Prof Dr Hadi Sağlam’dan önemli tespitler
YAŞAMAK BİR CAN TAŞIMAK DEĞİLDİR.
&Bir toplumda insana değer verilmezse, insanların problemleri çözülemezse ne baba olmanın, ne anne olmanın ne de devlet olmanın hiç biranlamı kalmamış demektir.
&Desene bugün bedenler yorgun, zihinler yorgun, vicdanlar bile yorgun düşmüştür.
& Öyle ki bugün insanlar dargın, yollar dargın, ezanlar dargın, kadınlar dargın, gençler ve çocuklar dargın, mağdur ve mazlumlar dargın bir toplum yapısı üretilmiştir.
& Heyhat! Bir sevgi toplumu kuramadık.
& Oysa sevgisiz yaşamak, yaşamak değildir.
&Keza bugün hiç bir nüsük yani İslam’ın her bir emri olan ibadetler, adeta manevi dünyamızı bir sulama ve gübreleme faaliyetleri bile dertlerimize derman olamıyorsa tuz kokmuştur.
& Oysa bu ibadetler bedenin, ruhun ve toplumun huzuru için yapılan ibadetlerdir.
& Bu ibadetleri yaptığımız halde toplumlarımız huzur bulamamıştır.
& Bu bağlamda her bir ritüel insana bilinç kazandırma ve manevi eğitim verme motivasyonudur.
& İbadetler, hayatı disipline sokma ve psikolojik yaralarımıza derman olma ameliyesidir.
& İbadetler, fuhşiyat ve münkerattan alıkoyma ameliyesidir.
& Zira psikolojik yaralar, insana maddi yaralardan daha büyük huzursuzluk verir.
&Psikolojik yaralar da bir tür hastalıktır.
& Bu hastalıklar tedavi edilmezse insan huzur bulamaz.
& Aklını kullanamayan insan tâbi / asalak bir insandır.
& Başkasının kafasıyla gezen insan da tâbi bir insandır.
& Hayat sadece oksijen alıp karbondioksit vermek değildir.
& Tâbi olun ve fakir düşürülen insan, zamanla köleleştirilebilir.
& Oysa İslam köleliği tedrici olarak da kaldırmayı hedeflemiştir.
& Zira köle birey ve toplumlar, kişiliğini kaybetmiş toplumlardır.
& Bu toplumlar acı ve gözyaşının olduğu, ruhu ölmüş acı çeken toplumlardır.
& Acının olduğu yerde sevgi olmaz.
& Sevginin olduğu yerde özgürlük vardır.
& Yalnızlığı bilmeyen özgürlüğü bilemez.
& İyi insanlar erdemli yaşamak için yasalara bile ihtiyaç duymazlar.
& Kötü insanlar yasalar olsa bile bu yasaları bir şekilde aşarlar.
& Bugün dünyamızda tanrı, barış, vatan ve demokrasi gibi ideolojik kavram ve kurumlar adına binlerce insan katlediliyor.
& Dün toplumlar barbar idi, bugün de barbarlığımızı hala sürdürüyoruz.
& Sevgi toplumu olup adil bir düzen de kuramadık.
& Sevgi toplumu kurmak için önümüze hep dikenler serildi.
& İslam, din, şeriat, hukuk kavramlarına aynı anlam yükleyenler olduğu gibi ayrı anlam yükleyenler de vardır.
& Her bir kavramın kesiştiği ve ayrıldığı yerler de bulunmaktadır.
& Bu kavramları eşanlamlı yani müteradif görenler olduğu gibi farklı kavramlar görenlerin sayısı da az değildir.
& Bu kavramlara yüklenilen anlam farklılığı ayrılış noktasını ortaya çıkarmaktadır.
& Bir de zamanla kavramlarda anlam daralması veya anlam genişlemesi olunca iş daha farklı boyut kazanmıştır.
& Sonuçta bilginler arasında, kavramlar dövüşü ve kavramlar savaşı maddi savaştan daha büyük yaralar açmıştır.
& Bugün hala bu kavramlar dövüşü ve kavramlar savaşı sürmektedir.
& Tarihte bu kavramlar için hazırlanan lügatler cephanesiyle milletlere bu kavramlarla zorunlu istikamet tayin etmişlerdir.
& Tren rayındaki makas değişimi gibi milletlerin istikametini kendi düşünceleri doğrultusunda değiştirmişlerdir.
& Bu cephanelerle yani lügatlerle bir milletin yolunu ve yöntemini değiştirmiş oldukları anlaşılmaktadır.
& Bu lügatler ve edebiyatla kavram kargaşasına ve kavram dövüşüne imkân hazırlamışlardır.
& Farklı cephanelerden farklı silahlar aracılığı kavramlara yükledikleri anlamlarla gelecek nesillerin savaşına zemin hazırlamışlardır.
& Bu lügatteki kavramlarla koşullandırılan beyinler ve şartlandırılan zihinler farklı lügatlerin cephaneleriyle kavramlar savaşı son hızla devam etmektedir.
& Bu kavram savaşları maddi savaşlardan daha büyük ayrılıklara zemin hazırlamıştır.
& Oysa din yağmur, şeriat toprak gibidir.
& Yağmur yağar her toprak kendi özelliğine göre ürün verir.
& Yağmur sabit toprak ve ürün değişkendir.
& Değişken ve yerel yasalara şeriat (hukuk) denilmektedir.
& Şeriat her toplumun kendine göre değişen yasaları anlamına gelmektedir.
& Öyle ki bugün amaca yönelmiş kavramsal araçlarla, kuşatılmış ve kutsanmış bir zihnin iflası söz konusudur.
Kaynak: Haber Merkezi