Günümüzde, kişilik bozuklukları psikolojik alanın önemli konu başlığını oluşturuyor.

Kişilik bozukluklarından biri olan narsistik kişilik bozukluğu, bireyin kendine aşırı bir özgüvenle bakarak, başkalarına sürekli olarak üstünlük kurması ayrıca empati eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu durum, sadece kişinin kendisi için değil, çevresindeki ilişkiler ayrıca toplumsal etkileşimler açısından da önemli sorunlara yol açıyor.

Psikolog Ebru Özer Özkul’a, narsistik kişilik bozukluğu hakkında önemi bilgiler verdi.

NARSİSİZM:  BEBEKLİK ÇAĞINDA ZEMİN OLUŞTURUYOR!

Günümüzde deneyimlenen şey, duyguların yoğun bir şekilde taşmasıyla, gerçek duygusal boşluğu maskeleyen duygusallığın abartılarak üretilen halidir. Narsizmin oluşmasında ve gelişiminde bebeklik çağı en büyük zemini oluşturuyor. Bebeklik çağında bebeğin sağlıklı bir gelişim içerisinde olması için, bakım veren kişilerle bir bağ oluşturması gerekiyor. Bu bağın kurulamadığı zamanlarda narsistik kişilik örüntüsü oluşuyor. Böylelikle, birey yaşamın ilk yıllarında yalnızlık çekmekte ve gereksinimlerini karşılayamadığından dolayı kendisine yetme çalışması deneyimini yaşıyor. Bu bağın oluşmaması, bebeğin gereksinimlerinin yok sayılması halinde bebeğin düş kırıklığına uğraması gibi olgular olumsuz duyguları oluşturmasına zemin hazırlıyor. Bu şekilde gelişim gösteren sürecin ardından bebek nesneye yapması gereken yatırımı kendisine yaparak, dış dünya yerine iç dünyasında yaşamayı tercih ediyor.

NARSİZM NEDİR?

Sadece bireyin değil, çevresindeki ilişkilerin de etkileyen karmaşık bir duygu durumdur. Bu durumu anlamak ve bu tür bir durumla başa çıkmak, hem bireyin hem de toplumun psikolojik sağlığı için oldukça önem atıf ediyor. Empati, anlayış ve profesyonel destek, narsistik kişilik bozukluğuyla baş etmekte yardımcı olabilirken bireyin daha sağlıklı bir benlik algısı geliştirmesine katkı sağlıyor.

Prof. Özkaya: "Yoğun bakımlar amacından fazla hizmet veriyor" Prof. Özkaya: "Yoğun bakımlar amacından fazla hizmet veriyor"

Normal narsisizm kişinin kendisi, yakın çevresi ayrıca çevresindeki diğer kişilerle uyum sağlaması ve çevresinin beklentilerini karşılayabileceği duygusunu yaşantılamasıdır. Kişinin kendine verdiği değer, özgüvenin hiçbir korku bulunmaksızın fazla yüksek olması ve başkalarından gelen olumlu olumsuz etkilerin kişinin özgüvenini olumsuz yönde etkileme gücünün en aza indirilmesidir. Kişi kendisinden beslenirken diğer kişilerin kendisiyle olan görüşlerine ayrıca düşüncelerine de odaklanmıyor. Yalnız, diğer kişiler tarafından sevilmek, beğenilmek her insanı mutlu ediyor. Bu gereksinimlere tüm bireyler ihtiyaç duyuyor. Bu gereksinimin doyurulması için hak ettiği değeri alabilmek adına çok zaman harcaması ayırt edici olabiliyor. Bu amaç için her şeyi göze alınması yaşanan bir diğer zorluktur.

NARSİZM: İÇ ÇATIŞMANIN SONUCU

Narsistik kişilik bozukluğu, kişinin kendine duyduğu aşırı hayranlık, başkalarından sürekli övgü ve takdir beklemesi, duygudaşlık eksikliği, diğer insanları manipüle etme eğilimi gibi belirgin özelliklere sahip olunmasıdır. Bu kişiler genellikle kendilerini olağanüstü, yüksek başarıya sahip ve özel hissediyor. Yalnız, bu dışarıdan bakıldığında bir maske gibi görünen bu özelliklerin, aslında iç çatışmanın sonucu olduğu düşünülüyor.

NARSİZM : TOPLUMDAN YA DA KÜLTÜRE GÖRE DEĞİŞİM GÖSTERİR!

Patolojik narsizme sahip olan kişiler kendinden tamamen emin oluyor. Her ne kadar başkalarının düşüncelerini önemsemez bir tavır takınsalar da içsel süreçte tamamen başkalarının düşünceleriyle beslenmeye açık olabiliyor. Patolojik narsizm de bireyin dıştan gelen yorumlarla beslenmeye fazla açık olması gözleniyor. Normal narsisizm ya da patolojik narsisizmi ayırmayı sağlayan faktör tam olarak bu durumdur. Patolojik narsizmli kişiler kendi içlerindeki olumsuzlukları, değersizlik duygularını çevrelerine yansıtarak rahatlama yolunu seçebiliyor. Bu durum çokça başvurdukları bir savunma mekanizmasıdır. Bu sebeple de eleştiri ve olumsuzluğa diğer kişilere göre daha duyarlı olunabiliyor. Bazen bu duyarlılık öfke ve saldırganlık olarak görülebiliyor.

Patolojik narsizmde bireyler bir bakıma kendilerini kendilerine göre bir tehdit algısı oluştuğunda koruma altına alıyor.  Bu durumu bir savunma haline getirerek sonrasında bu durumu kişilik organizasyonunun içine dâhil edebiliyor. Kişilik, bireye özgü kalıcı özellikler anlamına geliyor. Kişinin duygusal ve davranışsal etki ya da tepkilerini içererek önceden tahmin edilebiliyor. Rutin karşılaşılan bir durumdur. Kişilik bozukluğu ise normal davranışlardan sapma olarak değerlendiriliyor. Kişilik bozukluğunda sıklık ve yaygınlık olayları toplumdan ya da kültüre göre değişim gösterebiliyor. Narsisizm özellikleri gösteren kişiler amaçlarına ulaşabilmek için diğer insanları kullanırlar. çevresindeki bireylere değer vererek onlardan da değer beklerler. Ne var ki aynı oranda tezatlık gösteren bir durum da çevredeki kişilerden bu değer beklentisine rağmen eşduyum göstermezler

Patolojik NARSİZMİN ORTAYA ÇIKMASI

Psikodinamik kurama göre çocukluk çağında yaşanan korku, başarısızlık, bağımlılık gereksinimlerinin ebeveyn yokluğu ya da herhangi bir durumdan ötürü çocuğun ihmal edilmesi, eleştiri ya da sergilediği davranışlara yönelik alaycı tepki gösterilmesi, patolojik narsizme neden olduğu düşünülüyor. Narsistik kişilik yapılanmasına sahip bireylerin ergenlik araştırmalarında kendilerinin istemediği ve arzu etmediği yönde gelişim gösteren olaylar karşısında savunucu davranışlar sergilemeleri ayrıca sözel ya da fiziksel davranış sergilemekte çekinmediği yönünde çalışmalar bulunuyor.

Editör: Mihrimah Nefise Durdağ