Bir an önce önüne geçilmesi gerekmektedir. En etkili korunma yöntemlerinden birinin aşı olduğu biliniyor. Aşı konusu şu an için en etkili yöntem olarak görülüyor.
Bu durumdan dolayı birçok şirket aşı yarışına girdi. Şu an piyasada birçok çeşitli aşı bulunmaktadır. Ülkeler tedarik edebildiği kadar aşı tedarik etmeye çalışıyor. Fakat şu an aşı hakkında yalan yanlış bilgiler etrafta dolaştığından, aşı karşıtı denilen bir topluluk ortaya çıkmıştır. Aşı karşıtları aşı olmak istemediğini söylediği gibi, toplumu olumsuz bir şekilde de etkilemeye de çalışmaktadır. Şu an için kesinliği bilinmeyen durumları kesinlik kazanmış gibi konuşmaktadırlar.
Fakat bu fikirler sadece teoriden ibarettir. Bu teorilerden biri korona virüs aşısının kısır yaptığıdır. Bu teorilere açıklama Miami üniversitesinden geldi. Korona virüs aşısı olan erkeklerin sperm sayısında artış olduğu ortaya atılmıştır. Amerikan Tıp Cemiyetinin bir çalışmasına göre mRNA aşısı olan erkeklerin üreme sisteminde herhangi bir sorun oluşmamış, tam aksine sperm sayısı ve hareketliliğinde artış gözlenmiştir.
Korona Aşısı
Türk Androloji Derneği Başkanı ve İstanbul Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, çalışmanın aşıların üreme sistemine zarar vermediğinin ispatı bakımından önemli olduğunu duyurmuştur. Ek olarak, geçtiğimiz günlerde JAMA Tıp Dergisi’nde yayınlanan bir makale net cevap verdi denilebilir.
Daha önce koronaya yakalanmamış 25-31 yaş arası 45 erkek aşı olmadan önce semen örnekleri vermiş olup sonrasında 2 ayrı aşı yapılan erkeklerin ikinci dozlarının üzerinden 2 ay geçtikten sonra tekrardan semen örnekleri alınmıştır. Sperm hacmi, hareketi veya bulunan toplam sperm sayısı ölçülmüştür. Yapılan kıyaslama sonucu sperm oranlarına dair olumsuz bir değişiklik veya sorun ortaya çıkmamıştır. Ayrıca korona virüsü geçiren insanların kısır kalma oranının daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur. Sağlıklı bireyler ile karşılaştırıldığında korona virüsü geçirenlerde artan inflamasyon ve oksidatif stres sonucu spermlerde hasara yol açabilir; sperm miktarını, şeklini gibi özellikleri etkileyebileceği düşünülmektedir.
Bu risk hastalığı hafif, orta veya yüksek seviyede geçirmesi ile de alakalıdır. Özellikle gençlerin üreme sistemleri çok fazla olumsuz etkilenmektedir. Gençler belirtileri çok fazla göstermese de iç organlarda zarar verebiliyor. Kısaca genç insanlar ve hastalığı ağır geçirenlerde üreme sisteminin daha fazla etkilenmesi olası bir beklentidir.
Açıkçası şu an için daha fazla araştırma yapılmalıdır ve kesinleşen bilgilere ihtiyacımız vardır.