Halk arasında gümüş dolgu olarak da bilinen ve içeriğinde cıva içeren amalgam diş dolgularının kullanımı; Avrupa Birliği’nde 1 Ocak 2025'ten itibaren geçerli olmak üzere yasakladı. Türkiye'de geçmiş yıllara oranla amalgam dolguların kullanımı azalmakla birlikte, uzmanlar devam eden bu uygulamadan uzak durulması gerektiğini belirtiyorlar. Diş Hekimi Gülcan Usal, amalgam dolgunun yüzde 50 civarında cıva, geri kalan kısmında ise gümüş, bakır ve kalay gibi metallerin bulunduğunun altını çizerken, "Cıva, toksik bir madde olup, ağızda bulunduğu süre boyunca sürekli cıva buharı salgılar. Bu durum, diş fırçalama, diş sıkma, çiğneme, sıcak yiyecek ve içecek tüketimi gibi günlük aktiviteler sırasında gerçekleşir. Ciddi sağlık riskleri nedeniyle amalgam dolgusu olanların, bu ürünleri çıkartmaları gerekir" diye konuştu.

Dszhr

Sıcak havada içilen çay serinletir mi? Sıcak havada içilen çay serinletir mi?

Usal, AB ülkelerinin uzun zamandır 'Cıvasız Avrupa' hedefi için çalıştığını da belirtirken, şu uyarılarda bulundu: "Türkiye'de de benzer yasaklamalar gelmeli. Amalgam dolgu çıkarılırken, toksik cıva buharının solunması ve cıva parçaları ile tozlarının yutulmasını engellemek için hem hastanın hem de diş hekiminin koruyucu ekipman giymesi, hastaya lastik örtü takılması, hastaya burundan oksijen verilmesi gerekebilir. Ayrıca, çıkarılan amalgam dolgu parçalarının doğru şekilde bertaraf edilmesi de önemlidir."

"Amalgam dolgu dikkatli çıkarılmazsa hastayı zehirleyebilir. Cıva, vücuda toksik etkilere neden olabilen bir elementtir. Bu nedenle, diş hekimleri amalgam dolgu çıkarırken SMART protokolü önlemleri almalı ve cıva buharı riskini en aza indirmelidir."

Diş Hekimi Uzman Dr. Zeynep Giray ise birden fazla yapılan amalgam dolguların kana karıştığının tespit edildiğini belirtti: "Amalgam dolgunun değişimi sırasında, ağız içerisinde dağılan dolgu parçalar toplanamadığından kana ve vücuda karışıyor. Dolayısıyla yapım aşamasından ziyade söküm işlemi çok daha riskli. Avrupa’da yasaklanan birçok ürün Türkiye’de halen kullanılıyor. İstanbul dışında Anadolu’nun birçok yerinde amalgam dolgunun sıklıkla yapıldığını tahmin ediyorum. Bu gelişmişlik düzeyi ile de alakalı bir durum."

"Avrupa ülkelerinde amalgam toplayıcı bir hazne vardır. Yani söküm sırasında buna özen gösterilir. Sökülen parçalar ağız içerisinden büyük bir vakum cihazıyla toplanır ve toplanan bu küçük parçalar da özel olarak çöpe atılır. Bizde böyle bir vakum sistemi olmadığı gibi dökülen parçalar direkt olarak su kanallarına da gidiyor."

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk de amalgam dolgunun içerisindeki cıvanın kana karışma riski olduğuna dikkat çekti. Cıvanın yağlı dokularda birikme riski olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erk, "Vücutta en fazla yağlı dokulardan bir tanesi de beyindir. Cıva, beyine ve diğer organlara giderek o organlarda yabancı cisim reaksiyonuna yol açarak bağışıklık sistemini aktive eder. Böylelikle o organları savaş alanına çevirir" dedi.

Gelişmiş birçok ülkenin amalgam dolgulardan vazgeçtiğini de söyleyen Prof. Dr. Erk, "Amalgamın içeriğindeki cıva aynı zamanda karaciğer, kalp, böbrek, sinir sistemi ile ilgili pek çok bulgu ve belirtilere yol açabiliyor. Amalgam dolgular, çok iyi diş hekimleri tarafından uygun koşullarda çıkarılmalıdır" ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi - SK