DAĞLARIN ÖTE YÜZÜ…!
ZİHİNSEL İŞGAL VE KÖLELEŞTİRME..!
Kefen giyip gezen deliler gibiyiz. Ey vah…! Bedenlerimiz yaşasa da ruhlarımız öldürülmüş. Yeryüzü geniş olmasına rağmen bizlere adeta dar geliyor. Öyle ki sevgi ve nefret bulaşıcı hastalık gibidir. Bugün adeta birbirimizden nefret eden, birlikte yaşamayı beceremeyen insanlar gibiyiz.
& Desene 21.yüzyıl, haz ve hız dönemi olmuştur.
& Bu dönemde sevdiklerimizi ve sevenlerimizi hep yollarda kaybettik.
& Sanal ve gerçek âlem arasında adeta hibrit yaşıyoruz.
& Bugün dostlar ve insanlar adeta farklı adalar halinde yaşıyor gibiyiz.
& Evreni, insanı ve toprağı adeta köle sanıyoruz.
& Her birini zehirledik, istismar ettik ve yozlaştırdık.
& İnsan, insanın yurdudur derlerdi, biz insanı insanın adeta kurdu yaptık.
& Allah’ın sözlerine kulak tıkayıp işitmedik, Allah adına ahkâm kestik.
& Sahte aidiyetler ve alt kimlikler üreterek tevhide değil, şirke kapı araladık.
& Menfaate dönüştüremediğimiz insanları, kolayca tükettik, minder dışına attık.
& Sonuçta bugün yalnızlık salgın bir hastalık haline gelmiş bulunmaktadır.
& Umudu kırılan ölüler gibiyiz.
& Kefen giyip gezen deliler gibiyiz.
& Ama derler ya öldürmeyen yumruk insanı güçlendirir diye.
& Bugün bizde canlı kalmanın yollarını arıyoruz.
& Çözüm bir bilgenin dediği gibi tanrıyı tekrar sosyal hayata geri getirmekte yatmaktadır.
& Bugün haz ve hızlarımızın önüne de geçemiyoruz.
& Bedenimiz ruhumuzun arkadaşlığına eşlik dahi edemiyor.
& Yavaşla ki beden ruhun önüne geçmesin der gibiyiz.
& Bu hızla sevdiklerimizi yolda unutmamız kaçınılmaz olacaktır.
& Aile, akraba ve sevdiklerimizin her birini kaybettik ve kaybedeceğimize benziyor.
& Toplumdaki sıcak yaşamı, baharı, adeta kışa çevirdik.
& Oysa insan, paranın satın alamadığı değerlerle mutlu olurdu.
& Bugün modern teknoloji hayatımıza hız katsa da bizi birbirimizden kopardı.
& Öyle ki sanal ve gerçek hayat arasında hibrit yaşamaktayız.
& İnsanlar yan yana veya üst üste birlikte yaşamayı çoğu kez beceremedi.
& Bu gidişle yalnızlığa daha da mahkûm olacağa benziyor
& Modern teknoloji aramızı daha da açıyor.
& Bugün her birimiz adeta farklı adalarda hatta kıtalarda yaşar gibiyiz.
& Bugün tabiatı, suyu havayı da kirlettik.
& Onlara köle gibi davrandık ve zehirledikçe zehirledik.
& Evreni istismar ettik.
& Son buğdaya varıncaya kadar gıda dengesini de bozduk.
& Artık akılla değil kalple düşünme zamanı gelmiştir.
& Kalple düşünmek duygularla ve merhametle düşünmektir.
& Kalple düşündüğümüzde insan insanın kurdu değil yurdu olmalıydı.
& Bugün nesneleri tükettiğimiz gibi fasık haberlerle, duygusal aidiyetlerle, tefessüh etmiş vicdanlarla insanlarımızı da tüketiyoruz.
& Menfaate dönüştüremediğimiz insanları kolayca eliyoruz, mağdur ediyor ve yaşayan ölü kılıyoruz.
& Sahte aidiyetlerle de ruhumuza derman arıyoruz.
& Aile birlikteliğine kursun sıkıyor, şeytani izahlarla kendimizi tatmin ediyoruz.
& İçimizdeki yoksulluğu diş dünya ile tamamlıyoruz.
& Ancak bir iyilik büyük dalgalar yaratabilir.
& İnsanları mutlu eden sıcak insan ilişkileridir.
& İnsan sıcağında ısınmayı unuttuk.
& İnsanların problemlerini çözmek insanları mutlu edebilirdi onu da beceremedik.
& Var olanla yetinmeyi bilemeyen zaten mutlu da olamaz bilesiniz.
& Aradığımızı aslında doğada bulabiliriz.
&Yalnızlık pandemi gibi giderek bulaşıcı bir hastalık halini almıştır.
& Ruhlarımızı öldürdük.
& Ölen ruhlar hayattan zevk alamaz oldular.
& Bak işte şimdi zifiri karanlıkta acılarla cehennemi yaşıyoruz.
& Yalnızlık rüzgârıyla dolaşmak zorunda kalıyoruz.
& Ümidi, dayanışmayı, güveni kaybettik, bulmaya çalışıyoruz.
& Yaşama enerjisi olmayanlar, hep depresyona giriyorlar.
& İnsanlar kendilerine zevk ve şevk verene şeylere sarılmaya başladılar.
& Kendilerine mutluluk kaynakları bulmaya çalıştılar.
& Kimi sigarada kimi alkolde kimi de zevk ve sefada arayıp duruyorlar.
& Artık her birimiz canlı kalmanın yollarını arıyoruz.
& İşte şimdi bize acılar öğretmenlik yapıyor.
& Yıkıntılardan belki yeni bir yuva kurarız bilemiyorum.
& Vahiy bize yeni nazil olurcasına Hıradaki mesajdan mı başlamalıyız bilemiyorum.
& Önce ilkelerimizi belirleyip önce bu ilkelere iman etmeliyiz.
& Rotayı belirledikten sonra ancak okyanusta yol alabiliriz.
& Aksi takdirde bugün olduğu gibi savruldukça savrulacağız.
& Belki de bir bataklıktan diğer bataklığa savruldukça savrulacağız.
& Dini sohbet ve konferanslar bugün zaman israfından öteye geçmiyor.
& Zira önce ilke belirlenmeden bunların her biri geçici tedbirler olarak görülebilir.
& Bunların hiç biri dertlerimize derman olmadı ve olamayacağı da açıktır.
& Doğruyu düşman kabul eden bir zihniyetin isyanı, kolay kolay iflah olmayacağa benziyor.
& Oysa ümit duygusunu kaybeden insanlar, yaşayan ölü gibidirler.
& Öyle ki aşk var olmayı değil yar olmayı ister bilesiniz.
& Aşk gece karanlığını bile aydınlatır bunu da bilesiniz.
& Desene bugün duygusal olarak da yetim düştük, ilkelerimizi de bir bir kaybettik, şimdi de fakirlikle boğuşuyoruz.
& Oysa fakirlik gerçeği inkâr etmeye yani küfre en yakın durumdur bilesiniz.
& Peygamberimiz buyurdu ki en büyük tehlike fakirliktir.
& Zira borçlu adam konuşurken yalan söyler, söz verirse de sözünde durmaz.
& Fakirlik insanın kimyasını bozar.
& Allah korusun onu münafık da yapar.
& Münafık fakirden daha da tehlikelidir.
& Bugün bilinçli olarak mı fakirliğe itiliyoruz onu da bilemiyorum.
& Ama fakirlik bir kader değildir bunu da bilesiniz. Saygılarımla. Prof Dr Hadi Sağlam