Ramazandan sonra ne yapmalı? İnanç dünyamızı nasıl inşa edebiliriz?

RAMAZAN GİTTİ HER ŞEY BİTTİ Mİ?

Meczup birine sorarlar: “Ramazanı da uğurluyoruz ne dersin?” Meczup; “İyi ya işte, mübarek 11 aylar geliyor desene..” Öyle ya, kadrini bilene her ay Ramazan, her gün Cuma, her gece ‘Kadir’dir.. İslam’ı yaşamak, insani değer ve erdemleri yaşatmak için bir dahaki Ramazanı beklemeye gerek yok.

Ramazan, arınmak ve dönüşmek için o ayda olup biten bir zaman dilimi değil, belki tüm yılı kuşatması gereken start (başlangıç) zamanı olarak verilmiş olan bir aydır.

Tabir caizse bu ay bir talim/terbiye ayıydı. Şimdi artık aldığımız bu eğitim ve terbiye ile edindiğimiz güzel hasletleri hayata aktarma ve uygulama zamanı.

Ramazan ayı, miskinlik yuvasına dönmüş bir yatış ayı değil; ölü toprağın baharın rahmet sularıyla birlikte dirilmesi gibi, ruhların dirildiği bir diriliş ve silkinme ayıdır.

Demem o ki, mümin kullar için Ramazanlar, kandiller, ibadetler, taatler, iyilikler, faziletler bitesi değildir.

Dinde bazı şiarlar ve rumuzlar vardır. İşin zahir kısmını kotarmak isteyenler bunlara takılıp kalırlar.

 Lakin dinin sahibi, işin manevi yönüne ve hikmet boyutuna nüfuz etmemizi bizden bekler. Örneğin, Hac suresi 37. ayette; “Onların (kesilen hayvanların) ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; O’na ulaşacak olan sizin takvanız (derin samimiyet ve sorumluluk bilinci) dır” buyrularak işin özüne dikkatlerimiz çekilir.

Haddizatında Kur’an’ın indirildiği bu ay, pek çok faziletinin yanında Kur’an’la buluşma ve onu daha yakından tanıyıp hayatımıza yansıtabilme ayıdır.

İşin şekline takılıp kalanlar, usulen ve sûreten o mübarek kitabı okuyup hatmederler, mukabelelerde bulunurlar. Allah’ın kelamını söyleşmek adına bu durumelbette güzel bir şey ama işin özü o değildir.

Hukuk mücadelesi nedir? İktidar ve ganimet nasıl kazanılır? Hukuk mücadelesi nedir? İktidar ve ganimet nasıl kazanılır?

Künhüne vâkıf olmak isteyenler için, her zaman Kur’an’la buluşmave fırsat yakalamaanı ve imkânı vardır. Onlar için Kur’an’ı şeklen okuyup geçmek kâfi değil, anlayarak okumak ve içselleştirmek esastır.

 Zira Kur’an, “Şüphesiz ki bu Kur’an en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve erdemli davranışlarda bulunan müminleri muhteşem bir karşılığın beklediğini müjdeler” (İsra/9) sırrınca, insanlara rehber ve kılavuz olarak indirilmiş bir kitaptır.

 Kur’an, yalnızca mezarlıklarda okunan bir ölüler kitabı değil, hayatta olanların hayatına anlam katmak ve onları diri tutabilmek için gönderilmiş diriler kitabıdır.

Dirilişimiz ve bilinçlenmemiz, adeta bize yeni iniyormuşçasına onunla buluşup hayatımıza geçirmekle yakından ilgilidir.

 Akif’in, “Doğrudan Kur’an’dan alıp ilhamı, asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” dediği gibi, hayatın her alanında ilham ve ufuk açıcı bir hayat kitabıdır aslında söz konusu olan.

Ezcümle; Rahmet, mağfiret ve Kur’an ayı olan takvim hesabındaki Ramazan bitiyor ama sonsuz rahmet sahibinin rahmet, merhamet, arınma, dönüşme, dönüştürme anları ve fırsatları gelmeye devam ediyor.

Can başta fırsat elde iken ne mutlu değerlendirebilenlere…

20.04.2024

İHSAN ÜNLÜ

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek