar, yakın tarihimize ait bu mücadeleyi unutmayın, çocuklarınıza unutturmayın.
Millet hafızasına kazınsın bu gece. Bu milletin düşmanlarının nelere tevessül edebileceklerini her genç her çocuk hatırlasın, bilsin.
Bu millet selamette olsun diye seve seve can veren 4’ü Erzincanlı olmak üzere 252 şehidimizin ruhu şad olsun.
Bedenlerinden bir kısmını kaybetmiş, vatanı için feda etmiş, gazilerimize hürmetlerimizi arz ediyoruz. Bu gazilerimizin en saygın komutanı Erzincan Garnizon komutanımız Sn. Davut Ala’dır. Kendisine, komutanlarına ve arkadaşlarına minnettarız.
Meydanları ve caddeleri dolduran darbeye geçit vermeyen milletimizi şahsınızda selamlıyorum.
Tankın üstüne çıkan, tankın altına yatan, darbecileri teslim alarak güvenlik kuvvetlerine teslim eden vatan evlatlarını selamlıyorum.
Allah’tan bir daha 15 Temmuz darbecilerine fırsat vermesin diye dua ediyorum.
Siz kıymetli Erzincan’lı hemşerilerimi 15 Temmuzdaki direnişinizden dolayı tebrik ediyor, Allaha emanet ediyorum.” Dedi
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kurulan ekrandan halka seslendi. 3. Ordu Bando Konseri ve Erzincan Belediyesi Mehteran Takımının Konseri ile devam eden program, Erzincan’daki tüm Camilerden Sâlaların okunmasıyla sona erdi.
Kaynak: Haber Merkezi
