Ocak ayı tüm dünyada, ‘Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı’ olarak belirlendi.
Bu ayda, dünyanın birçok ülkesinde hastalığa ayrıca erken tanıya dikkat çekmek için farkındalık etkinlikleri yapılıyor.
Jinekolojik Onkoloji ve Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İlker Kahramanoğlu konu hakkında açıklama yaptı. Kadınlarda sıklıkla görülen kanser türlerinden biri “Serviks” yani Rahim Ağzı Kanseri”dir. Dünyada her sene ortalama 500 bin, Türkiye’de ise 3 bin kadın, rahim ağzı kanseri tanısı alıyor. Ülkemizde her yıl 1.500 kadın bu hastalık nedeniyle yaşamını kaybediyor. Bu hastalık, az gelişmiş ülkelerde yaşam süren çok sayıda kadının ölümüne sebep oluyor. Bu sebeple her kadın bu konuda daha fazla bilinçlenmeli ve hastalıktan korunmanın yollarının neler olduğunu öğrenmelidir.
HPV AŞISI KORUYOR!
Rahim ağzı kanseri olan hastaların %99’unda HPV (Human Papilloma Virüs) enfeksiyonu görülüyor. Yani rahim ağzı kanserlerinin neredeyse tamamı HPV tipi hastalıklardan dolayı oluşuyor. HPV rahim ağzı kanserinin sebebi de denebilir. HPV cinsel yolla bulaşan bir hastalık çeşididir. 150'nin üzerinde tipi olan HPV’nin yaklaşık 40 tipi genital bölgeyi tutuyor. Bunlar özellikle15 tipi kanserle ilişkili tiplerdir. Rahim ağzı kanserinde, HPV aşısı büyük önem taşıyor. HPV aşısını 9-45 yaş arasındaki herkes yaptırıyor. Aşı 9 yaşından itibaren kız ve erkek ayırt etmeksizin tüm çocuklara 2 doz şeklinde yapılması gerekiyor. Yetişkinlerde de 3 doz şeklinde kas içerisine yapılıyor. HPV aşısı kadınlarda rahim ağzı kanserini %90 oranında önlüyor.
ERKEN TEŞHİS İÇİN HPV TESTİ ŞART!
Düzenli yapılan tarama yöntemleri, rahim ağzı kanserinde düşüş sağlanıyor. Kadınlar belirli zamanlarda HPV ve Smear testlerini yaptırarak erken tanı şansını elde edebiliyor. Yapılan test sonucunun pozitif gelmesi durumunda, hastaya kolposkopi yapılarak, mikroskop yoluyla rahim ağzı inceleniyor. İnceleme sonucu gerek duyulursa biyopsi yapılarak kesin tanı konuluyor. Burada da anlattığım gibi tarama ve testler hastalığın teşhisi ayrıca tedavisi açısından çok önemli rollerdedir.
GÜÇLÜ BELİRTİSİ: VAJİNAL KANAMA
Rahim ağzı kanseri birçok semptoma sebep oluyor. Ancak semptomlar yaşanmadan evvel düzenli taramalarla kanser öncüsü lezyonun yakalanması ve kanser gelişmeden tedavi edilmesi oldukça kolaydır. Hastalığın belirtilerinden en önemlisi vajinal kanamadır. Adet dönemleri dışında kanama, cinsel birliktelik sonrası kanama ve menopoz sonrası kanama hastalığın habercisi oluyor. Kendinde bu durumları gözleyen kadınlar, hekime başvurması gerekiyor.
TEDAVİ SONRASI HAMİLE KALMAK MÜMKÜN
“Rahim ağzı kanseri öncüsü lezyonu tedavisi sonrası gebelik olabiliyor. Rahim ağzı kanserine ilerleyebilen CIN 2-3 gibi öncü lezyonlar görece basit cerrahi işlemlerle tedavi ediliyor. Sonrasında sağlıklı gebelik elde edilebiliyor. Gebelik istemi olup rahim ağzı kanseri tanısı konulan hastalarda da erken aşamada teşhis edildiyse doğru bir planlamayla fertilite koruyucu rahim ağzı kanseri ameliyatı sonrası hem kanseri yenmek, hem de ileride gebelik elde edilmesi mümkün olabiliyor. Bu imkan, cerrahi operasyonla elde ediliyor. Tabii ki burada erken teşhis büyük önem taşıyor. Erken tanının ardından, rahim korunarak, yalnızca rahmin ağzındaki ve yakın çevredeki dokular alınarak yapılan uygun operasyonla ilk olarak kanser tedavi edilerek ve sonrasında kadınların gebe kalması sağlanıyor.
SİGARA, ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜ!
Rahim ağzı kanserinin oluşmasında yaşam tarzı etkilidir. Burada farklı cinsel partnerler ve sigara risk faktörlerinin başında yer alıyor. HPV, toplumda sık izleniyor. Ama HPV enfeksiyonlarının çoğu hiçbir lezyon yaratmadan kendiliğinden temizleniyor. Sigara, bunu biraz zorlaştırır.
