Şiddet önlemede kayıtsızlık, insanlığa ihanettir!

Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) Kurucu Genel Başkanı Âdem Solak, Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) ve daha onlarca kurumla birlikte yürütmeye çalıştıklarını ifade ederek, Futbolda yaşanan şiddetle ilgili açıklamalarda bulundu.

Hegem Genel Başkanı Adem Solak

Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) Kurucu Başkanı Adem Solak, Çaykur Rizespor maçında meydana gelen Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın hakem Halil Umut Meler’e yumruk atmasını ülke gündeminde yer aldığını ifade ederek, “Ülkemizde her 5 saniyede bir çocuk şiddetin en az bir türüyle karşılaşıyor.  Dünden beri tüm medya ‘sporda şiddeti’ konuşuyor”  söyleyerek tepkisini dile getirdi.   

Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) Kurucu Genel Başkanı Âdem Solak, ülkemizde yaşanan şiddet olayları ile ilgili birçok bilimsel çalışma yaptıklarını, çok sayıda makale, yazı ve yüzlerce kitap çalışmaları yaptıklarını dile getiren Solak, “Sanki havaya konuşuyoruz. Boşa kürek çekiyoruz. Yazıktır, günahtır. Bizi yok saymayın” diyerek tepki gösterdi.

Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK), 27 Devlet üniversitesi, Adalet Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı dahil olmak üzere onlarca kurumla birlikte çalışma yaptıklarını “İnsan Hakları ve Şiddetle Sivil Mücadele Bilincini Güçlendirici Saha Aktörleri Yetiştirilmesi Projesi’nin önemine değinen Âdem Solak şunları dile getirdi: “Şiddet kültürü diye başladım çünkü ‘şiddet’ 21. yüzyılda tam dünyada /ülkemizde bir kültüre dönüştü. Şiddetin her türü (fiziksel, sözel, psikolojik, cinsel, ekonomik, sosyal, siyasal…) bütün geçmiş zamanlara göre büyük bir artış trendi içinde. Şiddet zor ve kompleks bir konu olduğu için ülke yöneticileri anlamayı, önlemeyi daha çok sonraya (kendinden sonra geleceklere) bırakma eğilimi içinde olurlar. Bugün ülkenin şiddet yönünden mayın tarlasına dönüşmesinin en önemli nedeni de budur.

‘HER BEŞ SANİYEDE BİR ÇOCUK ŞİDDETE MARUZ KALIYOR’

Kandilli duyurdu: Balıkesir'de deprem... Kandilli duyurdu: Balıkesir'de deprem...

Artan şiddet türleriyle sarmaş-dolaş yaşamanın zorlukları ve bedelleri vardır. Yurttaşlar kendini güvende hissetmezler, korku kaygı içinde yaşamak iş verimlerini düşürür, hayat kalitelerini yerle bir eder ve daha da önemlisi bir bireysel silahlanma yarışı başlar. Dünden beri tüm medya ‘sporda şiddeti’ konuşuyor, yazıyor, çiziyor, tartışıyor. Dünden önce şiddet konusu yok muydu? Ülkemizde Her 5 saniyede bir çocuk şiddetin en az bir türüyle karşılaşıyor. Her 5 dakikada bir çocuk cinsel saldırıya maruz kalıyor.

5 MİLYON AÇIK DOSYA VAR

Cumhuriyet Başsavcılıklarında şiddet nitelikli açık dosya sayısı 10 milyon, şüpheli sayısı 15 milyonun üzerine çıkmış durumda. Okullar dâhil hizmet kurum ve kuruluşlarımızda açık idari dosya sayısı milyonlarla ifade ediliyor.  Kalkınma Planları, İnsan Hakları Eylem Planları gibi üst belgeler aslında şiddet üzerine onlarca görev vazediyor. Cumhurbaşkanlığı şiddetin anlaşılması ve önlenmesi üzerine genelge yayınlıyor. En son 2023/16 sayılı Genelge var.

NE DESTEK VAR NE SAHİPLENME NE DE SAMİMİYET

Şiddetle Mücadele Vakfı bu üst belgeler gereği Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, 27 devlet üniversitesi ve daha onlarca kurumla 10’ar yıllık protokoller imzalıyor, çözüm modelleri ortaya koyuyor. Ancak, sahada şiddetin önlenmesiyle ilgili sahip yok, inanç yok, destek yok… 17 bakanlık ekseninde 36 genel müdürlüğe, Diyanet İşleri Başkanlığı’na, YÖK Başkanlığı’na ve böylece yaklaşık 6 milyon kamu çalışanına, devletin resmi üst belgeleri hükümleri gereği olarak ‘şiddet önleme sertifika programlarına, sosyal arabuluculuk sertifika programlarına katılmaları yönünde’ Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü üzerinden resmi davet yazıları yazılıyor.

‘BU İNSANLIĞA İHANETTİR’

Sonuç olarak başvurusu sayısı 95. Bu sonucun anlamı, ‘Şiddete evet’, ‘yaralanmaya evet’, ‘ ölmeye evet’, ‘çocuk taciz ve tecavüzlerine evet’ midir? Bu böyle devam ederse elbette ‘Evet’. Çünkü sayılar öyle diyor. Bütün bakanlıkların ve akıl sorumluluğu olan herkesin şiddetle mücadelede aktif olarak işin içinde olma zamanı geldi, geçiyor. Şiddet önlemede kayıtsızlık ya da ertelemek insana, insanlığa ihanettir.” Diye ifade etti.

Editör: Mehmet Yaşar Çiçek