Her türlü kötülüğü üreten, teşvik eden, cazip hale getirip sunan bir mantık, bir zihniyet, bir değer sistemi ve bir sistem tartışılmadan nesilde meydana gelen değişimlere, kırılmalara, sorunlara çözüm bulmak mümkün değildir.
O nedenle pansuman vari tedavi şekillerinden vazgeçip, anlık ve geçici çözümler yerine asırları kuşatacak köklü, radikal çözümler üretilmelidir. Çünkü zehirlenen ve yok edilmek istenen bir nesil problemi ile karşı karşıyayız.
Türkiye’de her geçen gün gelişen ve derinleşen bir kuşaklararası fay hattı söz konusudur. Bu görülmeli ve kabullenilmelidir. Eğer anlık ve günlük düşünerek hareket eder, sosyolojik zeminde meydana gelen fay hatlarını göz önüne almazsak, 1930’dan günümüze yetişen kuşakların değişik gerekçelerle/komplolarla harcandığı, tasfiye edildiği gibi önümüzdeki günlerde de yeni bir neslin, LGBT üzerinden tasfiye edilebileceğine şahit olabileceğiz. Böyle bir ihtimal mevcuttur ve ciddiye alınmalıdır!
O nedenle kuşak teorisi ve kuşaklararası özellikler ayrı bir yazı serisinde ele alınıp değerlendirilecektir. Bu seçim kampanyalarında gençliğin şuuraltında derinleşen fay hatlarındaki enerjinin boşaltılabilmesi, gençliğin iyiye, güzele, yöneltilebilmesi için bu kampanya döneminde siyasilerin, gönüllü kuruluşların, STK’ların, yazarların, gazetecilerin yaptıkları tahribatı düzeltecek, onaracak tutum ve tavırlar sergilemesi gerekmektedir. Henüz vakit varken!
Unutma;
Nesli yok olan ülkelerin gelecekleri de yok olmuş demektir.
Kayıp nesil, kayıp aile demektir.
Kayıp nesil, kayıp millet demektir.
Kayıp nesil, kayıp vatan demektir.
Kayıp nesil, kayıp devlet demektir.
Kayıp nesil, kayıp gelecek demektir.
Prof. Dr. Burhanettin Can
https://profdrburhanettincan.blogspot.com/