Erzincan ölçekli şehirlerin kalkınması için önceliklerimizin dikkate alınıp hayata geçirilmesi gerekiyor.
Türkiye'de nüfus yoğunluğu ise en yüksek bölge 24.899.126 kişinin yaşadığı Marmara, en düşük bölge ise 6.513.106 kişinin yaşadığı Doğu Anadolu.
Sadece İstanbul’un nüfusu 16 milyon civarında.
Hal böyleyken Türkiye’deki nüfus dağılımda bir dengesizlik söz konusu olduğunu görüyoruz.
Ne diyor DOĞDUĞU YER Mİ? DOYDUĞU YER Mİ ?
Tabii ki hayatını sürdürebilmesi için doyacağı çoluk çocuğunu geçindireceği yere gitmek zorunda hayatını idame edebilmesi için.
Devletimizin 776.980 km2 olan toprağında vatandaşına eşit bir dağılım olmadığı için doğudan batıya sürekli göç olmuştur.
Vatandaş mecbur kalmasa geçimini sürdürmek için doğduğu yeri bırakıp ekip içtiği topraklarında batıyor çoğunlukla da İstanbul’a göç etmez. Hal böyleyken bizim bildiğimizi yüzyıllardır var olan devletimiz bilmiyor mu? Osmanlı devleti zamanında eyaletler sistemi bugünkü ABD’nin sistemi olan eyaletler ve idari sistem daha kolay vatandaşına ulaşılabilir dertleriyle hasbıhal olan idare olarak görünmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması elbette demokrasi ve özgürlük olarak benimsenmiş bir sistemdir. O zaman işlevsel de bir eksiklik ve noksanlık görünmektedir. Vatandaş seçimden seçime hatırlanan sırtı sıvazlanan halk değildir. Bir ve bütün olmayı gerektiren vatanını milletini yurdunu birkaç toprağını düşmanlığa kaptırmayan insanoğlu insandır.
8. Cumhurbaşkanımız Rahmetli Turgut Özal‘la başlayan doğudaki vatandaşına elektriği, suyu ve altyapıyı götürülen hizmet, son yıllarda artılarıyla devam etmektedir. Yeterli mi değil, çünkü sürdürebilinir politika yetersiz kalıyor. Doğuda neler eksik, topal, cılız gidiyor biliyorsunuz;
Tarımdaki sürdürebilirlik,
Köyden kente kentten de büyük şehirlere. Niye mi çiftçinin ektiği para etmiyor, aksine komisyoncunun ki para ediyor. Emeğini veren köylünün baktığı büyük baş ve küçükbaş hayvanlarının ne eti ne de sütü para ediyor. Ama git marketten peynir kasaptan et ve buna benzer hayvansal ürünler al tabiri cazipse can yakıyor. Buna benzer o kadar çok tarımda olumsuzluklar var ki hangi birini anlatayım.
Doğuda sanayi,
Ülkemizde düzensiz dağılan sanayinin %60'ı Marmara Bölgesi'nde bulunur. Gebze Türkiye'nin en büyük sanayisini bünyesinde bulundurur. Marmara'da İstanbul dışında İzmit, Bursa, Sakarya ve Tekirdağ'da sanayi gelişmiştir. Ege Bölgesi, sanayinin geliştiği ikinci bölgedir.
Varsa yoksa batıya yatırımlar gitmiş. İstihdam orada, ürettiği ürünün transfer kolaylığı orada, tedarikçiler orada vs vs hepsi orada.
Biz diyoruz ki doğuda bulunan şehirlere daha çok yatırımlar yapılması ve yapılması için özel sektörlere reel yani gerçekçi teşvikler sunması gerekiyor. Akabinde doğu sanayicilerin ürünlerini daha kolay ulaşılabilir orta doğu ülkelerine, Türk devletlerine ulaştırılmasını sağlanmalıdır. Zor şartlarda üretim yapıyor daha sonrada tekrar batıya doğru nakletmek zorunda kalıyor. Doğuda sanayileşmenin sorunları vs vs çok.
Doğuda esnafın hali
Esnafımızın hali de doğuda kalanların durumlarından çok da farklı değil. Şöyle ki batıyla doğu kıyaslayacak olursak iş yeri kiraları, ev kiraları, ürün girdi fiyatları, işçi giderleri velhasıl maliyet batıdan farklı değil. Aksine getirisi çok farklı, kar oranı çok farklı. Çünkü nüfusla alakalı, alım gücüyle alakalı, hava şartları, Bayi esnafınada aynı KDV dolgudaki tüccarada ayni KDV tabi diyeceksiniz ki devlet Vatandaşı arasında ayrımcılık yapar mı ?
Yapmamalı tabii ki. O zaman yukarıda saydığım olumsuzluklarda da eşit dağılım olması gerekmiyor mu? Ve vs.
Birde bunların yanı sıra batıdakiler bize nasıl bakıyor, taşralılar diye. Bu bölgeye gelen idareciler yöneticilerin gözünü bir an önce batıya gitmenin hesabında. Erzincan ve buna benzer şehirler onlar için geçiş noktası. Oysa şehirlerde ne olup bittiğini daha güvenilir bilgilerinin Ankara’ya gelmesi için kent konseyini ve akil insanlar konseyi kurmuş. Nerede Onunda işlevsiz hale getirmişiz.
Bir an önce ülkemizde Erzincan ölçekli şehirlerin kalkınması için önceliklerimizin dikkate alınıp hayata geçirilmesi, tersine göç ancak ki bu ve buna benzer yatırımlar teşvikler sahiplenmek fedakârlıklar ile göçü tersine çevirebiliriz.