İSLAMI'IN ANA SANCAĞI TEVHİTTİR.
( Bu sancak düşmez.)
İslam dinin en temel ilkesi ve temel sancağı TEVHİTTİR. Bu ilke, vazgeçilemez, terk edilemez, hak edilemez, doğuştan kazanılmış, insan olmanın gereği eşitlik esasına dayanır. Tevhidin esas anlamı, doğuştan hakların eşitliği yanında, bütün insanların hukuk önünde eşit olduğunun haykırışıdır. Allah'ın birliğine iman yanında kulların haklar konusunda eşitliğini ifade etmektedir.
Tevhidi çağrı, bütün insanlığa genel bir çağrıdır. Tevhit ilkesine göre üstünlük, ancak ve ancak hukuka saygı duymayı ifade eder. Yani insan hakkını ve Allah hakkını korumayı hedefler. Çünkü tevhit ilkesi, sınıfsal ayrıcalıklara son veren bir akidedir. Yani camideki saf düzeninin sosyal hayatta pratiğe yansıtıldığı sistemin adıdır. Mümin, kelimeyi tevhidin lafzını söyleyerek Müslüman olmaktan ziyade, manasına inanan ve pratiğe yansıtan insan demektir. Ancak teraziniz bozuksa tarttığınız (riba) hep boşuna olacaktır. İşte tevhit, sosyal hayatta bu terazinin de denk tutulması akidesini yerleştirir.
Öyle ki tevhid; kadın ile erkek, emek ile sermaye, zengin ile fakir, işçi ile işveren, devleti ile vatandaş, efendi ile köle gibi insan olma özelliğinde hak terazinin denk tutulması demektir.
Peygamberimiz Mekke’de bu tevhidi mücadeleyi verdiği için imtiyazlı Mekkeliler tevhidi kabul etmediler. Tarihten günümüze analarının hür ve eşit olarak doğurduğu insanları köle yaparak, sosyal hayatta eşit haklarla mücadele etmelerinin önü sürekli kesilmiştir.
ZAMANLA İNSANLAR KÖLELEŞTİRİLEREK SÖMÜRÜ DÜZENLERİ KURULMUŞTUR.
Sen çalış ben yiyeyim asalak anlayış hâkim kılınmıştır. Bugün Anayasalarda eğitimde, iş hayatında, sosyal hayatta fırsat eşitliği yazılsa da pratikte hiçbir ülkede bu eşitlik / tevhit sağlanmış mıdır bilemiyorum.
İslam, gerek sosyal hayatta tevhidi ilke olarak koymuş, gerekse iktisadi sömürü düzeni olan riba’yı kamu düzenine bir savaş açma olarak değerlendirmiş ve insanların emeklerinin sömürülmesine hararetle karşı çıkmıştır.
Keza insanları mazlumiyet ve mağduriyetinden istifade edilerek sömürülmesine şiddetle karşı çıkmıştır. Böylece İslam’ın iktisadi alanda sömürü düzenine karşı yapılmış en ciddi hukuki (şer'i) düzenleme riba yasağı kabul edilmiştir. İslam'ın tevhit sancağı düşerse veya tevhidin anlamı yozlaştırılırsa, Müslümanların tekrar gerisin geri köleliğe döndüklerini ve esir düştüklerini ifade eder. İslam'ın kardeşliği tevhit projesinin pratiğe yansımasından geçer.
Sosyal hayatta tevhit dejenerasyona uğramışsa İslam'ın kardeşliğinden söz edilemez. İslam'ın kardeşliği ancak ve ancak tevhitle sağlanabilir. Aksi takdirde duygusallığın ötesine geçilemez... Müslümanlar bir zaman sonra birbirlerinin yüzüne bakamaz olurlar. Sözde kardeş olsalar da özde kardeş olamazlar. Desene sancak düşerse, vatan da düşer. Saygılarımla.Prof Dr Hadi Sağlam