Erzincan'da kaçak sigara operasyonunda şüpheli tutuklandı Erzincan'da kaçak sigara operasyonunda şüpheli tutuklandı

Türkiye'nin duayen tarihçilerinden İlber Ortaylı, sosyal medya platformu X hesabından Eski Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu ile olan Erzincan hatırasını paylaştı. Tarihçi İlber Ortaylı'nın paylaşımı şöyle;

"Vali Recep Yazıcıoğlu, Türkiye’deki vali imajını değiştiren biriydi. Konuşması hızlı, hareketleriyle yaramaz, hiperaktif bir çocuk gibiydi. Hiç durmayan söylemiyle tam bölgesinin adamı olarak en aykırı gelen yeni yeni fikirleri ortaya atardı. “İdarenin başında bir yerlere geçse de ortalık âbâd olsa” derdim. Kısmet olmadı. Recep Yazıcıoğlu 1948 doğumluydu. Trabzon’un Köprübaşı ilçesinde (eskiden Sürmene’de idi) doğdu. Ankara Hukuk Fakültesi’nin bu öğrencisinin adı ilk defa Tokat Valiliği’yle duyuldu. Doğrusu çarpıcı bir gelişmeydi. Ordunun hak ettiği eli yüzü düzgün orduevlerinin, emniyet kuvvetlerine de inşası için polisevi projesine Tokat’ta başladı. Girdiği yere kazma ve proje de giriyordu, spor da etkin olarak bulunduğu yerlere getirdiği dallardı. Konuşması hızlı, hareketleriyle yaramaz, hiperaktif bir çocuk gibiydi. Erzincan Valiliği’nde bir sahne beni çok güldürmüştü. Ciple geldik, Munzur’un kenarında durduk. Herkes Vali Beyi bekliyor, cipten biz indik. Halbuki Vali Bey arkadan çıkıp hemen atladığı aşağıda sudan yukarıya bakıyor. Dağın eteğindeki köyleri tırmanıyor ve yanında şehir ileri gelenleri, zannetmeyin ki toprak sahipleri veya ticaret odası reisi olacak; çift çubuğuyla uğraşan “Hacı amca”, kitabevi sahibi Erol, sonra bir avukat hanım, daha bunun gibi birkaç kişi. 70’ini geçkin hacı amcayla yamaç paraşütü yapıyor. Vali Beyin tayini çıkıp Aydın’a gittikten sonra oğlu gitmiş gibi hastalandı. Boş durmazdı. İnanılmaz bir proje başlattı, “Kemaliye’den Sivas Divriği’ye tünel açacağım” dedi. Merkezi hükümetten ses yok. Özel idare bütçesiyle işe başladı. Kemaliye (Eğin) kazasında nüfus azalmış, gidenler destek oldu. Proje bitti. İlk mahalli gayret ve vilayet özel bütçesiyle dağ delindi. Yol kısaldı. Vali Recep yerinde duramayan sportmen yapılı bir gençti. Ankara’ya uğradığında fakültedeki dersime misafir konuşmacı olarak çağırırdım. Talebeler arasında seveni boldu; sınıf dolar taşardı. Hiç durmayan söylemiyle tam bölgesinin adamı olarak en aykırı gelen yeni yeni fikirleri ortaya atardı. Dinlemekten zevk alırdı. “İdarenin başında bir yerlere geçse de ortalık âbâd olsa” derdim. Kısmet olmadı. Denizli Valiliği sırasında aramızdan ayrıldı. Türkiye reformist bir idarecisini kaybetti. Biz de Vali Recep Yazıcıoğlu’nu, Türkiye’deki vali imajını değiştiren bir arkadaşı. 21 yıl evvel, 8 Eylül 2003'te resmi araçla ani bir kaza oldu ve vefat etti. Yatakta sükûnetle ölümü bekleyecek bir karakter de değildi. Doğduğu günden itibaren koşuşmuş, belli ki hep hızlı düşünüyordu, hızlı ve gürültülü konuşuyordu ve işlerin çabuk olmasına bakardı. Her gittiği yerde mahali halkın işini iyi yapanlarını bulurdu. Onun etrafındakiler ister fasulye eksin, ister avukat olsun, ister esnaftan olsun düzgün ve dinamik çalışan kimselerdi. Partileri mühim değildi. Bizim gibi gelen ziyaretçilerini saatlerce masada ağırlamak veya odada çay içmekle vakti kaybetmezdi. Günlük teftişlerini, köy gezilerini birlikte yapardık. Onun sayesinde Erzincan’ı, Munzur Irmağı’nın etrafını, Aydın’ın bir sürü bildiğim zannettiğim fakat bilmediğim yörelerini tanımışımdır. Topu topu ikişer günlük ziyaretlerdi. Üstelik Erzincan’a iki kere gittim, birinde vakit Otlukbeli Savaşı’nı tartışmak ve anmakla geçti. Orada da yine etrafa gezi yapıldı ve köylere uğrandı. Seyyar kongre geleneği de böyle başlamış oldu; her tebliğ bir yerde okundu. Ara sıra videolarına bakıyorum, hâlen tatbiki bekleyen yenilikçi görüşler. Bazı görüşlerimde bunları dinleyerek tadilat yapılabilirim fakat denemelerde onun kadar cesur ve gözü kara olmadığım için sadece farklı yolları önermekle yetindim. Mahalli idare mefhumunu köye kadar yetkiyle sokmak fikrindeydi. Biz daha muhafazakâr kalıyorduk, mahalli idari birimlere güvenemiyorduk ama güvensizlikle de bir yere gidilemez. İnsanları daha fazla idareye sokmak lazım. Katmadığınız takdirde kurtarıcı beklerler ve yanlış kurtarıcılar gelir. Haklıydı."

Editör: Haber Merkezi - SK