GENÇLER...! İYİLİKTEN BAŞKA MİRAS YOKTUR.

Bugün de dün olduğu gibi gerçekleri kabul etmek, adeta mucizeyi kabul etmek kadar zorlaşmıştır. Zira şartlandırılmış ve koşullandırılmış bir zihin yapısı oluşturulmuştur. Olması gerekeni bilerek de gerçek olmayanla yaşanabilir mi bilemiyorum? Bir günlük böcek ömrü ile doksan yıllık insan ömrü ne anlam ifade ediyor ki ikisi de yalandır. Desene dünya yalandır. Sevgiden başka da sermaye yoktur.

Gençler...! Değerler hiyerarşisinin terazisi bozulmuşsa doğruyu yakalamak kolay olmayacaktır. Öyle ki düşük ruhlu insanlar daima yanlış tartacaktır. Eski kültürün akıl çapının zihniyeti, döneminde bir yazılım kabul edilse de, bu bir başlangıç oluştursa da bu eski kültürlerin yolundaki zihniyete yeni yazılım takviyesi yapılarak belki bir gelişim sağlanabilir. Sadece eski kültürlerin yolundaki zihniyetle, bir ilerleme sağlanamaz.  Bu akan nehirlerin tersine akıtılması kadar imkânsız olacaktır. 

Özlü sözleri dallarından toplamak varken; ölü sözleri ve kültürleri yaşatmaya uğraşmak ne kadar da acıdır. İnsanlar geçmişin bir dönemini tekrar canlandırmak istemiş olsalar da tarihten ders almak yerine, tarihte kalmaya özeniyorlar demektir. Böyle geri kalmış ruhların varlığı sayesinde zaten bilim de başını kaldıramamıştır.

Hukuk mücadelesi nedir? İktidar ve ganimet nasıl kazanılır? Hukuk mücadelesi nedir? İktidar ve ganimet nasıl kazanılır?

Bugün gençlik gemisine ne kadar da çok yük yüklenmiştir. Gençlik gemisi bu kadar ağır yükü taşıyabilir mi bilemiyorum. Herhalde bu gençlik gemisi bu ağır yükle suya batırılmaya çalışılıyor. Gençlik bugün eğitim ve öğretimden tutun da evlilik ve iş hayatına kadar ağır bir imtihanın pençesinde yetim düşmüştür. Arıların nadan düşmesi gibi gençler de toplumda nadan düşmüşlerdir. Genç insan ne kadar derin düşünüyorsa o kadar ince hissediyor ve bu ağır yükü fark etmiş demektir.

Dünya adeta cenneti de cehennemi de, mutluluğu da mutsuzluğu da kucağında taşımaktadır. Çiçeklerin kokularından sarhoş olanlar olduğu gibi devenin dikeninden de rahatsız olanlar bulunmaktadır. Zira olağan insan kendini insanlardan ve dünyadan daha değerli görüyor. Zaman sonra insanlara köleler gibi muamele yapıyor. Tarihte de kölelere insan olarak değil eşya olarak bakıldığı gibi bugün de adeta köleliğe gerisin geri döndürülmek isteniyor..

Zalim insanlar, genellikle eski kültürlerin geriye bıraktığı eserlerdir. Desene iktisadi ekonomimiz rayında olsa da iyiliğin ekonomisini kurmamız çok kolay olamayacaktır. Öyle ki insan hasta ve ruhen bastırılmış insanlarla yaşaması ne kadar da zordur. Bugün başkalarına acı vermenin kendisine zevk verdiği bir dünyada yaşıyoruz. Zülüm ve riyakârlar tarafından temsil edilen hiçbir güç, uzun süre ayakta kalamaz bilesiniz.

Eylemlerimiz için söz verebiliriz fakat duygularım için söz verebilir miyiz bilemiyorum. İnsan verdiği sözleri tutabilmesi için iyi bir hafızaya ve sorumluluk duygusuna ihtiyaç hisseder. Bedenen ve ruhen zehirlenmiş bir toplumda, gururu yaralanmış gençlerin perişan olacağı açıktır. Sevgiye bile adaletten daha fazla değer verildiği bir toplumda işinizin çok daha zor olacağı açıktır. Midesini düşünen bir gençlik, özgürlüğünü çoktan kaybetmiş ve esir düşmüştür.

Kaynak: Haber Merkezi