İklim değişikliği, sel ve kuraklıkla mücadele kapsamında birçok şehir tehlike altında. Sünger Şehir uygulamaları bir çözüm olabilir mi? Stratejileri ve uygulamaları nelerdir? Erzincan’da uygulanabilir mi?
Sel ve kuraklık, genellikle şehirlerde yazın yüksek sıcaklıkların yaşandığı dönemlerde, özellikle kentsel ısı adası nedeniyle ortaya çıkıyor. Ani ve yoğun yağışların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Şehirlerin mevcut yağmur sularının tahliyesi ile ilgili alt yapıları, aşırı yağışlardan kaynaklanan su miktarını yönetmekte yetersiz kalıyor.
Şehirler mevcut altyapılarını genişlettikçe, asfalt ve beton kullanılması artar ve bu çerçevede su emilimi geçirimsizliği alanları da artmış olur. Bu sebeple suyun akması veya boşalması için gerekli olan alanlar azalmış olurken, kentsel ısı miktarının da yükselmesine sebep olur.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, SEL VE KURAKLIĞI İLE İLGİLİ DÜNYADAKİ ÖRNEKLER
Sünger Şehirler, sel ve kuraklığa sebeplerini azalmak için ortaya çıkmış daha önce hangi bölgelerde uygulama örnekleri; Avusturya ve Orta Doğu’ da “Su Duyarlı Şehir Tasarımı(Water Sensitive Urban Desing)”, Birleşik Krallık’ta “Sürdürülebilir Şehir Drenaj Sistemleri Tasarımı(Sustainable Urban Drainage Systems)” ve Seattle’da “Doğal Drenaj Sistemleri(Natural Drainage Systems)” olarak ortaya çıktı.
SÜNGER ŞEHİR UYGULAMSI TARİHSEL SÜRECİ
İklim değişikliği beraberinde sürekli kentleşme sebebiyle, tarihsel süreç içerinde, Çin şehirlerinde yaşanan sel felaketleri meydana gelmiş ve büyük endişelere sebep olmuştur. Bu sorunun çözülmesi için, “Sünger Şehir” kavramı ilk olarak 2000 yıllarında bir mimar olan Yu Kongjian tarafından ortaya çıkarılmış ve önerilmiştir. Ancak bu proje, 2012’deki Pekin sel felaketinden sonra daha da önem kazanmış, ilgi artmış ve 2014 yılında ise Çin Hükümeti tarafından resmi bir çözüm projesi olarak görülmüştür. Çin hükümeti, 2020’ye kadar “Sünger Şehir” uygulamasını %80’e kadar çıkarılmasını planlamış. Bu hususta Wuhan, Chongqing ve Xiam gibi şehirler olmak üzere bir şehir “Sünger Şehir” uygulamasına başlatmıştır.
SÜNGER ŞEHİR STRATEJİSİNİN AMACI
Sünger şehir uygulamasının temel stratejileri, yeşil altyapı oluşturulması, yağmur suyu toplama ve geri dönüşüm sistemi kurulması, suyun geçirgenliğini sağlayan zemin kaplamalarının kullanımının arttırılmasını içermektedir. Bu yaklaşım diğer bir ifadeyle, şehirlerin adeta büyük bir su süngeri gibi çalışır hale getirerek su kaynaklarını etkin ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi amaçlanmaktadır.
SÜNGER SEHİR STRATEJİLERİ
• Park bahçeler, yeşil çatı ve duvarlar gibi yeşil alanların oluşturulması, şehrin su geçirgen yüzeylerinin arttırılması ve yağmur suyunun doğal olarak yer altına emilerek geçişinin sağlanması.
• Yolların, kaldırımların ve otoparkların mümkün olduğu kadar bu yerlerde suyun geçirgenliğini sağlayan malzemelerden yapılması, yağmur suyunun yer altına sızmasına ve yüzeylerin su akış hızını azaltmaya yardımcı olur.
• Yağmur sularını emen ve yer altına geçişini sağlayan park, bahçe ve peyzaj alanlarının yapılaması, kirletici birikintilerin temizlenmesine ve drenaj sistemine akan su miktarının azalmasına yardımcı olur.
• Barajlar ve göletlerin yapılması, bu alanlarda yağmur ve kar sularının toplanması ve filtrelenmesi kullanılabilir su kalitesini artırmak amacıyla yapılması, aynı zamanda bütün canlılara, insanlar, bitkiler ve hayvanlar için kullanılması, aynı zamanda doğal bir yaşam alanı sağlamayı amaç edinilir.
• Binaların çatılarından, caddelerden veya diğer yüzeylerden yağmur suyunu toplamak ve depolamak amacıyla sistemlerin inşa edilmesi, elde edilen suyun sulama ve temizlik amacıyla kullanılması bir stratejidir.
• Çukur bölgelerde inşaat yapmak yerine, bu alanların fazla suyun değerlendirileceği ve yönlendirileceği alanlar yapmak, fazla gelen suyun nehir, göl veya denize aktarılmasını ve tahliye alanı olarak işlev görmesini sağlamak
Sünger Şehirlerin amacı, şehirlerin çevresel anlamda sürdürülebilir olmasını artırmak ve iklim değişikliği, sel ve kuraklıkla ile mücadele etmek için önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Bu yaklaşım ayrıca dün genelinde benimsenmesi, çevresel, kuraklık ve sel baskınlarına karşı daha dayanıklı ve doğal yaşanabilir şehirlerin inşa edilmesine katkıda bulunabilir.